Türkiye Türkçesinde “Ağızlar” çok zengin kültürün ürünü. Mevcut sözlükler de
bu ağızların tamamını yansıtmıyor. Çünkü henüz derlenmemiş pek çok kelime
mevcut. Mesela aşağıdaki örnekler 2016 yılında kitaplaştırılan Bilecik İli Ağız
İncelemesi isimli doktora çalışmasından
Bir cihan imparatorluğunun doğuşuna beşiklik eden bu bölgenin söz varlığı oldukça zengin bir yapıyı içinde barındırıyor. Pek çoğu da bugün için komik bulunabilir.
A. Deyimler
● Amin şapdırmak: Dua ettirmek. (Söğüt-Çaltı)
“Hepsini içdi mi ayıplatdırnz biz unu. dovā edelē, hoca āmin
şāpdırı.”
● Başıgabak: Başında örtü olmayan kadın veya şapkasız erkek için kullanılan
sıfat.
“Başıgabak bi şekilde gedi.”
● Bayır bacak: Verimsiz, bakımsız. (Söğüt-Çaltı)
“Hēb öle bayır bacak öle hep, yok durulur gibi deil.”
● Bıyık çıkarmak: Sebzelerin uçlarının uzaması.(Gölpazarı-Bayat)
“Yalık domatizi, tepeleri böle bıyık çıkarıo.”
● Buru buru gokmak: Güzel güzel kokmak. (Bozüyük-Bozalan)
“U ġayı āḳan unuñ içine atārız. burū burū ġokar. ġaynadı mı ipini
alıverirsin.”
● Diñelegâmak: Acıdan donup kalmak. (Yenipazar-Yukarı Boğaz)
“Ben u zaman ġasaynan ġapının orasına
ġayrı dineleġādım.”
● Duragalmak: Yorulmak. (Gölpazarı-Bayat)
“Biz burda oturuz yavrum, yaşlıyız atık
oturuyoz, duraġalayoz, kimselē de yok.”
● Eleşip gitmek: Oyalanıp gitmek. (İnhisar-Hisarcık)
“Oturanlara yimek ġoruz. hemen eleşip
gidennere şekē, çikulata, baklafa
unu ġoruz, lokum.”
● Gapçik çıkamak: Yerinde duramamak. (Osmaneli-Medetli)
“ġurla-, ozanla-, añnan-, apılda-, dayakla-,
faşırda-, ġapçik çıkā-, gidiş-, hiştan-“
● Gazelleme satmak: Masal anlatmak. (Osmaneli-Soğucakpınar)
“Gazelleme dēlēdi, ġazelleme satvaram size
dēlēdi. masal satdı mı masal ayrıdı.”
● Önnü gerli konuşmak: Düşüncesizce konuşmak. (GölpazarıArıcaklar)
“Öñnü gerli ġonuşmak.”
● Üfürük çalmak: Islık çalmak.
B.
Kelimeler
● Çıfıt: Öte beri, eşya. (Gölpazarı-Bayat)
“Aşıracı, cıdavı, çıfıt, efenekli, şapdır, tetik, tılık, zanġır,
gécikli, ızġā, mıġır, sinecen, sanrı”
● İleyen: Genellikle içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya
plastikten yayvan kap, leğen. (Söğüt-Çaltı: Söğüt-Dömez: GölpazarıÇukurören)
“U gardımız tavadan unu alıyōz, başka
ileyene guyuyoz.”
● Pala pırtı: Eşya. (Söğüt-Dudaş)
“Olan evi beyaz pala pırtı alınıyo yā,
unnarı götürüle.”
● Cukcu: Civciv. (Bilecik-Deresakarı)
“Cırga, ġuluk, dombay, kukmiyav, kelkeli,
bızay, cukcu.”
● Gokgo pilav: Baykuş.
● Kukmiyav: Baykuş, yırtıcı gece kuşlarının genel adı. (BilecikDeresakarı)
“Cırga, ġuluk, dombay, kukmiyav, kelkeli,
bızay, cukcu”
● Dikolta: Kadınların giydiği iç çamaşırı, dekolte. (OsmaneliÇerkeşli)
“Üzēlēne havlu olur, dikoltalā, iç fanneleri işde.”
● Külotlu pantul: Bir pantolon çeşidi. (Gölpazarı-Çengeller)
“Tuman, pantula denir. hē külótlu pantul. düünde dernekde
böle herkeş géyinir, işde böle penye…”
● Partüse: Pardesö. (Osmaneli-Medetli)
“Şindi benim sırtımda kirlik vā, partüsem vādı, géymedim. Adabazarına
kirliknen gitdik.”
● Şambili mambili: Süslü elbise.
“Hana şambili mambili deyollā. benim hasan ule deyo.
bindallı alacan şambili alacın dedile.”
● Şarpı: Eşarp.
“Örtme örtünürdük. hinci örtme yoḳ, hinci şarpıynan geziyola mehállede.”
● Şipdik: Terlik.
“Tarlalara gidēken şipdik géyēdik. aynı böle olurdu aha
aha telliklē gibi.”
● Avta: Hafta, birbiri ardınca gelen yedi günlük dönem. (YenipazarBelkese)
“On gün bir avta sora da getircen unu, eger hava böle
çiyledise ġazacan.”
● Cumey: Cuma. (Yenipazar-Belkese)
“Üş gün olayor, üş gün yapayollā işde.cumey āşamı tel sarma olayor.”
● Fakıt: Vakit, zaman. (İnhisar-Çayköy)
“Hē urlāda fakıt geçirdiK işde. bi çit öküzün
olur, inein olur, tanan olur.”
● Gevur küfrü: Nisan ayının ortası için kullanılan bir zaman ismi. Bu zaman
diliminde paskalya bayramı dönemi olduğu için bir çok şeyin yapılmasının uğursuzluk getirdiğine
inanılır.
● Iraf: Raf, üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine
tutturulmuş, uzun tahta veya metal levha. (Bozüyük-Dodurga)
“Irafdaḳı zinilē, inim inim inilē.”
● Kahet: Kağıt, türlü bitkisel maddeden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya,
bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak. (Osmaneli-Yeşilçimen)
“Ölüç, ötürük, yivcik, ayle, pahet, ilgiş, mecmur, bürüncük.”
● Kitap galbi: Kur’an-ı Kerim, Müslümanlığın temel kitabı. (Yenipazar-Kümbet)
“IrāmetliK ġaynatam öle dēdi, kitap ġalbinde
yazılı dēdi. öle olacak dēdi, dedikleri gibi oldu bilē.”
● Maşınga: Bir soba türü. (Bozüyük-Dodurga)
“Gatmer u dürme dēyon. isdē bi dene yap, isdē ziniye ġo,
maşınġaya sür.”
● Nemazla: Seccade. (Osmaneli-Çerkeşli)
“İşde bi nemazlam evelden bi pōça, hamam pōçası, hamama gidēken pōça yapādık.”
● Serfoş bacaı: Bir oya ismi. (Osmaneli-Ağlan)
“Tesbik oyası, darabazan, serfoş bacaı,
subay sırması, zeki müreniñ yan dişi.”
● Sıçan dişi: Bir oya ismi. (Osmaneli-Ağlan)
“Garanfil oyası, ġavak yapraı, maydonoz
yapraı, sıçan dişi, zeki
müreniñ göbei.”
● Sıfra: Sofra. (Bozüyük-Dodurga: İnhisar-Hisarcık)
“Bi evde durduḳ biz deyverem mi? bule bi sıfra oluduḳ,
hiç şamatamız olmazdı.”
● Çavış: Bir üzüm çeşidi. (Gölpazarı-Üzümlü)
“Gocabuva, ġara molla, ġara çavış, halil efendiniñ
esgeriymiş bunnā.”
● Ganneş: Bir ot ismi. (Osmaneli-Ağlan)
“Datlı piyam, ġanneş, dokuz bacaklı ġanneş.”
● Gokulu çavış: Bir üzüm çeşidi. (Gölpazarı-Üzümlü)
“Gara kāmil, pempe çavış, ġokulu çavış, yalı, yaltaç.”
● Guzu dili: Bir ot ismi. (Osmaneli-Ağlan)
“Ayrık, mekā, acı piyam, ġuzu dili, datlı piyam.”
● Haraka: Araka, iri taneli bezelye. (Yenipazar-Kümbet)
“Bulġur dövecez yarın dēlē. haraka yapādık. terekeynen ölçēsin unu.”
● Pıt pıt armıt: Bir armut türü. (Yenipazar-Kümbet)
“Armıt da’lısını getirisin güzēlce yıkāsın. göksulu ōsun, pıt pıtarmıt ōsun.”
● Gübüllük: Popo: Kaba et, kıç/gübrelik. (Gölpazarı-Üzümlü)
“Çocun altını bālālardı, u yımırtayı gübüllü çekérdi çocuk. ġıpġırmızı
ġızarıdı çocuk.”
--------------------------
Kaynak: Yrd.Doç.Dr.Muharrem ÖZDEN, Trakya Üniversitesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder