Virüsün serencamı
Bugün 07 Mart 2022 Pazartesi. Şaban ayının 4.ncü, Ukrayna savaşının 12.nci günü. Dünyada virüsün ortaya çıkmasının üzerinden 804 gün yani neredeyse 27 ay geçti. Coronavirüs salgını ülkemizde de 725.nci gününde. İki seneyi doldurmamıza sadece 4 gün var.
Hükümet maske konusunda yeni kararlar aldı. HES kodu uygulaması kaldırıldı. Artık açık havada maske takılmayabilecek. Ancak toplu taşım ve mesafenin korunamadığı kapalı alanlarda maske zorunluluğu devam ediyor. Artık sınıflarda birkaç vaka olduğunda da sınıf kapatılmayacak, sadece o öğrenciler okula gelmeyecekler.
Hastalık gündemin ilk sırasında değil. İlk sıra Ukrayna savaşında. Yaptırımlarla harlanan büyük ekonomik kriz, enerji fiyatlarının artması ve zincirleme etkilerle yükselen enflasyon hemen onun ardında. Salgın haberleri, bir zamanların ön gündem maddeleri Suriye ve doğu Akdenizle birlikte geri sıralara düştü.
Şimdilerde 7/24 Ukrayna savaşıyla yatıp kalkıyoruz. Öyle böyle derken orada iyiden iyiye konvansiyonel bir savaş oluyor. Karşılıklı büyük tahribat ve zararlar söz konusu. Namı diğer "Rus Ayısı" Ukrayna'ya ezici bir güçle saldırıyor. Ama ummadığı bir direnişle de karşılaştı.
Şehirler, tesisler bombalanıyor. Nükleer tesisler bile güvende değil. On günde 2 milyona yakın insan mülteci durumuna düştü. Başkent Kiev, günden güne bir kıskacın içine düşmek üzere. Eğer böyle devam ederse savaş harabe haline gelmiş şehirlerde aylarca sürecek bir direnişe doğru gidiyor.
Ateşkes müzakereleri başladı ama daha bir insani koridor açılması noktasındalar. O bile doğru dürüst yapılamıyor. ABD'nin, AB'nin Ukrayna'nın istediği somut yardımı yapabileceğine inanmıyorum. Onlar birleşip bir karar alıncaya kadar tüm Ukrayna Rus tanklarıyla çiğnenmiş olacak. Savaşın her türlüsü kötü ama bana kalırsa bu savaş hiç mi hiç adil değil.
Dünya genelinde toplam vaka sayısı 447 milyonu (447.349.482) geçmiş bulunuyor. Can kayıpları da 6 milyonu (6.023.176) geçmiş. Günlük vaka 895.316 ölüm sayısı ise 2.942 görünüyor. Dün vaka sayısı 1.145.344, ölüm sayısı ise 3.949 imiş. 7 günlük ortalamalar 1.527.222 ve 7.189 olarak gerçekleşmiş. Ölüm oranı (6.023.176/447.349.482) %1,35'ye düşmüş durumda. Geçen hafta bu oran %1,37 olmuştu. Bu arada iyileşenlerin sayısı da 380.562.230'i bulmuş. İyileşme oranı ise (380.562.230/436.461.419) %87,19 seviyesinde. Geçen hafta bu oran da %84,12 idi.
Bir haftada vakalar (447.349.482-436.461.419) 10.888.063 kadar yani (10.888.063/436.461.419) %2,49 oranda artmış. Günlük ortalama vaka sayısı (10.888.063/7) 1.555.438 civarında. Geçen hafta bu rakamlar 10.446.716, %2,45 ve 1.492.388 idi. Can kayıpları ise (6.023.176-5.970.657) 52.519 olmuş. Yani 7 günde (52.519/5.970.657) %0,88 oranında artmış. Günlük ortalama ölüm (52.519/7) 7.503 olarak gerçekleşmiş. Geçen hafta bu rakamlar 60.005, %1,02 ve 8.572 idi. Görüldüğü gibi vaka ve ölümlerde düşüş bu hafta da devam etmiş.
Ülkemizde de
toplam vaka sayısı 13,5 milyonu (13.512.324), can kayıpları da 96 bini
(96.118) geçmiş bulunuyor. 07 Mart
itibariyle günlük vaka 34.343, ölüm sayısı ise 132 görünüyor. Ölüm oranı
(96.118/13.512.324) %0,71 yani günlükte
132'ye düşmekle birlikte hala hastalanan bin kişide 7,1 kişi coronadan ölüyor.
Diğer yandan iyileşenlerin sayısı da 12.763.025'i bulmuş durumda. Buna göre
iyileşme oranı ise (12.763.025/13.512.324) %94,45 seviyesinde. Geçen hafta bu rakamlar;
13.213.549, 94.882, 213, binde 7,2 kişi, 12.316.078 ve %93,21 olarak
gerçekleşmişti.
Bir haftada
vakalar (13.512.324-13.213.549) 298.775 kadar yani (298.775/13.213.549) %2,26
oranda artmış. Günlük ortalama vaka sayısı (298.775/7) 42.682 civarında. Geçen hafta bu rakamlar 499.945,
%2,49 ve 71.421 idi. Can kayıpları ise (96.118-94.882) 1.236 olmuş. Yani 7 günde (1.236/94.882) %1,3
oranında artmış. Günlük ortalama ölüm (1.236 /7) 177 olarak gerçekleşmiş. Geçen hafta bu
rakamlar 1.726, %1,85 ve 247 idi. Görüldüğü gibi vaka ve ölümlerde düşüş
devam ediyor.
Bu hafta günde ortalama 379.242 test yapılmış. Hafta başında vaka/test oranı %15,66 iken hafta sonunda 9,24%'e düşmüş görünüyor. 7 günlük ortalamada bu oran 12,04% olmuş. Geçen hafta günlük ortalama test sayısı 437.589, ortalama vaka/test oranı 16,61% idi. Rakamlar belli bir düşüş olsa bile hala test olan 100 kişiden 10'unun pozitif çıktığını gösteriyor.
Salgının
azalan etkilerine bağlı olarak dünya genelinde
kısıtlamalar kaldırılıyor. Virüse karşı yaygın mücadele artık aşıyla veriliyor.
Covid-19
aşısı üreten 9 ülkeden biriyiz. Bu
başarıya yaklaşık 22 ayda ulaşıldı. Fakat gerçekte aşı konusu bize yabancı
değil. Ardında öğünebileceğimiz bir tarih var. O tarihi temsil eden Hıfzıssıhha kurumu 'Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma
ve Üretim Merkezi' olarak yeniden
hayat buluyor.
Bu arada aşı
durumuna bakacak olursak; ülkemizde bugün itibariyle 1.doz aşı yapılma oranı
%92,99 % 92,93 'u 2.doz aşı yapılma oranı da %85,17 % 85,08'i bulmuş durumda.
Buna göre 1.doz uygulanan 57.717.026, 2.doz uygulanan 52.866.807, 3.doz
uygulanan 27.301.954, 1.,2. ve 3.doz toplamı ise 145.631.632'i geçmiş
bulunuyor. Geçen hafta 1 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfus % 92,85, 2. doz
ortalaması ise % 84,96 olmuştu. Ayrıca toplamda 146.048.178 doz aşıya ulaşılmıştı.
Bu sayılara
bakılırsa bir hafta içinde (146.048.178 -145.631.632) 416.546 doz aşı yapıldığı bununda ortalama olarak bir
günde (416.546/7) 59.507 doz aşıya denk
geldiği görülüyor. Geçen hafta bu sayılar 632.012 ve 90.287 idi.
Buradan aşılama günlük doz miktarında düşüşün de devam ettiği görülebiliyor.
Covid-19 virüsünün serencam noktasına geldik galiba.
Virüsle ilgili bilgiler eski önemini kaybetti. Bakan Koca bu durumu 3 Martta
biraz da ilginç bir biçimde duyurdu: "Bakan Koca dün vaka tablosunu paylaşmayı unuttu!" Gerçekten de 2 martta hep alıştığımız
şekilde duyurulmadı o tablo. Artık bundan böyle günlük Covid-19 Tablosu, her akşam Sağlık Bakanlığı http://covid19.saglik.gov.tr adresinde olacak. Yani isteyen
bakacak.
Demek ki hayatımızı yeniden düzenlemek için gerekli değişiklikleri yapmanın zamanı geldi. Bakanın deyişiyle, "Birbirimizin yüzünü, gülüşünü özledik. Az değil 2 yıl. Normale dönüşün son aşamasına gelmiş bulunuyoruz". Nitekim Koronavirüs Bilim Kurulu 2 Martta salgınla mücadelede gelinen nokta ve kısıtlamaların tekrar değerlendirilmesi gündemiyle toplanıp bazı kararlar aldı:
1) Artık açık havada maske kullanmak zorunda değiliz. 2) Kapalı ortamlarda havalandırma yeterliyse mesafe kuralına uyum gösteriliyorsa maske şart değil 3) Yeni dönemde HES kodu uygulaması kaldırıldı. Hiçbir kurum ya da kuruluşa girişte HES kodu kontrolü yapılmayacak. 4) Hastalık şüphesi olmayan kişilerde test istenmeyecek. 5) Okullarda 2 vaka çıkması halinde sınıfın kapatılması şeklindeki uygulamaya gerek görülmemektedir. Pozitif çıkan öğrenci izole edilecek ve eğitim devam edecek.
Maske konusunda yeni dönemde geçerli prensip şu: Maskeleri hayatımızdan çıkarmıyoruz. Maskeyi, gerektiğinde hemen takmak üzere yanımızda taşıyoruz. Her durumda şart değil, ama risk durumunda mutlaka!
Alınan bu kararlar salgının düşüşe geçtiği gerçeğini ilan ediyor. Artık hayatımızın ihtiyaç duyduğu psikolojik rehabilitasyon safhasındayız. Her şey bitti mi? Hayır. Farklı bir mücadele yoluna giriliyor. Dr. Fahrettin Koca bu durumu 3 Martta şöyle duyurmuş: "Bundan sonra ne yapılmalı derseniz, cevabı çok açık: Salgınla, toplum olarak, kısıtlamalar aracılığı ile mücadele etme döneminden hastalıktan bireysel olarak korunma aşamasına geçmeliyiz."
Ben de salgının 3.ncü yılında ve bu döneme uygun olarak bir süredir her hafta pazartesi günleri karşınıza çıkan CORONA GÜNLERİ yazılarıma artık AYLIK OLARAK devam edeceğim. Mart ayı sonunda görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder