18 Ağustos 2021 Çarşamba

18 Ağustos 2021 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı227..........................Str.2.4.2 Hedefleri (II)

Str.2.4.2 Hedefleri (II)

‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında Yeşilelma’ vizyonumuzun temel ayaklarından ikincisi olan ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK’’ la ilgili çalışmamızı sürdürüyoruz. Geçen hafta ‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ stratejik amacı için ‘Str.2.4.2-Her alanda ilerleme sağlama’ stratejisine ait ilk 8 hedefin ‘NASIL GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNE DAİR’ önerilerimizi okumuştunuz. Şimdi sırada aynı stratejinin geriye kalan; ‘08-SANAYİ’ sektöründe 3 ve ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektöründe de 5 olmak üzere toplam 8 hedefi var. Yine belirtelim ki; şayet temel amaçlarımızdan biri ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK’ ise onun olmazsa olmaz Stratejik Amaçlarından biri ‘‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ ve onun da önemli araçlarından biri ‘Str.2.4.2-Her alanda ilerleme sağlama’ stratejisidir. O nedenle bu istikamet üzerindeki hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘NASIL? elbetteki bu stratejimizin uygulanmasıyla gerçekleşecek. Burada da genel kuralımız; güçlü yönlerimize dayanmak, zayıf taraflarımızı onarmak, fırsatlardan yararlanmak ve tehditlerden sakınmak olacak. Bir başka deyişle Susurluk orta vadede diğerleriyle birlikte; ‘Her alanda ilerleme sağlama’’ stratejisi uygularsa; var olan güçlü yönlerini daha güçlü yapmayı, zayıf taraflarını da gidermeyi başarabilecek. Bu arada dış fırsatlardan yararlanıp, tehditlerden de sakınabilirse neticede ‘Kalkınmayı başarmış üretken bir Susurluk’ vizyonuna ulaşabilir.

                Daha önce ‘08-SANAYİ’ konusunda;’THD.08.1-İstanbul sanayisinden ilçemize kayacak olanlar için seçme ve yönlendirme lüksümüzün olmaması’ orta vadede karşılaşılabilecek önemli bir tehdit olarak görülmüştü. Neticede orta vadede bu tehdidin ‘‘Str.2.4.2-Her alanda ilerleme sağlama’’ stratejimizle yumuşatılabileceği varsayımından hareketle; ‘HDF.2.4.2.07-OSB’nin mümkün olan en geniş arazide ve yapıda kurulması için siyasi destek sağlamak’,’HDF.2.4.2.08-OSB kurulumun gerektirdiği şartlar, disiplin ve planlamaya katkıda bulunmak’ ve ‘HDF.2.4.2.09-Güçlü Tarım ve hayvancılığa dayalı özgün ve ileri bir sanayi oluşturmak’ şeklinde 3 hedef düşünülmüştü.


Gerçekten de gelecekte 08-SANAYİ  başlığı altında karşımıza çıkabilecek en önemli tehdit: ’İstanbul sanayisinden ilçemize kayacak olanlar için seçme ve yönlendirme lüksümüzün olmaması görünüyor. Doğaya duyarlı gelişim alanları olan Edremit Körfezi ve Kapıdağ Yarımadasının desantralizasyon için uygun görülmediğini biz de biliyoruz. Aynı şekilde verimli tarım toprakları ve sit alanları olan iç bölgelerin de hem nitelikleri hem de ulaşım modlarına uzaklığı bakımından İstanbul’la ilişkisinin zayıf kaldığı lehimize bir avantaj. Bu açıdan meselâ; İLÇEMİZDE KURULACAK KARMA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNİN (OSB); YASAL ALTYAPISI, OLUŞUM DİSİPLİNİ SAYESİNDE BURAYA GELECEK SANAYİ İÇİN BELİRLİ BİR PLAN ÇERÇEVESİNDE VE KENDİ İÇİNDE OTOKONTROL SAĞLAYARAK DOĞRU TERCİHLER YAPILMASINI SAĞLAYABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM. Ayrıca, ilçemizin daha çok tarımsal üretime dayalı gıda sektöründe ileri olduğu açık. Bu sebeple NORMAL ŞARTLARDA GELİŞMENİN DAHA ÇOK GIDA SEKTÖRÜ AĞIRLIKLI VE ÖNCELİKLİ BİR SANAYİ BAĞLAMINDA OLACAĞINI ÖNGÖREBİLİRİZ. Diğer yandan bölgenin genelinde olduğu gibi orman ürünleri ve enerji üretimi de ilçemizde varlığı gözlenen diğer faaliyetler. Bu sebeple İLÇEMİZİN TAŞIDIĞI FIRSAT VE GÜÇLÜ YÖNLERİNİN GELECEK SANAYİ TESİSLERİ İÇİN ETKİLİ VE YÖNLENDİRİCİ OLACAĞINI TAHMİN EDİYORUM.  Ancak birlik ve beraberliğini korumaz, akıllı davranmaz, harekete geçmezsek bu defa da hava alırız. SUSURLUK’A BİR YATIRIM GELECEKSE EĞER, BU ŞEHRİN İNSANININ GÖSTERECEĞİ GAYRETE, İSTEĞE, BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE HAREKET EDİP ETMEDİĞİNE BAĞLI. Şayet gelecek on yıllara daha yaşanılası bir Susurluk olarak girmek istiyorsak, Cumhuriyetimizin 100. yılından itibaren kalkınmış bir Susurluk olarak girmek istiyorsak, HER ALANDA SUSURLUK’UN GELİŞMESİNİ, İLERLEMESİNİ İSTİYORSAK, ÖNCELİKLE BİR YOL HARİTASINA İHTİYACIMIZ VAR. BİZ BAZI ŞEYLERİ DEĞİŞTİRMEDİKÇE HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEZ.’ Yine başka bir arkadaşımızın çok doğru olarak söylediği gibi: ’Susurluğun Resmî kurumları, STK’lar ve Siyasiler ilçemize gelecek her yatırım için ortak hareket etmek zorunda olduklarını bilmeliler.’ Yoksa ESKİSİ GİBİ KISIR ÇEKİŞME, ÇIKAR HESAPLARI VE POLİTİK TARTIŞMALAR İÇİNE GİRERSEK SADECE İLÇEMİZ VE BİZLER KAYBETMİŞ OLMAYIZ, GELECEK NESİLLERİ DE MAĞDUR ETMİŞ OLURUZ. Odaklanmamız gereken soru şu: ‘İSTANBUL SANAYİSİ GELECEKTE NEREYE GİDECEK?’ TABİ Kİ DE ÜRETİMİNİ EN UYGUN FİYAT VE ŞARTLARDA YAPABİLECEĞİ, EN KOLAY ŞEKİLDE PAZARINA ULAŞTIRABİLECEĞİ YERLERİ TERCİH EDECEK. İŞTE BU NOKTADA ARSA FİYATI UYGUN, ALTYAPISI HAZIR SANAYİ PARSELLERİNİZ VAR İSE TERCİH NEDENİ OLABİLİRSİNİZ. Yeni yatırımcı sorun ile uğraşmayı sevmez, yatırımcı/sanayici sadece üretim yapmayı düşünür. Örneğin siz yatırımcıya doğalgaz altyapısı önümüzdeki sene gelecek derseniz sanayici beklemez, gerekirse daha fazla para vererek sorunsuz ve uğraşmayacağı yatırım yeri arar. BU SEBEPLE SANAYİCİYİ İYİ ANLAMAK, İYİ DİNLEMEK, NELERE İHTİYAÇLARI VAR ÇOK İYİ ANALİZ ETMEK GEREKİR. Unutulmamalı ki hayal etmeden gerçeklere ulaşılamaz. HAYAL EDEN VE İSTEDİĞİNİN PEŞİNDE ÇABA GÖSTEREN BİR SUSURLUK ALLAHIN İZNİYLE SAYGI GÖRECEK VE ELİ BOŞ KALMAYACAKTIR. BU KONUDA OSB GİRİŞİMİ ÇOK KIYMETLİ BİR FIRSAT. AYNI ZAMANDA ORTAYA ÇIKMASI MUHTEMEL BAZI RİSKLER İÇİN DE REGÜLATÖR DURUMUNDA. Çünkü OSB’ler çevre Dostu Planlı Üretime geçişin en başarılı ve yüz akı projeleri.  Bu sebeple hiç kuşkusuz SANAYİ ÜRETİMİNİN OSB ÇATISI ALTINDA YAPILMASININ FAYDALARI OLDUKÇA FAZLA. Ancak bir OSB kurmak da bir o kadar zor ve uzun yol işi. Bir defa kurulacak olan OSB’nin niteliği çok önemli. KARMA OSB HER ZAMAN DAHA AVANTAJLI. BU ŞEKİLDE İMAR PLANI İLE DÜZENLEME AŞAMASINDA ADA BAZINDA İHTİSASLAŞAN ÜRETİM ADALARI DÜŞÜNÜLEBİLİR. Yani OSB’nin örneğin güney kısmında Gıda üretim tesisleri planlanırken, belli bölgesinde masa-sandalye üretimine yönelik imar adaları, bazı yerlerinde yüksek katma değerli teknolojik üretim adaları oluşturulabilir. SUSURLUK OSB İÇİN BELİRLENEN BÖLGE OLDUKÇA UYGUN. Zira ülkemizdeki OSB’ler 35 ha ile 2500 ha arasında çeşitli büyüklerde. Ancak 400 ha altında olan OSB’lerin çarkı çevirmesi oldukça zor. BU YÜZDEN NE KADAR BÜYÜK OLURSA O KADAR İYİ. OSB’lerde imar planı, parselasyon planı, altyapı tesislerinin yapılması, merkezi atık su arıtma tesisinin yapılması ilk ihtiyaç duyulan işler olup OSB’nin büyümesi ve güçlenmesi ile birlikte Mesleki Teknik Öğretim Kurumu, İtfaiye, Sosyal ve Spor Tesisleri, Kreş önemli tesislere de ihtiyaç duyulur. İşte bu tesisleri yapmak hem zaman hem de ciddi bütçe gerektiren işler. Ülkemizde henüz altyapı, yol ve arıtma tesisini yapamadığı için üretim faaliyeti başlanamayan yaklaşık 70 tane OSB bulunuyor. HALEN ÖMERKÖY DEMİR KAPI ARASINDA BULUNAN 8700 DÖNÜMLÜK HAZİNE ARAZİSİNİN MİLLİ EMLAK’TAN BU AMAÇLA YER TAHSİSİ YAPILDIĞINI, BAKANLIKÇA DA OSB İÇİN ONAY ALINDIĞINI BİLİYORUZ.  FAKAT SÜREÇ DEVAM EDİYOR. OSB’nin sicil numarası verildi mi, altyapısı ne zaman yapılacak, kimler gelecek, kuruluş protokolü ne durumda, ortaklar kimler ve ortaklık oranları ne gibi daha birçok husus belirsiz. Yine de ‘Niyet hayır, akıbet hayır ola’ diye bir atasözümüz var. BU TEMELİN ATILMIŞ OLMASI BİLE SUSURLUK İÇİN GÜÇLÜ BİR ADIM. DİĞER TARAFTAN, ÖZELLİKLE BÖLGEYE YATIRIM YAPACAK YABANCI SERMAYE KONUSUNDA SEÇİCİ DAVRANILMASI DA ÇOK ÖNEMLİ. Bu açıdan Yörsan örneği de unutulmayarak HEM SÜRDÜRÜLEBİLİR SAĞLAM YATIRIMLARIN, HEM DE ÇEVREYE DUYARLI KALKINMA VİZYONUYLA YÜKSEK TEKNOLOJİLİ SİSTEMLERİN TERCİH EDİLMESİ YARARLI OLUR. Özellikle de İstanbul’daki sanayinin bölgemize taşınması noktasında bu iki bakış açısının dengelenerek hayata geçirilmesi yerinde olur. YENİ TEŞVİK SİSTEMİ KAPSAMINDA YATIRIMLARIN ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNDE GERÇEKLEMESİ HALİNDE BİR ALT BÖLGE DESTEĞİNDEN YARARLANABİLDİKLERİNİ BİLİYORUZ. BU NEDENLE BİZLER DE OSB’LERE YÖNELİK TEŞVİKLERİN HEM ULUSAL POLİTİKALARLA UYUMLU OLACAK, HEM DE SÖZ KONUSU TAŞINMAYI KONTROL EDECEK ŞEKİLDE OLMASINI TALEP VE TAKİP ETMELİYİZ. Bu teşvik ve özen kurulacak OSB’mizin doluluk oranının artmasına yardımcı olacağı gibi, DÜZENLİ SANAYİLEŞMENİN SAĞLANMASINA ve bununla birlikte muhtemel çevre tahribatının en aza indirilmesine katkıda bulunacaktır. BU KONUDA BİRAZ DAHA SABIRLI, DESTEK VE TAKİPÇİ OLMAK GEREKİYOR. Peki, ne yapmalıyız? ‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ stratejik amacımız çerçevesinde Str.2.4.2-Her alanda ilerleme sağlama’ stratejimizi uygularsak karşılaşabileceğimiz herhangi bir tehditten çok fazla zarar görmeyebiliriz. Bu bağlamda İstanbul sanayisinden ilçemize gelebilecek yatırımlar için belki önceleri seçme ve yönlendirme lüksümüz olmayabilir. Ancak; OSB’NİN MÜMKÜN OLAN EN GENİŞ ARAZİDE VE YAPIDA KURULMASI İÇİN SİYASİ DESTEK SAĞLAMAK öncelik verilecek ilk hedef. İlaveten; KURULUMUN GEREKTİRDİĞİ ŞARTLAR, DİSİPLİN VE PLANLAMAYA KATKIDA BULUNMAK Susurluk için olmazsa olmaz bir çaba olur. Öte yandan GÜÇLÜ TARIM VE HAYVANCILIĞA DAYALI ÖZGÜN VE İLERİ BİR SANAYİ OLUŞTURMAK bu sektörde ağırlıklı yönümüz olabilir. NETİCEDE BÜTÜN BU HEDEFLER AYNI ZAMANDA İLÇEMİZE GELECEK YATIRIM VE YATIRIMCILAR KONUSUNDA ELİMİZİ GÜÇLENDİRECEKTİR. Kaldı ki ‘Bozulmamış doğal çevre’ değerlerimiz ve ‘çevre duyarlığımız’  de bizi bu konuda yalnız bırakmaz. Bu sebeple KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK ile İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK vizyonumuza yaklaştığımız her an öncesinden daha güçlü olmamızı sağlayacağı gibi, seçme ve yönlendirme şansımızı da artıracaktır. Böylece bizi olumsuz etkileyebilecek tercihlere de geçit verilmemiş olur. 

Bu haftanın ikinci konusu ‘‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ için daha önce orta vadede doğabilecek fırsatlar olarak; ‘FRS.09.8-Elektronik satış ve pazarlama uygulamaları’ ve ‘FRS.09.11-Kümes hayvancılığı sektöründe artan yerel ve bölgesel talep artışı ve ihracatta güçlü bir büyüme potansiyeli’ öngörülmüştü. Ayrıca; ‘ZY.09.3-İşletmelerin kurumsal olarak gelişmemiş olması’ ve ‘ZY.09.4-Markalaşmadaki yetersizlik ile İhracat ve markalaşma potansiyeli yüksek ürünlerin olmaması’ şeklinde iki adet de zayıf yönümüz olduğu değerlendirilmişti. Neticede Stratejik planın uygulanmasıyla orta vadede bu zayıf yönümüzün ‘‘Str.2.4.2-Her alanda ilerleme sağlama’’ stratejimizle onarılıp güçlendirilebileceği varsayımından hareketle; ‘HDF.2.4.2.10-Tarım ve hayvancılık sektörü ürünlerimizin pazarlanmasında e-ticaret uygulamalarından artan şekilde yararlanmak’, ‘HDF.2.4.2.11-Ülkede ve dünyada kümes hayvancılığı ürünlerine artan talep artışı ve ihracat potansiyelinden en etkin şekilde yararlanmak’,’HDF.2.4.2.12- Tarım sektöründeki İşletmeleri daha ileri ve güçlü olmaya yönlendirmek’,’HDF.2.4.2.13-Mevcut tarım işletmeleri ve ürünlerimizi kendimize ait özgün bir modelle kurumsallaştırmayı denemek’ ve ‘HDF.2.4.2.14-Kurumsallaşan işletmelerimizle tarımsal ürünlerde markalaşma ve ihracat hedeflerini başarmak’ şeklinde 5 hedef ortaya çıkmış oldu. 


Ülkemizin artık pazar olmaktan çok yurt dışına satış yapması gereken bir modele evrilmesi gerekiyor. Bu süreçte yararlanılabilecek dijital pazarlama ve satış sektöründe teknolojik gelişmeler çok hızlı. Çok fazla gelişme ve yenilik yaşanıyor. Son yıllarda da giderek artan elektronik satış ve pazarlama uygulamaları ilçemizin mutlaka değerlendirmesi gereken diğer fırsatlar arasında. Elektronik ticaret aslında iki türlü işleyen bir ticaret modeli. Birincisi işletmeden işletmeye olan, araya hiç tüketicinin dâhil olmadığı bir model. İkincisi doğrudan tüketiciye yapılan bir pazarlama metodu. BUNA KISACA TÜKETİCİYE YÖNELİK E-TİCARET DENİYOR. Teknolojik araçlarla tanıtım, reklam ve nihayet satış yapmak demek. Ürün veya hizmeti müşterilere ulaştırmak için halkla ilişkilerden satışa kadar çeşitli disiplinler içeren bütüncül bir sistem. DİJİTAL PAZARLAMA STRATEJİLERİ DOĞRU UYGULANDIĞINDA E-TİCARET PLATFORMLARININ SATIŞ HEDEFLERİNE HİZMET EDER. BU ANLAMDA OLAĞANÜSTÜ BİR GÜCÜ VAR. Milyonlarca kullanıcıya saatler içinde, birkaç tıklama ile ulaşılabiliyor. Bunlar ucuz, kolay ve eşsiz fırsatlar. Yapılması gereken şey: HDF.2.4.2.10-TARIM VE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ ÜRÜNLERİMİZİN PAZARLANMASINDA E-TİCARET UYGULAMALARINDAN ARTAN ŞEKİLDE YARARLANMAK’ hedefiyle hareket etmek. Ülkemizdeki kırmızı et üretiminin giderek azalmasıyla ortaya çıkan hayvansal protein açığı, tavuk eti üretimindeki artışlarla dengelenebiliyor. Fert başına piliç eti tüketimi 1990 yılında 3,8 Kg iken, 2010’da 19 kg’a yükselmiş. AB ülkelerinde ise ortalama tüketim 26 kg/kişinin üzerinde. SON YILLARDA SEKTÖR ÜRÜNLERİNE YÖNELİK YÜKSEK BİR TALEP OLDUĞU GÖZLEMLENİYOR, HATTA BELLİ SEZONLARDA ARZ TALEBİ KARŞILAYAMIYOR. BUNUNLA BİRLİKTE ARTAN NÜFUS VE ULAŞIM AĞLARIYLA TALEPLE İLGİLİ ŞARTLARIN GELECEKTE DAHA İYİ OLACAĞI DÜŞÜNÜLMEKTE. Ayrıca sektörle ilgili destekleyici kurumlar da artmış durumda. Kümes hayvancılığı sektöründe artan yerel ve bölgesel talep artışı ve ihracatta güçlü bir büyüme potansiyeli söz konusu. Ülkemiz genel olarak kümes hayvancılığı sektöründe artan yerel ve bölgesel talep artışından faydalanıyor, yakın ve orta vadede de bu durum devam edecek. AYRICA BU ALANDA KÜRESEL TİCARET BAĞLAMINDA GİTTİKÇE BÜYÜYEN BİR İHRACAT POTANSİYELİ MEVCUT. MESELÂ ‘HELAL GIDA’ TRENDİ YATIRIMCILARIMIZ İÇİN BÜYÜK BİR FIRSAT. Öte yandan birleşmeler ve satın almalar yoluyla da sektörde cazip yatırım fırsatları söz konusu. Ülkemiz ihracat rakamları göz önüne alındığında 2006 kuş gribi vakalarının etkisinde düşüş olmakla birlikte 2000-2010 yılları arası kat kat arttığı anlaşılıyor. 2001 YILINDA TOPLAMDA YAKLAŞIK 24,4 MİLYON KG OLAN İHRACATIMIZ 2010 YILINDA 115,1 MİLYONA YÜKSELMİŞ. İHRACATIMIZIN BÜYÜK KISMINI IRAK VE TÜRKİ CUMHURİYETLER OLUŞTURUYOR. TÜRKİYE DÜNYA İHRACATINDA 21. SIRADA YER ALIRKEN, ALICI ÜLKELERİN BAŞI JAPONYA VE İNGİLTERE. Bu iki ülkenin ithalatı dünya ithalatının yaklaşık beşte birini oluşturuyor. Bu ülkeleri Almanya, Hong Kong ve Suudi Arabistan takip etmekte. Bunlar ‘Str.2.4.2-Her alanda ilerleme sağlama’ stratejimizi uygulayabileceğimiz uygun fırsatlar.  İlçemizin orta vadede bu fırsatları iyi değerlendirme şansı var. O nedenle; ÜLKEDE VE DÜNYADA KÜMES HAYVANCILIĞI ÜRÜNLERİNE ARTAN TALEP ARTIŞI VE İHRACAT POTANSİYELİNDEN EN ETKİN ŞEKİLDE YARARLANMAK  gerekiyor.

Bazı zayıf yönlerimiz için de ’Str.2.4.2-Her alanda ilerleme sağlama’ stratejisi izlemek faydalı olabilir. Çünkü o konulardaki zafiyetimizin altında kurumsallaşma, markalaşma ve ihracat deneyim eksiklerimizin bulunduğu açık. Türkiye’de yaklaşık 3 milyon tarım işletmesi var. TARIMSAL FAALİYET, BU İŞLETMELERDE KENDİ HESABINA ÇALIŞANLAR, İŞÇİLER VE TÜM AİLE BİREYLERİ İÇİN İŞTEN ÇOK DAHA ÖTE BİR YAŞAM BİÇİMİ. Ancak, İşletmelerin kurumsal olarak gelişmemiş olması elbette ki ekonomiklik açısından ileri ve güçlü olmamızı engelliyor. Ancak özgün bir model inşa etmemizin önünde ciddi bir engel değil. YETERSİZ BİR SEKTÖRE VE ZAYIF İŞLETMELERE SAHİP OLSAK DA ONLAR BİZİM. İHRACAT VE MARKALAŞMA SEVİYESİ DÜŞÜK ÜRÜNLER DE BİZE AİT DEĞERLER. ONLARA SAHİP ÇIKIP KORUYARAK ÖZGÜN BİR MODELLE GELİŞTİRMEYE ÇALIŞMAKTAN DAHA DOĞAL NE OLABİLİR. Eğer Susurluk’ta topyekûn bir kalkınma, gelişme ve büyüme söz konusu olacaksa bu değerlerimizle birlikte ve onların üstünde yükselerek olacak. Esasen KIRSAL ÜRETİMİN ÜÇ ANA KALEMİ VAR. BUNLAR ÜRETİM, PAZARLAMA VE FİNANSMAN ŞEKLİNDE BİR SACAYAĞI. ŞAYET BU ÜÇ UNSUR DOĞRU ÇALIŞTIRILABİLİRSE KIRSAL KALKINMANIN OLMAMASI DA ZATEN MÜMKÜN DEĞİL. KALDI Kİ BÜNYEYE UYMAYAN ŞABLON MODELLER YERİNE DEĞERLERİMİZ ÜZERİNE OTURMUŞ BİZE AİT İŞLETME MODELLERİNİ GELİŞTİRMEMİZ DAHA AKILLICA OLUR. Bir örnek vermek gerekirse; güçlü bir yaş meyve sebze üretim potansiyelimize karşılık pazarlamaya yönelik PAKETLEME TESİSLERİYLE ENTEGRE SOĞUK HAVA DEPOLARI EKSİKLİĞİ İLÇEMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR BOŞLUK.  BU ALANDA SAĞLAYACAĞIMIZ İLERLEME İŞLETMELERİMİZİN KURUMSALLAŞMASINA DA KATKI SAĞLAYACAK. Böyle yatırımları yapabilmek; kapasite büyütmek ve güçlenmek de demek. Bu nedenle SEKTÖRDEKİ ZAYIFLIĞIMIZI GİDERMENİN AKLA GELEN İLK YOLU BİR SEFERBERLİK RUHU İÇİNDE ÜRETİM, YİNE ÜRETİM, UYGUN SUNUM VE DAHA FAZLA SATIŞ YAPMAKTIR.  Öte yandan Tarımsal faaliyetler; birçok risk, belirsizlik ve yaşamsal önem nedeniyle stratejik bir sektör. Bu nedenle her toplumda çeşitli destekleme araçları ile korunuyor. Şayet UYGULANAN DESTEKLER ETKİN BİÇİMDE KULLANILIRSA BUNU TALEP EDEN TARIMSAL FAALİYET VE İŞLETMELERİN ŞARTLARA UYMA ÇABASIYLA BİRLEŞİP BU ZAFİYET ONARABİLECEK. O yüzden: TARIM SEKTÖRÜNDEKİ İŞLETMELERİ DAHA İLERİ VE GÜÇLÜ OLMAYA YÖNLENDİRMEK hedefi bizim için oldukça önemli. Ancak bunu yaparken MEVCUT TARIM IŞLETMELERI VE ÜRÜNLERIMIZI KENDIMIZE AIT ÖZGÜN BIR MODELLE KURUMSALLAŞTIRMAYI DENEMEK  ihmal edilmemeli. Böylece SEKTÖRDE ZATEN GÜÇLÜ BULUNAN SUSURLUK İÇİN KURUMSALLAŞMA AÇISINDAN DA ÖZGÜN İŞLETME MODELLERİ GELİŞTİRİLEBİLİR. Örneğin, doğal üretim, sağlıklı depolama, işleme, paketleme ve internet üzerinden satış vb. uygulamalar kurumsallık açısından pekâlâ kullanılabilir. Ancak bu konuda asıl sıçratıcı formülün: KURUMSALLAŞAN İŞLETMELERİMİZLE TARIMSAL ÜRÜNLERDE MARKALAŞMA VE İHRACAT HEDEFLERİNİ BAŞARMAK olduğu da asla unutmamalı. Zira Markalaşmadaki yetersizlik ile İhracat ve markalaşma potansiyeli yüksek ürünlerin olmaması şeklindeki zafiyetimiz ancak böyle iddialı hedeflerle giderilebilir. Kaldı ki, ’Str.2.4.2-Her alanda ilerleme sağlama’ stratejimiz de zaten bunu gerektirmektedir.

2023 yılından itibaren orta vadede ilçemizin geleceği için ‘Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ la ilgili yapılacak çok şey var. Ancak bunu yaparken geçmişten gelen değerlerimizi unutmamak gerektiğini de biliyoruz. Meselâ bir ‘Önce Vatan’ şehri olarak ‘DEĞ.2-Vatana sadakat’imiz böyle bir değer. Ayrıca içerde ve dışarda; alanında deneyimli, yetenekli ve başarısını kanıtlamış DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlarımız var. ‘Her alanda ilerleme sağlama’ konusunda onlardan niçin yararlanmayalım ki? Ayrıca sahiplenilmesi gereken ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’ ve ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’ de bu alanda çok özel bir yere sahipler. Yine orta vadede KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK için DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ ve ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ da ilçemiz için mutlaka değerlendirilmesi gereken avantajlar. Ancak bu yolculuk kesinlikle ortak amaçlara dayalı etkin bir yaklaşım birliği ve temel ilkelere sarsılmaz bağlılıkla yürümeyi gerektiriyor. Nitekim bu amaçla tabloda da görüldüğü gibi; Hedeflerin gerektirdiği duruma göre bazen Ticaret ve Sanayi Odası Borsa(TSOB), Kaymakamlık(K), Belediye(B), Siyasi Partiler (SP) ve Esnaf Sanatkârlar Odası (ESO) liderliğinde hareket edilmesi gerekebilir. Onlara da yerine göre Kent Konseyi (KK), Siyasi Partiler (SP), Ziraat Odası (ZO), İlçe Tarım Müdürlüğü (İTM) ve diğer Sivil Toplum Kuruluşları(STK) destek verip Susurluk için etkin bir şekilde Siyasi Güç(SG) sağlayarak; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı(TB), Ticaret Bakanlığı(TB), Ticaret Bakanlığı (SB), Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) ve Tarım Orman Bakanlığından (TOB) yardım almayı sağlayabilmeliler. Uygulamalar Stratejik Plan Ekibinin(SPE) sekretaryasında yürütülürken, ihtiyaç duyulduğunda; Güney Marmara Kalkınma Ajansından (GMA) da yararlanılabilmeli. Ancak bütün bu çalışmalarda olduğu gibi Stratejik Plan Uygulamasının her alanında; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan, İLK.2-İstikamet üzere olma, İLK.3-Amaç Birliğine riayet, İLK.4-Planlı değişim dönüşüm ve İLK.5-Birlikte başarmak’ yolculuğumuzun temel ilkeleri olmak durumunda. 

yyalcin3@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder