20 Şubat 2019 Çarşamba

20 Şubat 2019 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı99....................................Sabah vakti


Sabah vakti

Küçük şeyler mutlu eder insanı. Sabah gibi, gün ışığının ılık sıcaklığı gibi. Namaz kıldıktan sonra bütün bir şehir uyurken ayakta olmanın hissettirdiği şükür duyguları gibi. 

Ya da küçük şeyler yaralar gönüllerimizi, hüzünlendirir. Akşam gibi, yağmurlu kapalı havalar gibi. Uykuyu fazla kaçırıp da öğleye yakın bir suçlu gibi yorgun ve halsiz uyanmak gibi. 

Bazen günün bazı saatlerine bazen de mevsimlere denk gelir hissettiklerimiz. Bahar gibi canlı, sonbahar gibi hüzünlü oluruz. Böyledir işte yaşam.

Gözlerimi kapatıyorum; dışardaki erken baharı, hafif serinliği, toprak kokusunu, kuş cıvıltılarını, çocuk koşturmacasını, araç seslerini duyuyor, hissediyorum. Hepsi bir orkestranın parçası gibi geliyor. Sanki bu güne kadar yazılmış en güzel besteyi icra ediyorlar.. O kadar doğal ve o kadar da uyumlular ki. 

Hamd ediyorum Rabbime, bize böyle güzel nimetler verdiği için. Çok şükür ki baktığımı görebiliyorum. Şükürler olsun ki bu güzellikleri kalbimle hissedebiliyor, gönlümle de yaşayabiliyorum. Ne diyeyim, mutluyum işte ! Sanki yaşadığım bütün acılar, sıkıntılar, zor günler silindi gitti. İşte bu sabahın, şu anın hazzı her kötülüğün önüne geçti.

Tersi de olabilirdi. Günün aydınlığı yaşadığımız pişmanlıkları yüzümüze vurabilirdi. Gecenin karanlığından arta kalan perişanlıklarla uğraşıyor olabilirdik.

Sabahın aydınlığı geceyi bitirdiği gibi, fenalıkları da apaçık gösterir. Gece bir çok günahı, kötülüğü, azgınlığı örtebilir, ama her gece sabaha çıkacaktır ve o yaşananlar birer pişmanlık olarak kalakalırlar.

Yine de bu toprakları, insanımızı, her baktığınızı hemen yargılamayınız; yanılırsınız. Biraz dikkat. Size ters gelen şeylerin belki bir sebebi, iç yüzü, hikayesi vardır; görürsünüz…

Ey sabahın seherinin tadına ve farkına varan insan ! “Tasalanma / Dert dolusu akşamlar yüklüdür sabahlara / Belki de bir muştudur o tarifsiz acılar Sabret / Gün doğarken ardından tepelerin / Yırtılıp açılır karanlıklar, günün aydınlığına.” Çünkü Mevlana’nın dediği gibi: “Dayan be gönlüm! Biçare değilsin Yaradan sana yâr. Kimsesiz değilsin, Yanında Kimsesizler Kimsesi var. Biliyorum, Sığmazsın hiç bir yere bu sevdayla. Dünya sana dar. Ama dayan gönlüm! Dayan ki Her gecenin mutlaka bir sabahı var.”





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder