31 Aralık 2023 Pazar

31 Aralık 2023 Pazar; TORUNLARIMA MEKTUPLAR...........................ANILAR; 31 Aralık

 


114 31 Aralık 2013 Salı 16;47 NE DÜŞÜNÜYORUM ?.........................Yeni bir yılın eşiğinde


Yıldönümü


Yılbaşı kutlamam. O güne dair özel şeyler yapmam. Hiç bir zaman da farklı anlamlar yüklemedim. Ancak bu, yeni bir yıla girerken sevdiklerime, dost, arkadaş ve yakınlarıma iyi dileklerimi sunmama da mani değil.

Her sabah günaydın, hayırlı sabahlar demez miyiz sevdiklerimize.

Selamünaleyküm, iyi günler, hayırlı akşamlar dilemez miyiz dünyaya. İşte öyle bir şey benim için bu gün, daha fazla değil.

Bir yılı daha geride bıraktık. Sardık sarmaladık kaldırdık arşive. Bir hatıra defteri gibi anahtarını da yanına koyarak. İyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla ömrümüzden bir yıl daha kaydı aslında. Gençler içinse bir yıl daha yaklaşıldı hayallere.

Hep umut içindeyiz; acılar bitsin, sevinçler çoğalsın, sağlık olsun, mutlu olsun tüm insanlar. Bunun neresi kötü.

Her insanın dünyaya gözünü açtığı kültür, inanç ve coğrafya onun seçimi değil. Bu kıtadan kıtaya, ülkeden ülkeye değiştiği gibi, nesilden nesile, bir evden ötekine de değişebiliyor. Yüce yaradan öyle takdir etmiş, kime ne ? 

Bir çok şeyi genlerden devralıyor, geleneksel olarak devam ettiriyoruz. Kimse kimsenin herhangi bir şeyi algılayış, yaşayış ve önemseyişini küçümseyemez, saygısızlık edemez. Benim inancım bana, diğerininki de kendisine. Hepsi saygıya ve hoşgörüye layık. Ne bir fazla ne de eksik.

Bana göre yılbaşı denilen şey tamamen itibari bir şey. Hadi göreceli diyelim. Her şey gibi ne anlam, ne değer yüklerseniz o olur.

Mesela baş meridyen denilen, boylamı 0° olarak tanımlanan başlangıç merdiyeninin Londra'nın Greenwich kasabasından geçtiği kabul edilmiş. O bir şey mi ? Nasrettin hoca merhum dünyanın merkezi eşeğimin sol arka ayağının bastığı yerdir demiş. İsterseniz ölçebilirsiniz.

Yine Miladi takvim 0'la başlıyor. Hz. İsa peygamberin doğum günü esas alınmış. Öncesini M.Ö, sonrasını da M.S olarak öğrendik. Peki Hz. İsa'nın doğum gününü kim biliyor ? Doğu ve güney doğu asya halklarının yılları domuz, kedi, ayı, kaplan, fare bilumum hayvan isimleriyle adlandırdıklarını da biliyoruz. Gülmeyin, onlar da size gülebilir. Yargılayamayız, o zaman bizi de birileri yargılayabilir. Dünyanın hali böyle, kabul edeceğiz.

Bakın, bu sabah saatlerinden itibaren dünya yeni yıla girmeye başladı. 24 saat boyunca dünya üzerindeki her nokta, her saniye 2013'ü bitirip 2014'e girecek. Kavga etmeye gerek yok, dünyada herkese, her inanca yer var.

Rabbim bizi yanıltmasın, inancını kültürünü yaşayan ama diğerlerine de saygı ve sevgiyle bakanlardan eylesin.

2014 yılı hepimiz için, ülkemiz için, hatta tüm insanlık için hayırlara vesile olsun inşallah.

Yüreğimin sesi-I- albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.


31 Aralık 2016  
Bismillah
Yeni doğan gününe, geceye, gündüzüne
Giden yılın ardından, her gelen senesine
Bugünden geleceğe; Haydi Bismillah
Nikah mührün basılıp, mutluluk aranırken
Her sevimli bebeğe ezan ismi konulurken
Maşallah de en başta; söyle Bismillah
Evinden çıkarken, çalışmaya başlar iken
Yolculuktan evveli, dönüp eve girer iken
Hamdet, şükreyle; de ki Bismillah
Zorlu günlere, yaşanan acılı saatlerden
Mutlu zamanlardan, en hayırlı işlerden
Neş'ede de kederde de; önce Bismillah

Yüreğimin sesi-II- albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.

31 Aralık 2019  
Bu gün yeni bir gün, geçmiş günler de öyleydi
Yarında öyle olacak, tıpkı dün nasıl geçip gittiydi
Yıldızlar akıp gidiyor, güneş te dünya da dönüyor
Zaman; ummanına yönelmiş, soluksuz tükeniyor
Ne sabahlar geçti, ne geceler kaldı arkamızda
Saatler hep çalıştı, ne ömürler bıraktık o yolda
Her yıl yeni yıldönümleri andık, kutladık gelenleri
Ne doğum günü bitti, ne ölümün senei devriyeleri
Günlerin sevabı da yok günahı da, biziz adlandıran
Onları farklı giydirip, kendi vaktini anlamlandıran
Daha dün gibiydi milenyum kutlamaları; 2000'ler için
2010'lar bitti, şimdi 2020'ler sırada; Ne oldu ki, niçin?
2019'da bitecek 2029 da, yaşayan için 2039 da
2020 de vakti dolup solacak, bir başkası sırada
Ne gidene üzülür ne gelene sevinirim; aslolan ne?
Acırım biteviye eriyip giden kendi ömür sermayeme
Varsa heybemde bir şeyler sevinirim, yoksa eyvah!
Noel baba beklemem, azıksız yola çıkar mı seyyah?
Zor yıllardan geçiyoruz; acı, gözyaşı ve kanla dolu
Yeni yılda güzel şeyler dilemek yanlış mı? Doğru.
Herkes kendi zamanını biliyor, tasasını sevincini
Bizden öncekiler de ne acılar yaşadılar değil mi?
Kendi imtihanını yaşayıp, heybesini alan gitti
Sabırla direnenler, yolda şükürle zenginleşti
Güne, saate, ağaca dilek sunmanın inan ki yararı yok
Aç ellerini, yönelt gönlünü 'O'nun Lûtfunun sınırı yok
Sade yılbaşı günü değil her an muhasebe yapmalı
Varsa yanlışlar, yaşanan kötülükler hep ders almalı
Tevbe kapısı herkesi bekliyor; her gün her an açık
İyi dilekler için illa belli bir gün yok ki bu da apaçık
Niyetim kimseyi üzmek ya da kırmak değil, asla!
Yanlışım bana ait, kendimedir şayet sözüm varsa
Dileğim Rabbimedir, bu gün de duam niyazım ona:
"Günümü hayırlı kıl, gecelerimi ve yarınlarımı da!
Geçmişimi bağışla, ömrümün gelecek yıllarını da.
İsterim tüm iyilik ve güzellikler sevgili ülkem için olsun.
Dünya da artık her kötülük, kan ve acıdan kurtulsun."

31 Aralık 2020 23:30 Cuma CORONA GÜNLERİ.................................... 2020 bitimi, 2021 sınırında

2020’ gidiyor

Allah daha kötüsünden korusun. 2020 yılı nihayet bitiyor. Her geçen gün gibi yılları da arkada bıraktığımızda iki duygu arasında kalıyoruz. Bir yandan her doğan sabah her yeni yıl için umutlu olmak istiyoruz. Ki yaşıyoruz, hayat devam ediyor; doğal olarak yenisi eskisinden daha güzel, daha hayırlı olsun istiyoruz. 

Öte yandan yine iyi kötü yaşadığımız şeyleri arkada bıraktık. Bir burukluk var içimizde. Güzel anılar, değerini bilmediğimiz sağlık ve mutluluklar da yitip gitti eskisiyle. Yenisinin nasıl geçeceğinden ise hiç mi hiç emin değiliz.  

2020 yılı başından beri fırtınalı bir deniz gibiydi. Felaketler birbirini kovaladı yıl boyunca. Ama bu yıla corona belası damgasını vurdu. Yıllar boyu değil belki nesiller sonra bile belki böyle hatırlanacak. Üzerinde kitaplar yazılacak, belgeseller, filmler yapılacak. Daha nasıl ve ne zaman sonlanacağını bile biliyor değiliz. Ama zaman durmuyor, akıp gidiyor kendi mecrasında. 

.

‘2021’ geliyor

Bu gece 2020’den 2021’e geçeceğiz. İkisi arasında bir dakikanın 60’ta biri kadar bir uzaklık var. Adeta belli belirsiz bir zar gibi. Bir yüzü geçmişi saklıyor diğer yüzü de geleceğe uzanıyor. Önceki yıl da bu zamanlarda benzer şeyleri düşünüyorduk. Ancak yaşadıklarımız bizi pek memnun etmedi. Zor bir yıldı, bu gece de bitmeyecek. Takvim yaprakları 2021’i gösterecek ama bugün neyse yarın da öyle olacak gibi.

Aslında zamanın örgüsü ilmik ilmik örülüyor farkında değiliz. Aynı gibi görünen iki saat ya da gün arasında bile değişimi gerçekleştiren ince nüanslar var. Eğer değişiyorsa hayat, farklılaşıyorsa dünyamız bu nüansların birbirine eklenmesiyle oluyor. Bir gün bir bakıyoruz ki ne çok şey artık yok, ne çok yeni şey girmiş hayatımıza. Bir virüsün ettiklerini düşünün. Maskelerin arkasına mahkum etti bizi. Pek çok insanı hasta etti. Sevdiklerimizi toprağa verdik “ecel gelmiş, baş ağrısı bahane” diyerek.

Elbette yeni yılın sağlık getirmesini, hayırlı olmasını diliyoruz rabbimizden. Güzel şeyler düşünüyoruz umutla ve heyecanla. Her şeye rağmen o güzel şeyler hep oluyor hayatın içinde. Yarın da, öbür gün de olacak. Acılar, üzüntüler olacağı gibi. Görmek isteyen için hayatın hangi yüzüne baktığın önemli. Sıkıntılar görmek istersen bir dünya örnek var. İyilikler ve güzellikler için de öyle. Türk siyaseti açısından da böyle. Gergin geçen, neredeyse üç dört cephede mücadele ettiğimiz bir yıldı 2020. Anca öyle şeyler oldu, öyle şeyler yapıldı ki anlatmaya kalksam çok çok uzun bir liste olur.

Misal bizim için 2020 küçük torunlarımızla şenlenen bir yıldı. Şimdi biri 2,5 yaşını geçti, diğeri 1 yaşını doldurdu. Corona günlerinde rabbim bize hediye vermiş onları. Onlarla güldük, onlarla can bulup tutunduk hayata. Her günleri bir öncekinden farklı, her anları tatlı ve renkli idi. Onlar “dedde”, “nenne”, “anneanne”, “babaanne” dedikçe bütün dertlerimiz çözüldü gitti. Öpüp kokladıkça cennet kokusu çektik içimize. Sarılan küçük kolları büyük mutluluklar yaşattı ailemize.

Şimdi de ikiz bebekler bekliyoruz. Rabbül alemin sağlıkla kucağımıza almayı nasip etsin. 2021 için de en güzel müjde bu oldu bize. Coronanın ortadan kalktığı, devletimizin başarılarla yükselmeye devam ettiği, ülke olarak millet olarak da gücümüzün arttığı bir yıl olur inşallah.

Bu yıl ben yazma konusunda hiç olmadığı kadar üretken bir yıl geçirdim. 20121’de inşallah “corona günleri” dahil üç kitap çıkarabilirim. Oğlumuz Bahadır Cüneyt de böyle sıkıntılı bir yılda üç kitap yayınladı. İlki “Serüvengiller” bir çocuk kitabıydı. İkincisi “Kuş lokumu” ismiyle çıktı. Oldukça özgün bir çalışmaydı. Son kitabı “Şapşallar”ın basılıp satışa sunulduğunu daha bugün öğrendik. Başarılarının devamını diliyoruz.


 
31 Aralık 2021
Her yeni yıl
aşı gibidir
Geçmiş senenin
acılarına
olumsuzluklarına
Yeni umutlar
taze tomurcuklar
eklenir
Tutsun diye
yeni başlangıçlar
Dua gibidir
dilekler
En güzel duygular
böyle İletilir
Hediyeler gibi
sözler ekilir
Yeni yılın eşiğine
Güzellikler bitsin
yollarımızda
bahar gelsin diye

Ne düşünüyorum -III- albümüne yeni bir fotoğraf ekledi

22 Aralık 2022

Dün 2022 idi yarın 2023 olacak. Mevsim kış, Ankara'da günler puslu ve soğuk. Dünle bugünün farkı yok, yarın da Allah bir felaket vermezse aynı olacak. Peki ya yarınla bugünü birbirinden ayıran nedir? Onlara farklı adlar koyan, anlam ve renk katan biziz.
Yıllar önce şöyle yazmışım:
"Dünyanın bir derviş gibi bıkmadan usanmadan pervane olup dönmesine ne anlam yüklüyoruz ? Gecelerin gündüzleri biteviye örtüp karartması, her sabah günümüzün yeniden aydınlanması mıdır acaba zamanı farklılaştıran ? Onlara isim takmak, sıfatlandırmak biz insanoğluna ait eski bir eğlence.
Kimi yaşlı adama benzetiyor giden yılı, kimi yılana, domuza ya da fareye. Yaşanan hayal kırıklıklarını, dertlerini, görmek istemediği tüm geçmişini yüklüyor gidenin buruş buruş torbasına. Geleni de bir gençlik aşısı gibi umutla, neşeyle karşılıyor her seferinde. Yeni yılda mutlu olmak, başarılı olmak, zengin olmak gibi ne varsa dilenecek hepsini istiyor iştahla.
Ama nafile!
Zamanın kendisinde değil elbette bu "ne sihirdir ne keramet". İnsanoğluna inat yine günler haftalara, aylar mevsimlere, yıllar ömürlere, asırlar çağlara dönüşüyor durmadan."
Mevlana bu değişimin yanılsamaları değil, bizatihi kendisi karşısında "Yeniliğe Doğru" insana söylenebilecek en güzel sözleri söylemiş:
Her gün bir yerden göçmek / Ne iyi
Her gün bir yere / Konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan / Akmak ne hoş
Dünle beraber / Gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa / Düne ait
Şimdi yeni şeyler / Söylemek lazım
Biz belki günleri, yılları kendimize ait, bizim için tekrar ediyor sanıyor olabiliriz. İnanın bu bize ait bir hüsnü kuruntu.
Zamanın muhakkak bir sahibi var ve hiçbir anı birbirine benzemiyor. Giden gidiyor, gelenin aynı kalacağına dair de bir garantimiz yok. Ne 2022 suçlu, ne de 2023 torbasında bize hediyeler getirecek. Veren de aynı, alan da. Ah bunu bir bilebilsek !
Herkese hayırlı akşamlar, hayırlı yıllar, sağlıklı, mutlu ve hayırlı bir ömür dilerim.

29 Aralık 2023 Cuma

29 Aralık 2023 Cuma; TORUNLARIMA MEKTUPLAR...........................ANILAR; 29 Aralık

p

osorSdtenh2A9tg077c2f4322 ugkl07tli22hg 04a1a7ırgh321tl29au 

KÜÇÜK/BÜYÜK ŞEYLER…(Büyüklere Masallar)

Bizim nesil ve bizden öncekiler "Bir varmış, bir yokmuş, Allah'ın kulu çokmuş .." diye başlayan masallarla büyüdük. Kış geceleri; kerpiç veya taştan yapılmış köy evlerimizin bir köşesinde, kütür kütür yanan meşe odunu sıcaklığı, gaz lambası şavkında aydınlanan toprak sıvalı odalarda dinlerdik nenelerimizi. Şimdilerde gözünü televizyonla açan yeni nesiller çizgi filmlerle büyüyorlar. Belki anne babaları kitaplardan masal da okuyor olabilirler. İsterlerse internetten de dinleyebiliyorlar tabi. Ama aynı şey mi doğrusu bilmiyorum.

Her masalda olmazsa olmaz tekerleme ; "..Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken.." diye devam ederdi. Ondan sonrası anlatanın hayal gücü ve ustalığına kalmıştı. Mesela; ".. babam düştü beşikten, alnını yardı eşikten, annem kaptı maşayı, babam kaptı küreği, bana gösterdiler köşeyi..." ya da " ak sakal, sarı sakal, berber elinden yeni çıkmış kırkılmış yok sakal, kasap olsam sallayamam satırı, nalbant olsam nallayamam katırı, hamama girsem sorarım natırı, nadan olan bilmez ahbap hatırı, dereden geldim, sandığa girdim, bir de ne göreyim, köşede bir hanım oturuyor, şöyle ettim, böyle ettim, yüzüne baktım, hanım yerinden kalktı, çıktık birlikte yola, ne sağa baktık ne sola, gide gide kaf dağının arkasına geldik ki, ne ileri gidilir ne geri, sana bir masal söyliyeyim gel beri.." denir ve bu uzun girişten sonra nihayet masala başlanırdı.

Elbette her çocuk dinlediği masalları kendi hayal dünyasında yaşar. Kendinden renk ve şekil katar onlara, anlamlandırır. Ama, masallar bana çocukluğumdan farklı ve ciddi şeyler anlatıyorlar şimdi. Onları farklı yönleriyle adeta yeniden keşfediyorum. Örneğin, çok bilinen "Hansel ve Gretel" den ve onların ardınca ektikleri "küçük çakıl taşlarından" söz edelim.

Çok eskiden ormanın derinliklerinde yaşayan bir oduncunun Hansel ve Gratel adında iki çocuğu varmış. Hansel ve Gratel’in anneleri onlar daha çok küçükken ölmüş, babaları da çok kötü kalpli bir kadınla yeniden evlenmiş. Üvey anne, hain, kötü kalpli bir kadınmış. Bu fakir hayatı yaşamaktan nefret ediyor, Hansel ve Gratel’e çok kötü davranıyormuş. Hansel ve Gretel bir gece uyumaya hazırlanırken, üvey annelerinin babalarına, “Çok az yiyeceğimiz kaldı. Eğer bu çocuklardan kurtulmazsak, hepimiz açlıktan öleceğiz,” dediğini duymuşlar. Babaları karşı gelmeye çalıştıysa da, kadını razı edememiş bir türlü. “ Yarın onları ormana bırakacağız” sözlerini duyan Gretel ağlamaya başlamış. “Endişe etme,” diyerek kardeşini teselli etmiş Hansel: “Evin yolunu buluruz.” O gece Hansel geç saatlerde gizlice dışarı çıkmış ve cebine bir sürü çakıl doldurmuş. Sabah olunca, ailece ormana doğru yürümeye başlamışlar. Hansel bu taşları yolu bulmak için kullanmış. Sahiden de akşam olmadan iki kardeş eve dönmüşler." Masalın devamını burada anlatacak değilim tabi. Amacım, bu masalda ne gördüğüm, ondan ne çıkardığım.

Hansel ve Gretel (Hänsel und Gretel)" in, Grimm Kardeşler ve onlardan da önce Giambattista Basile tarafından uyarlanan Alman kökenli bir masal olduğu söylenir. Ancak hikâyenin özgün hali, büyük ihtimalle ortaçağ hayatının zorluklarına karşı bir nasihattir. Çünkü, açlık, savaş, salgın hastalıklar ve diğer sebeplerle çocukları ormanda bırakmak, özellikle geç ortaçağ döneminde bilinen bir uygulamaymış. Bu nedenle masalın açlık nedeniyle meydana gelen gerçek terk edilme vakalarından esinlenerek ortaya çıktığı ve verilen mesajın da yabancıların görünürdeki cömertliklerine aldanmamak olduğu düşünülmektedir.

Benim yeniden fark ettiğim şeyse Hansel'in “Evin yolunu bulmak için cebine doldurduğu küçük çakıl taşları" oldu. Sonuçta dönüş yolunu işte bu yola ektikleri çakıl taşlarını takip ederek bulmuşlardı. Bir sonrasında aynı şeyi ceplerinde kalan ekmek kırıntılarını yola dökerek yapmaya çalışmışlar, ama o ekmek kırıntılarını kuşların, böceklerin yiyeceğini düşünememişlerdi. Bu yüzden de akşam evlerine dönememiş, ormanın içinde kaybolup gitmişlerdi.

Sevdiğimiz büyük insanların "izindeyiz" denir. Hayatta iken iyi işler yapan, ardında eser bırakan insanlar daima yüceltilir. Gerçekten de, Hansel ve Gretel 'den Mimar Sinan'a, Mevlana'dan Yunus'a , Nizamülmülkten Fatihe kadar bir çok insan ardı sıra iz bırakmışlardı. Fark şurada ki, o yol işaretlerinden kendileri değil ilelebet sonraki nesiller faydalanmaktadır.

Nereden nereye geldik değil mi ? Yola iz bırakan küçük çakıl taşlarından tarihe serpiştirilmiş dev eserlere. Bunun için herkesin devlet adamı, düşünce adamı, nakkaş, şair, taş yontucusu olması gerekmez. Siz siz olun ardınızda iz bırakın. Ayak izleriniz bakarsınız yine size lazım olur. Arkanıza bıraktığınız şeyler belki de kurda kuşa yem olur. Ama bir işe yarar.



29 Aralık 2019 Pazar 12:30 DÜŞÜNCELER............................................Büyük şeytanın bir yılı


Büyük şeytanın bir yılı

Sadece geçtiğimiz yılın şöyle bir gözden geçirilmesi bile büyük şeytan ve kardeşlerinin dünyayı nasıl karıştırdıklarını göstermeye yetiyor.

İşte büyük şeytanın bir yılı: