Str.2.4.2 Hedefleri (II)
‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında ‘Yeşilelma’ vizyonumuzun temel ayaklarından ikincisi olan ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN
BİR SUSURLUK’’ la ilgili çalışmamızı sürdürüyoruz. Geçen hafta ‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü
olmak’ stratejik amacı için ‘Str.2.4.2-Her
alanda ilerleme sağlama’ stratejisine ait ilk 8 hedefin ‘NASIL GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNE
DAİR’ önerilerimizi okumuştunuz. Şimdi
sırada aynı stratejinin geriye kalan; ‘08-SANAYİ’ sektöründe 3 ve ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektöründe de 5 olmak üzere toplam 8 hedefi var. Yine belirtelim ki; şayet temel
amaçlarımızdan biri ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ
ÜRETKEN BİR SUSURLUK’ ise onun olmazsa olmaz Stratejik Amaçlarından biri ‘‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ ve onun da önemli araçlarından
biri ‘Str.2.4.2-Her alanda ilerleme
sağlama’ stratejisidir. O nedenle bu
istikamet üzerindeki hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘NASIL?
elbetteki bu stratejimizin
uygulanmasıyla gerçekleşecek. Burada da genel kuralımız; güçlü yönlerimize
dayanmak, zayıf taraflarımızı onarmak, fırsatlardan yararlanmak ve tehditlerden
sakınmak olacak. Bir başka deyişle Susurluk orta vadede diğerleriyle birlikte; ‘Her alanda ilerleme sağlama’’ stratejisi uygularsa; var
olan güçlü yönlerini daha güçlü yapmayı, zayıf taraflarını da gidermeyi
başarabilecek. Bu arada dış fırsatlardan yararlanıp, tehditlerden de sakınabilirse
neticede ‘Kalkınmayı başarmış üretken bir Susurluk’ vizyonuna ulaşabilir.
Daha önce ‘08-SANAYİ’ konusunda;’THD.08.1-İstanbul sanayisinden ilçemize kayacak olanlar için seçme ve
yönlendirme lüksümüzün olmaması’ orta
vadede karşılaşılabilecek önemli bir tehdit olarak görülmüştü. Neticede orta vadede bu tehdidin ‘‘Str.2.4.2-Her
alanda ilerleme sağlama’’ stratejimizle yumuşatılabileceği varsayımından hareketle; ‘HDF.2.4.2.07-OSB’nin mümkün olan en geniş arazide ve yapıda kurulması
için siyasi destek sağlamak’,’HDF.2.4.2.08-OSB kurulumun gerektirdiği şartlar, disiplin ve planlamaya
katkıda bulunmak’ ve ‘HDF.2.4.2.09-Güçlü Tarım ve hayvancılığa dayalı özgün ve
ileri bir sanayi oluşturmak’ şeklinde 3 hedef düşünülmüştü.

Gerçekten de gelecekte ‘08-SANAYİ’
başlığı altında
karşımıza çıkabilecek en önemli tehdit: ’İstanbul
sanayisinden ilçemize kayacak olanlar için seçme ve yönlendirme lüksümüzün
olmaması’ görünüyor. Doğaya duyarlı
gelişim alanları olan Edremit Körfezi ve Kapıdağ Yarımadasının desantralizasyon
için uygun görülmediğini biz de biliyoruz. Aynı şekilde verimli tarım
toprakları ve sit alanları olan iç bölgelerin de hem nitelikleri hem de
ulaşım modlarına uzaklığı bakımından İstanbul’la ilişkisinin zayıf kaldığı
lehimize bir avantaj. Bu açıdan meselâ; İLÇEMİZDE KURULACAK KARMA
ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNİN (OSB); YASAL ALTYAPISI, OLUŞUM DİSİPLİNİ SAYESİNDE
BURAYA GELECEK SANAYİ İÇİN BELİRLİ BİR PLAN ÇERÇEVESİNDE VE KENDİ İÇİNDE
OTOKONTROL SAĞLAYARAK DOĞRU TERCİHLER YAPILMASINI SAĞLAYABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM.
Ayrıca, ilçemizin
daha çok tarımsal üretime dayalı gıda sektöründe ileri olduğu açık.
Bu sebeple NORMAL ŞARTLARDA GELİŞMENİN
DAHA ÇOK GIDA SEKTÖRÜ AĞIRLIKLI VE ÖNCELİKLİ BİR SANAYİ
BAĞLAMINDA OLACAĞINI ÖNGÖREBİLİRİZ. Diğer
yandan bölgenin genelinde olduğu gibi orman ürünleri ve
enerji üretimi de ilçemizde varlığı gözlenen diğer faaliyetler. Bu sebeple
İLÇEMİZİN TAŞIDIĞI FIRSAT VE GÜÇLÜ YÖNLERİNİN
GELECEK SANAYİ TESİSLERİ İÇİN ETKİLİ VE YÖNLENDİRİCİ OLACAĞINI TAHMİN EDİYORUM. Ancak birlik ve beraberliğini korumaz,
akıllı davranmaz, harekete geçmezsek bu defa da hava alırız. SUSURLUK’A BİR YATIRIM
GELECEKSE EĞER, BU ŞEHRİN İNSANININ GÖSTERECEĞİ GAYRETE, İSTEĞE, BİRLİK VE
BERABERLİK İÇİNDE HAREKET EDİP ETMEDİĞİNE BAĞLI. Şayet gelecek on yıllara daha yaşanılası bir
Susurluk olarak girmek istiyorsak, Cumhuriyetimizin 100. yılından itibaren
kalkınmış bir Susurluk olarak girmek istiyorsak, HER ALANDA SUSURLUK’UN
GELİŞMESİNİ, İLERLEMESİNİ İSTİYORSAK, ÖNCELİKLE BİR YOL HARİTASINA
İHTİYACIMIZ VAR. BİZ BAZI ŞEYLERİ DEĞİŞTİRMEDİKÇE HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEZ.’ Yine başka bir arkadaşımızın çok
doğru olarak söylediği gibi: ’Susurluğun Resmî kurumları, STK’lar
ve Siyasiler ilçemize gelecek her yatırım için ortak hareket etmek zorunda
olduklarını bilmeliler.’ Yoksa ESKİSİ GİBİ
KISIR ÇEKİŞME, ÇIKAR HESAPLARI VE POLİTİK TARTIŞMALAR İÇİNE GİRERSEK
SADECE İLÇEMİZ VE BİZLER KAYBETMİŞ OLMAYIZ, GELECEK NESİLLERİ DE MAĞDUR ETMİŞ
OLURUZ. Odaklanmamız
gereken soru şu: ‘İSTANBUL SANAYİSİ GELECEKTE NEREYE
GİDECEK?’ TABİ Kİ DE ÜRETİMİNİ EN UYGUN FİYAT VE ŞARTLARDA YAPABİLECEĞİ, EN
KOLAY ŞEKİLDE PAZARINA ULAŞTIRABİLECEĞİ YERLERİ TERCİH EDECEK. İŞTE BU NOKTADA
ARSA FİYATI UYGUN, ALTYAPISI HAZIR SANAYİ PARSELLERİNİZ VAR İSE TERCİH NEDENİ
OLABİLİRSİNİZ. Yeni
yatırımcı sorun ile uğraşmayı sevmez, yatırımcı/sanayici sadece üretim yapmayı
düşünür. Örneğin siz yatırımcıya doğalgaz altyapısı önümüzdeki sene gelecek
derseniz sanayici beklemez, gerekirse daha fazla para vererek sorunsuz ve
uğraşmayacağı yatırım yeri arar. BU SEBEPLE SANAYİCİYİ İYİ
ANLAMAK, İYİ DİNLEMEK, NELERE İHTİYAÇLARI VAR ÇOK İYİ ANALİZ ETMEK GEREKİR. Unutulmamalı ki hayal etmeden
gerçeklere ulaşılamaz. HAYAL EDEN VE İSTEDİĞİNİN PEŞİNDE
ÇABA GÖSTEREN BİR SUSURLUK ALLAHIN İZNİYLE SAYGI GÖRECEK VE ELİ BOŞ
KALMAYACAKTIR. BU KONUDA OSB GİRİŞİMİ ÇOK KIYMETLİ BİR FIRSAT. AYNI ZAMANDA
ORTAYA ÇIKMASI MUHTEMEL BAZI RİSKLER İÇİN DE REGÜLATÖR DURUMUNDA. Çünkü
OSB’ler çevre Dostu Planlı Üretime geçişin en başarılı ve yüz akı
projeleri. Bu sebeple hiç kuşkusuz SANAYİ ÜRETİMİNİN OSB ÇATISI
ALTINDA YAPILMASININ FAYDALARI OLDUKÇA FAZLA. Ancak bir
OSB kurmak da bir o kadar zor ve uzun yol işi. Bir defa kurulacak olan OSB’nin
niteliği çok önemli. KARMA OSB HER ZAMAN DAHA AVANTAJLI.
BU ŞEKİLDE İMAR PLANI İLE DÜZENLEME AŞAMASINDA ADA BAZINDA İHTİSASLAŞAN ÜRETİM
ADALARI DÜŞÜNÜLEBİLİR. Yani
OSB’nin örneğin güney kısmında Gıda üretim tesisleri planlanırken, belli
bölgesinde masa-sandalye üretimine yönelik imar adaları, bazı yerlerinde yüksek
katma değerli teknolojik üretim adaları oluşturulabilir. SUSURLUK
OSB İÇİN BELİRLENEN BÖLGE OLDUKÇA UYGUN. Zira ülkemizdeki OSB’ler 35 ha ile 2500 ha
arasında çeşitli büyüklerde. Ancak 400 ha altında olan OSB’lerin çarkı
çevirmesi oldukça zor. BU YÜZDEN NE KADAR BÜYÜK OLURSA O
KADAR İYİ. OSB’lerde
imar planı, parselasyon planı, altyapı tesislerinin yapılması, merkezi atık su
arıtma tesisinin yapılması ilk ihtiyaç duyulan işler olup OSB’nin büyümesi ve
güçlenmesi ile birlikte Mesleki Teknik Öğretim Kurumu, İtfaiye, Sosyal ve Spor
Tesisleri, Kreş önemli tesislere de ihtiyaç duyulur. İşte bu tesisleri yapmak
hem zaman hem de ciddi bütçe gerektiren işler. Ülkemizde henüz altyapı, yol ve
arıtma tesisini yapamadığı için üretim faaliyeti başlanamayan yaklaşık 70 tane
OSB bulunuyor. HALEN ÖMERKÖY DEMİR KAPI ARASINDA BULUNAN
8700 DÖNÜMLÜK HAZİNE ARAZİSİNİN MİLLİ EMLAK’TAN BU AMAÇLA YER TAHSİSİ
YAPILDIĞINI, BAKANLIKÇA DA OSB İÇİN ONAY ALINDIĞINI BİLİYORUZ. FAKAT
SÜREÇ DEVAM EDİYOR. OSB’nin
sicil numarası verildi mi, altyapısı ne zaman yapılacak, kimler gelecek,
kuruluş protokolü ne durumda, ortaklar kimler ve ortaklık oranları ne gibi daha
birçok husus belirsiz. Yine de ‘Niyet hayır, akıbet hayır ola’ diye bir
atasözümüz var. BU TEMELİN ATILMIŞ OLMASI BİLE
SUSURLUK İÇİN GÜÇLÜ BİR ADIM. DİĞER TARAFTAN, ÖZELLİKLE BÖLGEYE YATIRIM YAPACAK
YABANCI SERMAYE KONUSUNDA SEÇİCİ DAVRANILMASI DA ÇOK ÖNEMLİ. Bu açıdan Yörsan örneği de
unutulmayarak HEM SÜRDÜRÜLEBİLİR SAĞLAM
YATIRIMLARIN, HEM DE ÇEVREYE DUYARLI KALKINMA VİZYONUYLA YÜKSEK TEKNOLOJİLİ
SİSTEMLERİN TERCİH EDİLMESİ YARARLI OLUR. Özellikle de İstanbul’daki sanayinin
bölgemize taşınması noktasında bu iki bakış açısının dengelenerek hayata
geçirilmesi yerinde olur. YENİ TEŞVİK SİSTEMİ KAPSAMINDA
YATIRIMLARIN ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNDE GERÇEKLEMESİ HALİNDE BİR ALT BÖLGE
DESTEĞİNDEN YARARLANABİLDİKLERİNİ BİLİYORUZ. BU NEDENLE BİZLER DE OSB’LERE
YÖNELİK TEŞVİKLERİN HEM ULUSAL POLİTİKALARLA UYUMLU OLACAK, HEM DE SÖZ KONUSU
TAŞINMAYI KONTROL EDECEK ŞEKİLDE OLMASINI TALEP VE TAKİP ETMELİYİZ. Bu teşvik
ve özen kurulacak OSB’mizin doluluk oranının artmasına yardımcı olacağı gibi, DÜZENLİ
SANAYİLEŞMENİN SAĞLANMASINA ve
bununla birlikte muhtemel çevre tahribatının en aza indirilmesine katkıda
bulunacaktır. BU KONUDA BİRAZ DAHA SABIRLI, DESTEK
VE TAKİPÇİ OLMAK GEREKİYOR. Peki, ne yapmalıyız? ‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ stratejik
amacımız çerçevesinde ’Str.2.4.2-Her
alanda ilerleme sağlama’ stratejimizi uygularsak
karşılaşabileceğimiz herhangi bir tehditten çok fazla zarar görmeyebiliriz. Bu
bağlamda İstanbul sanayisinden ilçemize gelebilecek yatırımlar için belki
önceleri seçme ve yönlendirme lüksümüz olmayabilir. Ancak; OSB’NİN
MÜMKÜN OLAN EN GENİŞ ARAZİDE VE YAPIDA KURULMASI İÇİN SİYASİ DESTEK SAĞLAMAK öncelik
verilecek ilk hedef. İlaveten; KURULUMUN
GEREKTİRDİĞİ ŞARTLAR, DİSİPLİN VE PLANLAMAYA KATKIDA BULUNMAK Susurluk
için olmazsa olmaz bir çaba olur. Öte yandan GÜÇLÜ
TARIM VE HAYVANCILIĞA DAYALI ÖZGÜN VE İLERİ BİR SANAYİ OLUŞTURMAK bu
sektörde ağırlıklı yönümüz olabilir. NETİCEDE BÜTÜN BU HEDEFLER
AYNI ZAMANDA İLÇEMİZE GELECEK YATIRIM VE YATIRIMCILAR KONUSUNDA ELİMİZİ
GÜÇLENDİRECEKTİR. Kaldı ki ‘Bozulmamış
doğal çevre’ değerlerimiz ve ‘çevre duyarlığımız’ de bizi bu konuda
yalnız bırakmaz. Bu sebeple KALKINMAYI
BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK ile İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL
SUSURLUK vizyonumuza
yaklaştığımız her an öncesinden daha güçlü olmamızı sağlayacağı gibi, seçme ve
yönlendirme şansımızı da artıracaktır. Böylece bizi olumsuz etkileyebilecek
tercihlere de geçit verilmemiş olur.
Bu haftanın ikinci konusu ‘‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ için daha önce orta vadede doğabilecek fırsatlar olarak; ‘FRS.09.8-Elektronik satış ve pazarlama uygulamaları’ ve ‘FRS.09.11-Kümes
hayvancılığı sektöründe artan yerel ve bölgesel talep artışı ve ihracatta güçlü
bir büyüme potansiyeli’ öngörülmüştü. Ayrıca; ‘ZY.09.3-İşletmelerin kurumsal olarak gelişmemiş olması’
ve ‘ZY.09.4-Markalaşmadaki yetersizlik ile İhracat ve markalaşma potansiyeli
yüksek ürünlerin olmaması’ şeklinde iki adet de zayıf yönümüz olduğu
değerlendirilmişti. Neticede Stratejik planın uygulanmasıyla orta vadede bu zayıf
yönümüzün ‘‘Str.2.4.2-Her alanda ilerleme sağlama’’ stratejimizle onarılıp
güçlendirilebileceği varsayımından hareketle; ‘HDF.2.4.2.10-Tarım ve hayvancılık sektörü ürünlerimizin pazarlanmasında
e-ticaret uygulamalarından artan şekilde yararlanmak’, ‘HDF.2.4.2.11-Ülkede ve
dünyada kümes hayvancılığı ürünlerine artan talep artışı ve ihracat
potansiyelinden en etkin şekilde yararlanmak’,’HDF.2.4.2.12- Tarım sektöründeki
İşletmeleri daha ileri ve güçlü olmaya yönlendirmek’,’HDF.2.4.2.13-Mevcut tarım
işletmeleri ve ürünlerimizi kendimize ait özgün bir modelle kurumsallaştırmayı
denemek’ ve ‘HDF.2.4.2.14-Kurumsallaşan işletmelerimizle tarımsal
ürünlerde markalaşma ve ihracat hedeflerini başarmak’ şeklinde 5 hedef ortaya çıkmış oldu.

Ülkemizin artık pazar olmaktan çok
yurt dışına satış yapması gereken bir modele evrilmesi gerekiyor. Bu süreçte
yararlanılabilecek dijital pazarlama ve satış sektöründe teknolojik gelişmeler
çok hızlı. Çok fazla gelişme ve yenilik yaşanıyor. Son yıllarda da giderek
artan elektronik satış ve pazarlama uygulamaları ilçemizin
mutlaka değerlendirmesi gereken diğer fırsatlar arasında. Elektronik
ticaret aslında iki türlü işleyen bir ticaret modeli. Birincisi işletmeden
işletmeye olan, araya hiç tüketicinin dâhil olmadığı bir model. İkincisi
doğrudan tüketiciye yapılan bir pazarlama metodu. BUNA
KISACA TÜKETİCİYE YÖNELİK E-TİCARET DENİYOR. Teknolojik araçlarla tanıtım, reklam
ve nihayet satış yapmak demek. Ürün veya hizmeti müşterilere ulaştırmak
için halkla ilişkilerden satışa kadar çeşitli disiplinler içeren bütüncül bir
sistem. DİJİTAL PAZARLAMA STRATEJİLERİ DOĞRU UYGULANDIĞINDA
E-TİCARET PLATFORMLARININ SATIŞ HEDEFLERİNE HİZMET EDER. BU
ANLAMDA OLAĞANÜSTÜ BİR GÜCÜ VAR. Milyonlarca
kullanıcıya saatler içinde, birkaç tıklama ile ulaşılabiliyor. Bunlar ucuz,
kolay ve eşsiz fırsatlar. Yapılması gereken şey: ‘HDF.2.4.2.10-TARIM
VE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ ÜRÜNLERİMİZİN PAZARLANMASINDA E-TİCARET UYGULAMALARINDAN
ARTAN ŞEKİLDE YARARLANMAK’ hedefiyle hareket etmek. Ülkemizdeki kırmızı et
üretiminin giderek azalmasıyla ortaya çıkan hayvansal protein açığı, tavuk eti
üretimindeki artışlarla dengelenebiliyor. Fert başına piliç eti tüketimi 1990
yılında 3,8 Kg iken, 2010’da 19 kg’a yükselmiş. AB ülkelerinde ise ortalama
tüketim 26 kg/kişinin üzerinde. SON YILLARDA SEKTÖR ÜRÜNLERİNE
YÖNELİK YÜKSEK BİR TALEP OLDUĞU GÖZLEMLENİYOR, HATTA BELLİ SEZONLARDA ARZ
TALEBİ KARŞILAYAMIYOR. BUNUNLA BİRLİKTE ARTAN NÜFUS VE ULAŞIM AĞLARIYLA TALEPLE
İLGİLİ ŞARTLARIN GELECEKTE DAHA İYİ OLACAĞI DÜŞÜNÜLMEKTE. Ayrıca
sektörle ilgili destekleyici kurumlar da artmış durumda. Kümes
hayvancılığı sektöründe artan yerel ve bölgesel talep artışı ve ihracatta güçlü
bir büyüme potansiyeli söz konusu. Ülkemiz genel olarak kümes hayvancılığı
sektöründe artan yerel ve bölgesel talep artışından faydalanıyor, yakın ve orta
vadede de bu durum devam edecek. AYRICA BU ALANDA KÜRESEL TİCARET BAĞLAMINDA
GİTTİKÇE BÜYÜYEN BİR İHRACAT POTANSİYELİ MEVCUT. MESELÂ ‘HELAL GIDA’ TRENDİ
YATIRIMCILARIMIZ İÇİN BÜYÜK BİR FIRSAT. Öte yandan birleşmeler ve satın
almalar yoluyla da sektörde cazip yatırım fırsatları söz konusu. Ülkemiz
ihracat rakamları göz önüne alındığında 2006 kuş gribi vakalarının etkisinde
düşüş olmakla birlikte 2000-2010 yılları arası kat kat arttığı anlaşılıyor. 2001
YILINDA TOPLAMDA YAKLAŞIK 24,4 MİLYON KG OLAN İHRACATIMIZ 2010 YILINDA 115,1
MİLYONA YÜKSELMİŞ. İHRACATIMIZIN BÜYÜK KISMINI IRAK VE TÜRKİ CUMHURİYETLER
OLUŞTURUYOR. TÜRKİYE DÜNYA İHRACATINDA 21. SIRADA YER ALIRKEN, ALICI ÜLKELERİN
BAŞI JAPONYA VE İNGİLTERE. Bu iki
ülkenin ithalatı dünya ithalatının yaklaşık beşte birini oluşturuyor. Bu
ülkeleri Almanya, Hong Kong ve Suudi Arabistan takip etmekte. Bunlar ‘Str.2.4.2-Her
alanda ilerleme sağlama’ stratejimizi
uygulayabileceğimiz uygun fırsatlar. İlçemizin
orta vadede bu fırsatları iyi değerlendirme şansı var. O nedenle; ÜLKEDE VE
DÜNYADA KÜMES HAYVANCILIĞI ÜRÜNLERİNE ARTAN TALEP ARTIŞI VE İHRACAT
POTANSİYELİNDEN EN ETKİN ŞEKİLDE YARARLANMAK gerekiyor.
Bazı zayıf yönlerimiz için de ’Str.2.4.2-Her alanda ilerleme sağlama’ stratejisi izlemek faydalı
olabilir. Çünkü o konulardaki zafiyetimizin altında
kurumsallaşma, markalaşma ve ihracat deneyim eksiklerimizin bulunduğu açık.
Türkiye’de yaklaşık 3 milyon tarım işletmesi var. TARIMSAL
FAALİYET, BU İŞLETMELERDE KENDİ HESABINA ÇALIŞANLAR, İŞÇİLER VE TÜM AİLE
BİREYLERİ İÇİN İŞTEN ÇOK DAHA ÖTE BİR YAŞAM BİÇİMİ. Ancak, İşletmelerin kurumsal
olarak gelişmemiş olması elbette ki ekonomiklik açısından ileri
ve güçlü olmamızı engelliyor. Ancak özgün bir model inşa etmemizin önünde ciddi
bir engel değil. YETERSİZ BİR SEKTÖRE VE ZAYIF
İŞLETMELERE SAHİP OLSAK DA ONLAR BİZİM. İHRACAT VE MARKALAŞMA SEVİYESİ DÜŞÜK
ÜRÜNLER DE BİZE AİT DEĞERLER. ONLARA SAHİP ÇIKIP KORUYARAK ÖZGÜN BİR MODELLE
GELİŞTİRMEYE ÇALIŞMAKTAN DAHA DOĞAL NE OLABİLİR. Eğer
Susurluk’ta topyekûn bir kalkınma, gelişme ve büyüme söz konusu olacaksa bu
değerlerimizle birlikte ve onların üstünde yükselerek olacak. Esasen KIRSAL
ÜRETİMİN ÜÇ ANA KALEMİ VAR. BUNLAR ÜRETİM, PAZARLAMA VE FİNANSMAN ŞEKLİNDE BİR
SACAYAĞI. ŞAYET BU ÜÇ UNSUR DOĞRU ÇALIŞTIRILABİLİRSE KIRSAL KALKINMANIN
OLMAMASI DA ZATEN MÜMKÜN DEĞİL. KALDI Kİ BÜNYEYE UYMAYAN ŞABLON MODELLER YERİNE
DEĞERLERİMİZ ÜZERİNE OTURMUŞ BİZE AİT İŞLETME MODELLERİNİ GELİŞTİRMEMİZ DAHA
AKILLICA OLUR. Bir örnek
vermek gerekirse; güçlü bir yaş meyve sebze üretim potansiyelimize karşılık pazarlamaya
yönelik PAKETLEME TESİSLERİYLE ENTEGRE SOĞUK HAVA DEPOLARI
EKSİKLİĞİ İLÇEMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR BOŞLUK. BU ALANDA SAĞLAYACAĞIMIZ
İLERLEME İŞLETMELERİMİZİN KURUMSALLAŞMASINA DA KATKI SAĞLAYACAK. Böyle
yatırımları yapabilmek; kapasite büyütmek ve güçlenmek de demek. Bu nedenle SEKTÖRDEKİ
ZAYIFLIĞIMIZI GİDERMENİN AKLA GELEN İLK YOLU BİR SEFERBERLİK RUHU İÇİNDE
ÜRETİM, YİNE ÜRETİM, UYGUN SUNUM VE DAHA FAZLA SATIŞ YAPMAKTIR. Öte yandan Tarımsal faaliyetler;
birçok risk, belirsizlik ve yaşamsal önem nedeniyle stratejik bir sektör. Bu
nedenle her toplumda çeşitli destekleme araçları ile korunuyor. Şayet UYGULANAN
DESTEKLER ETKİN BİÇİMDE KULLANILIRSA BUNU TALEP EDEN TARIMSAL FAALİYET VE
İŞLETMELERİN ŞARTLARA UYMA ÇABASIYLA BİRLEŞİP BU ZAFİYET ONARABİLECEK. O yüzden: TARIM
SEKTÖRÜNDEKİ İŞLETMELERİ DAHA İLERİ VE GÜÇLÜ OLMAYA YÖNLENDİRMEK hedefi bizim için oldukça
önemli. Ancak bunu yaparken MEVCUT TARIM IŞLETMELERI VE
ÜRÜNLERIMIZI KENDIMIZE AIT ÖZGÜN BIR MODELLE KURUMSALLAŞTIRMAYI DENEMEK ihmal edilmemeli. Böylece
SEKTÖRDE ZATEN GÜÇLÜ BULUNAN SUSURLUK İÇİN KURUMSALLAŞMA
AÇISINDAN DA ÖZGÜN İŞLETME MODELLERİ GELİŞTİRİLEBİLİR. Örneğin,
doğal üretim, sağlıklı depolama, işleme, paketleme ve internet üzerinden satış
vb. uygulamalar kurumsallık açısından pekâlâ kullanılabilir. Ancak
bu konuda asıl sıçratıcı formülün: KURUMSALLAŞAN
İŞLETMELERİMİZLE TARIMSAL ÜRÜNLERDE MARKALAŞMA VE İHRACAT HEDEFLERİNİ BAŞARMAK olduğu da asla unutmamalı. Zira Markalaşmadaki yetersizlik ile İhracat ve markalaşma potansiyeli yüksek
ürünlerin olmaması şeklindeki zafiyetimiz ancak
böyle iddialı hedeflerle giderilebilir. Kaldı ki, ’Str.2.4.2-Her alanda ilerleme sağlama’ stratejimiz de zaten bunu
gerektirmektedir.
2023 yılından itibaren orta vadede ilçemizin geleceği için ‘Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ la ilgili yapılacak çok şey var. Ancak bunu yaparken geçmişten
gelen değerlerimizi unutmamak gerektiğini de biliyoruz. Meselâ bir ‘Önce Vatan’ şehri
olarak ‘DEĞ.2-Vatana sadakat’imiz böyle bir değer. Ayrıca içerde ve
dışarda; alanında deneyimli, yetenekli ve başarısını kanıtlamış ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’ımız var.
‘Her alanda ilerleme
sağlama’ konusunda onlardan niçin yararlanmayalım ki? Ayrıca sahiplenilmesi
gereken ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’
ve ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve
tesislerimiz’ de bu alanda çok özel bir yere sahipler. Yine orta vadede
KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK için ‘DEĞ.9-Ulaşım
ağları üzerindeki konumumuz’ ve ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ da ilçemiz için mutlaka değerlendirilmesi
gereken avantajlar. Ancak bu yolculuk kesinlikle ortak amaçlara dayalı etkin
bir yaklaşım birliği ve temel ilkelere sarsılmaz bağlılıkla yürümeyi gerektiriyor.
Nitekim bu amaçla tabloda da görüldüğü gibi; Hedeflerin gerektirdiği
duruma göre bazen Ticaret
ve Sanayi Odası Borsa(TSOB), Kaymakamlık(K), Belediye(B),
Siyasi
Partiler (SP) ve Esnaf Sanatkârlar Odası (ESO) liderliğinde
hareket edilmesi gerekebilir. Onlara da yerine göre Kent Konseyi (KK), Siyasi Partiler (SP), Ziraat Odası (ZO), İlçe Tarım
Müdürlüğü (İTM) ve diğer Sivil Toplum Kuruluşları(STK) destek
verip Susurluk için etkin bir şekilde Siyasi Güç(SG) sağlayarak; Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı(TB), Ticaret Bakanlığı(TB), Ticaret Bakanlığı (SB), Türk
Patent ve Marka Kurumu (TPMK) ve Tarım Orman Bakanlığından (TOB) yardım
almayı sağlayabilmeliler. Uygulamalar
Stratejik Plan Ekibinin(SPE) sekretaryasında
yürütülürken, ihtiyaç duyulduğunda; Güney Marmara Kalkınma
Ajansından (GMA) da yararlanılabilmeli. Ancak bütün
bu çalışmalarda olduğu gibi Stratejik Plan Uygulamasının her alanında; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği,
Önce Vatan, İLK.2-İstikamet üzere olma, İLK.3-Amaç Birliğine riayet,
İLK.4-Planlı değişim dönüşüm ve İLK.5-Birlikte
başarmak’ yolculuğumuzun temel ilkeleri olmak durumunda.
yyalcin3@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder