Yilmaz Yalcın, Bahadır Cüneyt Yalçın albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.
Ancak, rabbimin izniyle belki;
Biz kulların O’na yönelme ve yɑkɑrış gecesi,
O’nun sonsuz ɑf, merhɑmet ve rahmetinden yararlanma gecesi,
Müminlere umut, huzur ve müjde gecesidir.
Bu gece İsra ve miraç hadisesi üzerinde düşünmeli, Gerçekleştiği zaman, mekan ve ortamı anlamalı, sonuçlarını hatırlamalıyız.
Bu gece milletimizin geleneğinde bütün bunları tekrarlamak için gönlümüzde yakılan kandillerle aydınlanmış bir gece.
İnşallah milletimiz ve tüm İslam ümmeti için mübarek ola.
Dost, arkadaş ve akrabalarıma sağlık, huzur, mutluluk ve esenlikler diliyorum.
Vatanımız, milletimiz ve İslam alemi için hayırlara vesile olsun.
Rabbim ülkemizi ve milletimizi muhafaza ve muzaffer eylesin.
Barış olsun, huzur olsun yeryüzünde. Dualarımız mazlumlara kurtuluş, zalimlere intikam olsun,
İslam memleketleri selamete kavuşsun. İnsanlık huzur bulsun. Fitne ateşleri sönsün, müminler esenlikte olsun. Bu gece yapılacak tüm dua ve ibadetler kabul olsun inşallah.
Amin..Amin..Amin...
Yilmaz Yalcın, Divan şiiri I albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.
13 Nisan 2019
Yilmaz Yalcın, Corona günleri -I- albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.
İstanbul günleri
26 Mart Perşembe günü İstanbul Beşiktaş'ta
oğlumun evindeyiz. Burası çok
soğuk değil. Corona nedeniyle en az 10 gün dışarı çıkmam. Oğlum da evden çalışıyor
zaten. Lazım olursa ihtiyacımızı o çıkıp
alabilir. İki kişinin yiyeceğinden ne olacak, yapar baba oğul yeriz.
İzmir'le telefonla görüştüm, annem iyiymiş. Safiye de Nafiyeye
yardım eder, birlikte güzel
vakit geçirirler.
Saat 16:14'de Kızım Hilal'den bir fotoğraf geldi. Tuna kucağında altına:
"Huysuzum ben huysuz" yazmış. Herhalde bu günlerde biraz huysuzluk yapıyor.
Sibel: "yok yaaa, şeker yavruş o" demiş, Cüneyt de her zamanki muzip uslübu ile
yumurtadan yeni çıkmış
bir civciv resmi göndermiş.
Ben de herhal özlemiş
olmalıyım ki: "Kuzucum. Ben
görene kadar delikanlı olacak" diye yazmışım.
Elif salgını kast ederek:
"Çok dertli o da" notunu düşmüş. Ardından günün anlam ve önemine uygun bir paylaşım
eklemiş. Paylaşım 'Covid-19' adlı bir Whatsapp grubunu gösteriyor.
"Çin
Wuhan'ı gruba ekledi", "Çin
İran'ı gruba ekledi", "Çin
İtalya'yı gruba ekledi", "Çin
İspanyay'ı gruba ekledi", "……", "……", "Çin Türkiye'yi
gruba ekledi", "Çin tüm dünya'yı
gruba ekledi" ve "Çin
gruptan ayrıldı".
Gerçekten durumu tam özetleyen bir zeka ürünüydü. Cüneyt bu durur mu, 23:58'de bile yine espri yapabiliyor:"Tv'lerde internetlerde hastabakıcılar bile uzman sayılıyor, konuşmayan kalmadı. Bi tek bu yarasa aylardır susuyor, bi beyanat vermiyor. "Konuşursam yer yerinden oynar" diyormuş." Güldüm tabi. Bu sıkıntılı günlerde evlatlarım sayesinde sıkılmayacağım.
İlan edilmemiş OHAL
Artık iyiden iyiye ilan edilmemiş bir OHAL içindeyiz. Kendi 'Olağanüstü Halinizi' ilan edin denmişti galiba değil
mi, ya da öyle bir şey. Sonuçta evlerimize çekildik, zaruret
olmayınca çıkmıyoruz. Zaten 65 yaş üstü olanlar için sokağa çıkma yasağı var.
Virüsün Çinde Aralık ayında ortaya çıktığı biliniyor. Türkiye Şubat ayından beri gelişmeleri dikkatle izleyip
pozisyon aldı. KOVİD-19 henüz bir pandemi bile değilken, Türkiye gerekli önlemleri
almaya başladı ve 90 gün sonra ilk corona virüs vakası maalesef ülkemizde
de görüldü. ilk
vakanın 11 Mart’ta tespit edilmesi ve ilk ölüm hadisesinin 18 Mart’ta
gerçekleşmesi
üzerine
de gerekli tedbirler süratle alınmaya başladı. Sağlık bakanımızın gün gün
verdiği bilgiyle ne durumda olduğumuzu takip edebiliyoruz.
Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca, dün sosyal medya hesabı üzerinden Türkiye'deki corona virüsü vaka ve ölü sayısı ile ilgili yaptığı açıklamada: "Test sayımız dün 5.035'ti. Bugün 7.286 olarak gerçekleşti. 1.196 yeni tanı kondu. Hastalar ve temas çevreleri izole edildi. 16 hastamızı kaybettik. Bu sonuçlarla can kaybımız 75'e, hasta sayımız 3.629'a ulaştı." bilgisini verdi.
Vaziyet vahim. Her taraftan ve her yetkiliden dışarıya
çıkmama,
yakın temastan kaçınma
uyarıları geliyor. G-20 Liderleri bile dün bu atmosferde video-konferans yöntemiyle
bir zirve gerçekleştirdiler.
Gündemin
birinci maddesi tabi ki bu küresel salgın. Sağlıkla ilgili tedbirler yanında artık
yine küresel
çapta
olağanüstü hal,
sokağa çıkma
yasağı, seyahat kısıtlamaları, market ve eczaneler hariç tüm işyerleri için kapatma tedbirleri peşpeşe
geliyor. Bu virüs
sadece insan hayatını değil ülkelerin hatta dünyanın ekonomik düzenini
de tehdit ediyor. Bu yüzden ülkeler ard arda ekonomik tedbirler alıyor, destek ve
yardım paketleri açıyorlar.
Dünyanın tüm gelişmişlik görüntüsü ve iddiasına rağmen böylesi
bir salgın hastalık karşısında çok çabuk alabora olabildiği görüldü. Bu virüs geçip gittiğinde arkasında belki milyona
varan ölüm,
ağır yara almış bir sağlık sistemi enkazı bırakacak. Öte yandan yapacağı ekonomik hasarı şu
anda kimse tahmin edemiyor. G-20 liderlerinin 5 trilyon dolarlık kaynak üzerinde
anlaşmış olmalarına bakarak global olarak bu miktarın belki 10 katı bir
tahribattan söz
edebiliriz. Sosyal hayatta meydana gelen vurgun ve fay kırıklarına ölçü
bulunabilir mi bilmem.
Fakat bütün bunların ötesinde ve üzerinde 'insan' üzerindeki tahribatı ne olacak acaba? Çağdaş
dünyanın
sözde
gelişmişliği içinde
birdenbire eve tıkılan insanların yaşayacağı travma ölçülebilir mi? İşini kaybeden, düzeni
yerle bir olan, görünmez
bir hastalığa ve her şeyi allak bullak eden bir 'gazap rüzgarına'
karşı çaresiz
durumdaki insanoğlunun iç dünyasındaki korku, tedirginlik ve paniğin sebep olduğu
yaralara hangi ilaç
derman olabilir ki?
2020'nin şimdiden 'kayıp bir yıl' olduğu doğru.
Kişisel olarak, ailelerimiz boyutunda bütün planlarımız alt üst
oldu. Sadece hasta olmamaya değil, ailemizi, sevdiklerimizi, 65 yaş üstü büyüklerimizi,
komşularımızı ve karşılaşabileceğimiz herkesi korumaya çaba göstermek ağır bir sorumluluk. Kendisi çalışan
çocuklarını
okula ya da kreşe gönderen
anne babalar birdenbire kendilerini hiç akıllarına getirmedikleri bir başka zorlukla karşı
karşıya buldular: 'Çocuklarıyla
ilgilenmek!' Memnunlar mı? Hiç zannetmiyorum. Aynı evde, dışarı çıkamadan;
temizlik, yemek, bulaşık, çamaşır, oyun, ders çalışma ve evde çıkan
sorunlara karşı bir nevi savaş vermek durumundalar. Bundan da kaçışları,
tatili, hava alması, gezmesi yok. Çalışırken yoruldukları ve stres yüklendikleri
hallerinden daha zor durumda
olduklarını tahmin etmek güç değil.
----------
Bugün 27 Mart Cuma idi. 12 gibi evlatlarıma bir mesaj
yolladım:"Bugün cuma. "Dua ediniz,
icabet edeyim" diyor Rabbimiz. Ondan ülkem ve ailem için sağlıklı, hayırlı
bir ömür diliyorum." Mutad olduğu üzere annemle bir telefon
görüşmesi yaptım.
Hastalığı onu daha da hassas yaptı. Telefonum, görüşmelerimiz onu mutlu ediyor.
Yapılan açıklamaya göre bugün itibariyle Türkiye'de ise ölü
sayısı (+17 ile) 90'ı aşarken (92/5698=%01,6) vaka sayısı da 5 bin 700'e yaklaşmış (5698/47823=%11,9) durumda. Paylaşılan güncel verilere göre 26 Mart itibariyle Türkiye'de; son 24 saatte 2000'ün üzerinde (2069/5698=%36,3) kişiye yeni tip
corona virüs (Covid-19) tanısı konulmuş. Bugünkü test sayısı 7 bin 500'e yaklaşmış (7533/47823=%15,8), toplam test sayısı da 48 bine yakın (47823) gerçekleşmiş bulunuyor. Öte yandan toplam yoğun
bakım hasta sayısının 344 (344/5698=%06,0), toplam entübe hasta sayısının 241 (241/5698=%04,2), toplam iyileşen
hasta sayısının da 42 (42/5698=%01) olduğu
açıklandı.
Haberler göre Corona virüsünün ilk
ortaya çıktığı Çin, salgını kontrol altına almasının ardından yurtdışında
tırmanan vakalar nedeniyle yabancılara geçici olarak ülkeye giriş yasağı
koymuş. Bu arada Dünya Bankası Başkanı Corona virüsü salgınıyla mücadele
eden yoksul ülkelerin borçlarının ertelenmesi ya da yeniden yapılandırılması
çağrısı yapmış. Borsalar üç günlük yükselişten sonra yeniden düşüşe
geçerken Amerikan Temsilciler Meclisi ise 2 trilyon dolarlık dev bir acil yardım paketini onaylamış. Tasarı, Başkan Trump'ın da imzasıyla
yasalaşmış.
Bugün Cumartesi, yani hafta sonu. 'Home Office' evde
calışanlar için diğer günlerden ayırd edilmesi
zor. Bugün bir hazır çorba ve makarna
yaptım. Bol bol tv. seyrettim, bilgisayarımla çalıştım, haber izledim. Hilal bizim evde bir yerlere gizlenmiş dumblları
bulmuş: "Evde her şey var çok şükür" diye yazmış.
Oğuzhan da ona: saat 15:30'da "İyi İşte, Sıkılmazsınız" diye karşılık
vermiş. Elif de Adapazarı'ndan Sunalardan
Bazı paylaşımlar yapmış. Hilal Cem Boyner'den bir mesaj alıntılamış.
Diğerleri itiraz etmişler onun adını kullanarak yapılmış: "…koskoca boyner
şöyle balgam attım böyle cırcır oldum der mi"
yazmışlar. Akşam saat 19:50'de "Nasılsınız? Herkes iyi mi?" diye
yazdım. İyilermiş.
---------
Kaynak <https://yzyorum.blogspot.com/2020/03/27-mart-2020-cuma-1530-corona-gunlerine.html>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder