Yilmaz Yalcın, Yüreğimin sesi-I- albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.
Susmamalıyım;
Söylemeliyim/ yada yazmalıyım
Bildiklerimi inandıklarımı;
Yanlışa eğriye karşı.
Ama eksiğim pek çok; Başım önümde Mahcubum, araftayım affola; Yine de
İnsanım, yükseltmeli gönlüm iyiliğe daveti. Haykırmalı, sözcüklerim sadece hakikati.
Kırmadan / incitmeden ama hep doğrudan.
Kayada biten fidan, özgür bir ağaç gibi.
Uzanmalı gökyüzüne, çıkmalı kör kuyudan.
Yilmaz Yalcın
Beklemek... Şu anda beklemenin romanını yazabilirim.Bi defa çeşit çeşit bekleme var. Sıra beklemek, otobüs beklemek, arkadaşı beklemek, sevgiliyi beklemek, eşinin hazırlanıp çıkmasını beklemek, makamda beklemek, doğumu beklemek, ameliyatı beklemek, doktorun bir kaç kelime etmesini beklemek. Daha bir çok bekleme çeşidi sayabilirim.
Beklemek... Şu anda beklemenin romanını yazabilirim.
Bi defa çeşit çeşit bekleme var. Sıra beklemek, otobüs beklemek, arkadaşı beklemek, sevgiliyi beklemek, eşinin hazırlanıp çıkmasını beklemek, makamda beklemek, doğumu beklemek, ameliyatı beklemek, doktorun bir kaç kelime etmesini beklemek. Daha bir çok bekleme çeşidi sayabilirim.
İşini savsaklayan, gevşek ve sorumsuz görevlilerin bekletmeleri ise kızdırıyor ilaveten. Randevu verip bekletenler de. Ya söz verip tutmayan, yaz tahtaya belki alırsın... şeklinde bekletenler?
Gençken film arasını beklemek bile bana azap gelirdi. Sonraları yaş aldıkça sabretmeye alıştım. Hatta yıl gibi geçen dakikaları birer birer arkada bırakmayı kendimi ödüllendirme vesilesi bile yaptım. Ne kadar uzun beklediysem o kadar sabrettiğimi, yılmadığımı, direndiğimi düşündüm. Bazen kendi yanlış, hata ve kusurlarımın cezası gibi geldi kimi beklemeler.
Yine de her seferinde geriyorlar beni. Sonu belirsiz tünellere giriyormuş gibi hissediyorum. Belki de bu belirsizlik kasıyordur. Başı sonu belli, süreci bildiğim beklemeler o kadar sorun olmuyor çünkü.
Yilmaz Yalcın profil resmini güncelledi.
1974_İİTİA Aksaray YO önünde arkadaşlarımla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder