Göreceli haller
Dünyaya bile yalan dünya denilmiş, öyle değil mi ? Zaman hale göre bazen uzun, bazen kısacık geliyor. Bir dakika sana göre farklı, bana göre daha farklı olabiliyor. O halde neye göre yaşıyoruz?
Dünya dönüyor, güneş sistemi dönüyor. Samanyolu
ve galaksiler hep hareket halinde. Kâinat bile bir saniye önceki konumda değil.
Neredeyiz ? Ahh dünya ! Senin hallerin ne kadar da göreceli böyle.
Evet, lüzumsuz yere kibirlenen insanoğlu için
hal-i perişanlığını görmesi ve düşündürmesi gereken şeyler bunlar. Hani Kur'an’da;
“Sonra tekrar tekrar bak; bakışların âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir.”
(MULK suresi 4.ayet) deniyor ya, aynen öyle.
Konuştuğumuz, doğru sandığımız her şey o kadar
da güvenli olmayabilir. Küçük/büyük ‘göreceli' hallere dikkat etmeli. Halin
kıymetini bilmeli insan.
Ziyâ Paşa’nın şu beyti de bu konuda: “Giden
gelmez gelen meşkûkdür bil kadrini hâlin/Bu dehrin mihnet ü zevkı bütün efkâra
tâbi'dir.”
Yani; Giden gelmez, beklenen şüpheli. O halde
eldekinin kıymetini bilmeli. Karşılaştığın hâl, sana sıkıntı mı verir yoksa
ferahlık mı; bu tamamen bakış açısına bağlı, aldanma !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder