Platonun üstünde
Bugün 01 Kasım 2021 Pazartesi. Evliliğimizin 43.ncü yılına girdik. Neredeyse yarım asra yakın birlikte yürüdük. Bugüne kadar neler gördük, ne mutluluklar ne zorluklar yaşadık bu yolculukta bir bilseniz. O yollar birlikte sabırla, sebatla aşıldı. Bugün dört evlat, iki damat, bir gelin ve altı torunla koskocaman bir aileyiz. Şimdi artık yüreklerimiz 15 kere daha kalabalık atıyor.
Gittiğim doktor yaşlandığımı kast ederek, "Bu dizler seni daha fazla taşımaz. Eninde sonunda ameliyat olacaksın. Şimdilik enjeksiyon yapalım, sen de hareket, rejim filan yap bir sekiz ay daha idare edersin" dedi. Diyemedim ki ona, "Sen bir de eşimi görsen. Artık oturarak namaz kılıyor, merdiven inip çıkarken zorlanıyor. Ama biliyor musun dizlerimiz kocasa da sevgimiz hiç yaşlanmadı. Çocuklarımız, torunlarımızla şenleniyor gönlümüz". Tabi genç çocuk, ne bilsin 42 yıldır birlikte yürümeyi. O kemiklerin ne yollar yürüdüğünü, ne güçlüklerin altından kalktığını. Kemiklerin gıcırdamasından anlıyor ama ona yürek kıpırtısından söz etmenin bir yararı yok.
Neyse geçelim. Yine geçtiğimiz Cumartesi günü Cumhuriyetimizin 98.nci yılıydı. Neredeyse yüz yıllık ulu bir çınar oldu gözlerimizin önünde. Bugün onunla yaşadığımız başarılar, ortaya konan eserler ve her bakımdan dünyanın süper ligine yükseliş hepimize gurur veriyor. Görüyoruz ki yaş almak yaşlanmak değildir. İşte bakın Cumhuriyetimiz için dalya demeye çok az kaldı. Buna rağmen genç bir delikanlının artan enerjisi, coşkusu ve azmine sahip.
Ne mutlu bize, 42 yıldır aynı yastığa baş koymuşuz. Ne mutlu ki Cumhuriyet gibi bir değere sahibiz. Rabbime hamd ederim ki verdiği ömür yolculuğumuz hayr ile ve daim olgunlaşarak sürüyor. Dilerim cumhuriyetimizin son üç çeyreğini gördüğümüz gibi bundan sonraki yaşamımızda da onun iklimi altında sağlık, huzur ve mutluluktan başka bir olumsuzluk görmeyiz.
Son bir buçuk yılımız maalesef bir pandemi musibeti imtihanı ile geçti. Bu coğrafyanın kadim kaderi böyle. Geçmişimiz savaşlar, göçler, hastalık, felaket ve ihanetlerle dolu. Bu da hikayemizin karanlık tarafı. Ama her konuda olduğu gibi sınandıkça daha da çelikleşip yolumuza devam etmişiz. Adeta aşı yapılmış gibi böyle musibetlere karşı daha güçlü bir antikor yapısıyla donanmışız.
Geçtiğimiz hafta İzmir depreminin de yıldönümüydü. Bir yıl önce 30 Ekim günü hepimiz o haberle sarsılmıştık. Maalesef deprem 117 insanımızın canına malolmuştu. Kuşkusuz, depremler, bir anda yıkıma yol açan bir afet. Ama unutmamalıyız ki pandemide sadece bugünkü vefat sayımız 217. Elbette çaresiz değiliz, önlenmesi mümkün ölümler azaltılabilir. Bu da yine aynı Allahın kazasıdır.
Evet, Coronavirüs salgını ülkemizde 599.ncu gününde. Dünyada Virüsün ortaya çıkmasının üzerinden de 678 gün geçti. Bugün Dünyada corona vakaları 247 milyonu (247.697.627), ölümler de 5 milyonu (5.018.365) geçmiş vaziyette. Günlük yeni vaka toplamı 248.836, can kaybı 3.556 olmuş.
Ülkemizde günlük vakalar her an sıçramaya hazır vaziyette 30 binin altında seyrediyor. Adeta son dalganın plato tavanında yaşıyoruz. Ölümler ise maalesef bir türlü 200'ün altına indirilemedi. Toplam vakaları 8 milyonu (8.061.666), ölümler de 70 bini (70.828) aşmış durumda. Bugün yeni vaka 28.678, vefatlar ise 217 olmuş. Allah hepsine rahmet etsin.
Bir önceki haftaya göre %7,0 azalışla 182.198 (8.061.666-7.879.468) covid vakası kayıtlara geçmiş. Günlük ortalama 26.028 vaka ediyor. Geçen hafta bu sayı 27.993 idi. Yine geçtiğimiz haftada bir önceki haftaya göre %1,5 azalışla 1.484 (70.828-69.344) can kaybı olmuş. Bu günlük ortalama 212 ölüm demek. Oysa geçen hafta bu rakam 215 idi.
1 Kasım itibariyle iyileşenlerin toplamı 7.519.421'e ulaşmış durumda. Bu da toplam vakaların 93,27%'sı demek. Geçen Pazartesi günü bu oran %92,90 idi. Yani küçük de olsa (%0,37) artış sürüyor. Bu haftanın tablosunda umut veren önemli bir gelişme de günlük iyileşmelerin yeni vakaların hep üstünde gerçekleşmesi oldu.
Ülkemizde bu hafta vaka sayıları hiç 30 bini aşmamış. Sadece 26 Ekimde 29.643'e kadar yükselmiş. Sonra hafta sonunda doğru yine bir azalma var (30 Ekim 23.096, 31 Ekim 23.948) ama pazartesi günü yani bugün yine 28.678'e yükselmiş. Hafta ortalaması yukarıda da belirttiğimiz gibi 26.028 görünüyor. Geçen hafta bu rakam 27.993 idi. Bu da henüz kritik potadan düşmediğimizi açıklıyor.
Günde ortalama 352.386 test yapılırken, ortalama vaka/test oranı da %7,4 olmuş. Geçen hafta bu oran %7,9 idi. Burada da ufak bir azalma var.
Öte yandan vefat sayılarındaki 200'ün üstündeki dalgalı seyir bu hafta da sürmüş. Geçen hafta ortalama günde 215 vefat olurken bu hafta ortalama 212'e inmiş ama 1 Kasım yani bugün yeniden 217'ye çıktığını da unutmayalım. Bu rakamlar vaka sayılarındaki artışa rağmen aşı uygulamasında direnmenin ve ısrarlı mücadelenin neticesi.
Bu arada aşılama oranlarında yavaş da olsa artış sürüyor. Bir hafta önce 25 Ekim itibariyle 2 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfus 77,68% seviyesindeyken 1. doz ortalaması da 88,95% olmuştu. Ayrıca 1.(55.214.596), 2. (48.218.503) ve 3.(11.000.340) doz aşısını yaptıran vatandaş sayısı toplamda 115.480.511'e ulaşmıştı.
Bugün 1 Kasım itibariyle en az 1 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfus 89.31% ve 2. doz ortalaması ise 78.55% olmuş. Yine bu gün itibariyle 1.(55.437.166), 2. (48.758.456) ve 3.(11.177.957) doz aşısını yaptıran vatandaş sayısı toplamı da 116.486.234'e yükselmiş durumda.
Bu verilere göre; her gün ortalama (116.486.234-115.480.511/7=)143.674 doz aşılama yapıldığı ve geçen haftaya (115.480.511-114.207.634/7=)181.840'a göre 21% azalış olduğu görülüyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, aşı sayesinde vakalarda hızlı artışlar görülmediğini belirterek, "Kimileri aşıdan beklenen sonucun alınamadığı kanısında. İkinci doz aşı oranı %75’i geçtiği halde vaka sayıları 30 bini aşabiliyor. Oysa aşıyla sağlanan önemli bir sonuç var. Artık hızlı tırmanışlar ve pikler görmüyoruz. Dramatik seyir yerine stabil, kontrolü kolay bir seyir var" ifadelerini kullanmış. Sayın bakan geçtiğimiz hafta bir yanlış anlaşılmayı da düzeltmiş."Okulların kapanması ihtimalinden söz eden bir habere rastladım. Haber yanlıştır. Bilim Kurulumuzun böyle bir gündemi yok".
Sağlık Bakanı 25 Ekimde yaptığı paylaşımda, "İkinci doz aşı oranının Türkiye genelinde %77,5’i geçmesi gurur duyulacak bir toplumsal başarıdır. Halen 56 ilimiz ülke ortalamasının altında, bazı illerde fark büyük. Aşıyla birlikte tedbirlerin de önemli olduğunu unutmamalıyız" demiş. 26 Ekimde de aynı uyarıyı "Covid-19, kronik hastalıklarla bir araya geldiğinde ağır geçirilmesi ihtimali artıyor. Aşı bu ihtimale karşı tabloyu büyük oranda değiştiriyor. Kronik hastalığınız varsa aşı konusunda özenli olun. İstenilen sonucun dozlar tam olduğunda alındığını unutmayın" şeklinde yinelemiş.
27 Ekimde konuyla ilgili açıklamalarını sürdüren Fahrettin Koca, "Bu ölümlerin bir kısmı birden çok sebebin bir araya gelmesine bağlı ve önlenebilir. Örneğin, Covid-19’a kronik hastalıkların eşlik etmesi riski artıran bir faktör. Tam doz aşı bu riski azaltıyor" ifadesini kullanmış.
28 ekimde aşılama kampanyası ile ilgili bilgiler vererek aşı yaptırmayanlara seslenmiş sayın bakan:"İkinci doz aşı oranı %75’in altında olan 42 ilimizde aşılanma düşük hızla ilerliyor. Aşının riski azalttığını biliyoruz. Aşınızı bir an önce yaptırın. SİZE DEĞER VERENLER ADINA, LÜTFEN" Bakan Koca 31 Ekimde son yaptığı açıklamada ise, "Yaklaşık 3 milyon kişi zamanı gelen Üçüncü Doz aşısını henüz yaptırmadı. Bilim insanları üçüncü dozu Koruma Kalkanı Dozu şeklinde adlandırıyor. Üçüncü doz aşınızı yaptırın. 18-59 yaş arasında ve sağlıklıysanız 3. Doz için Turkovac da tercih edebilirsiniz" ifadelerini kullanmış.
Sağlık Bakanlığı hafta boyu illerin aşı durumuna ait gelişmeleri de paylaşıyor. Örneğin 25 Ekimde BURSA'nın, 26 ekimde KOCAELİ'nin, 28 ekimde ADANA veTUNCELİ 'nin, 29 Ekimde ise KIRIKKALE'nin ikinci doz aşı oranında %75’in üzerine çıkarak Mavi kategoriye geçtiği açıklanmış. Yine bu hafta ŞIRNAK ilimiz de %65’in üzerine çıkarak Sarı kategoriye geçmiş bulunuyor.
Görülüyor ki Bakanlığın bütün çabası aşıda %75 hedefini tüm illerimizde aşmak. Ümid ediyor ve diliyoruz ki aşı oranı düşük tüm illerimizde bu hedefe bir an evvel ulaşılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder