Zamanın takvimi, takvimlerin evrimi
İslam dünyasında yıl
içinde kutsal bilinen bazı ay, gün ve geceler vardır. İki büyük dini bayram,
dört kandil ve üç aylar bunların en önemlilerindendir.
Bu mübarek gün ve
geceler hicrî takvime göre her yıl onbir gün önceye gelerek 33 yıl içinde yılın
her mevsim ve ayını dolaşmış olurlar.
Hicrî takvim İslam
Peygamberi Hz.Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicretini başlangıç yılı kabul
etmiştir. Ayın dünya çevresinde dolanımını esas alan ve içinde 12 Kamerî ay,
354-355 gün olan bir takvim sistemidir. Kamerî aylar Muharrem, Safer,
Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan,
Şevval, Zilkade, Zilhicce olarak anılırlar. Bunların içlerinde en saygın ve
değerli kabul edileni Ramazan ayıdır.
Hicrî takvim, Hicrî Kamerî takvim ve Hicrî Şemsî
takvim olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Hicrî Kamerî takvim, ayın dünya
etrafındaki dolanımını esas almakta ve hicret olayının gerçekleştiği 16 Temmuz
622 tarihiyle başlamaktadır. İslam dünyasında Hicrî takvim denildiğinde daha
çok bu takvim anlaşılır. Bu takvim sisteminin Milâdî takvimle arasındaki fark
yaklaşık olarak 33 yılda 1 yıldır.
Hicrî Şemsi takvimin
başlangıcı ise 20 Eylül 622 dir. Kamerî takvimin aksine dünyanın güneş
etrafındaki dolanımını esas almıştır. Temelde Milâdî takvimle aynı olmakla
birlikte başlangıç tarihleri farklıdır. Bu yüzden Osmanlı ülkesinde bu takvime
rumî takvim adı verilmiştir. Ayrıca, bu takvimde Milâdî takvimle arasındaki 584
yıl 13 günlük fark sabittir.
Milâdî takvim ya da
Gregoryen takvim, Hz. İsa'nın doğum tarihini Milat (tarih başlangıcı) alan ve
Dünya'nın Güneş etrafındaki dönüş süresini (365 gün 6 saat) 1 yıl kabul eden
takvim sistemidir. 4 Ekim 1582'de kabul edilmiş ve zamanla önce Avrupa'da daha sonra
diğer ülkelerde yaygınlaşmıştır. Bu takvime göre yılbaşı 1 Ocak olarak kabul
edilmiştir. Ayrıca günü 12 saatlik gündüz ve 12 saat gece dilimlerine ayıran
saat sistemi yerine 24 saatlik bir tam gün esası gelmiştir.
Hicrî Takvim “Ay”
yılını, Milâdî Takvim “Güneş” yılını esas alır. Bu yüzden ikisi arasında 11 gün
fark doğmaktadır. Ayrıca başlangıç tarihleri de farklıdır. Hicrî Takvimde başlangıç tarihi Hazreti
Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicret ettiği tarih olan 622 yılıdır. Milâdî
Takvimde ise başlangıç, yani milat Hz. İsa'nın doğum tarihi ile başlar. Bu
tarih “0” olarak kabul edilmiş, önceki zamanlar M.Ö, sonrası ise M.S olarak
adlandırılmıştır.
Osmanlı Devleti’nde
Tanzimata kadar resmî olarak yılbaşısı 1 Muharrem olan Hicrî takvim
uygulanmaktaydı. Tanzimattan sonra hicrî ve Rumî takvimler birlikte
kullanılmaya başlanmış, sonra da 1 Mart'ı yılbaşı kabul eden Mali takvimle
sadece Rumi takvim geçerli olmuştur.
Ancak, 8 Şubat 1332 tarih ve 125 sayılı
kanunla Jülyen esaslı Rumî takvim yürürlükten kaldırılarak Gregoryen esaslı
Rumî takvime geçilmiştir. Böylece, 1917 yılında 15 Şubat 1332 tarihinin ertesi
günü 1 Mart 1333 kabul edilerek tarihten 13 gün silinmiş ve gün sayısındaki
fark giderilmiştir.
26 Aralık 1925’te
çıkarılan 698 sayılı kanunla da Türkiye Cumhuriyeti’ndeki resmi devlet takvimi
Milâdî Takvim oldu. Böylece, 1 Ocak 1926’dan itibaren mevsimlerin hep aynı
aylara denk gelmesi temin edilmiş, yıl farkı da 584 yıla sabitlenmiş oldu. 1
Mart malî yılbaşı uygulaması ise 1983'e kadar devam etmiş, bu tarihte yapılan
yasal bir düzenlemeyle de bu konudaki farklılık sona ermiştir.
İşte zamanın özeti
ve insanlığın takvim serencamı böyledir. Görüyorsunuz ki zaman ve takvim soyut
ve göreceli kavramlar. Ancak, kabul edilmiş ölçülerle somutlaşıp sayılabiliyor,
algılanıp ifade edilebiliyorlar.
Nasıl adlandırılmış
olurlarsa olsun, insan için zamanı anlamlandıran şey içinde yaşananlardır. Öyle
zaman durakları vardır ki, insanı, yaşamı, acılarımızı, mutluluklarımızı hatta
varoluşumuzu açıklarlar. Onun için doğum günlerimiz, yılbaşlarımız, bu yüzden
bayramlarımız, kandil gecelerimiz var.
İşte böyle bir kutlu
zaman durağında, mübarek üç ayların başlangıcında buluşmak üzere selam ve sevgi
ile..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder