Aşı savaşları
Corona günlerinin sonuna geliyoruz galiba. Henüz bir ışık yok ama karanlık tünelde giderek artan “aşı” sesleri duymaya başladık. Haberler yoğunlaştı, bir biri ardına açıklamalar yapılıyor, aşı gündemli toplantılar duyuyoruz.
Her ülke yüz milyonlarca dozluk aşı siparişi
için sözleşme yapıyor. Amerika, Çin, Rusya, İngiltere ve Almanya bağlantılı
küresel şirketler reklam olduğu aşikar, gündem oluşturan çıkışlar içinde. Sanki
bir aşı savaşı var ortada ve tüm hızıyla da büyüyor. Bu tabloyu iflah olmaz aşı karşıtlarının
akla ziyan komplo teorileri tamamlamakta.
Aşı üretimi aşamasına geldiğini reklam
eden firmalar ile yapılan anlaşmalar peş peşe açıklanıyor. Ön siparişler
yapılıyor ve aşı üreticisi firmalar, aşı üretim ve test aşamalarını bugüne
kadar görülmedik bir hızla tamamlama çabasındalar. Ancak böyle bir yarış
içerisinde, sade aşı çalışmalarının değil, pandemiden korunmayı hedef alan tüm
çalışmaların sağlıklı yürüyebileceğine dair kaygılar da giderek artıyor. Çünkü Corona
kabusu yetmezmiş gibi bu yarış da çoktan bir güç gösterisine evrilmiş durumda.
Aşıların etkinliği, üretici firmalar
tarafından hep yüzde 90'ı aşan oranlarda bildiriliyor. 3.faz testleri tamamlanmadan, yan etkiler gibi pek çok
şey daha çözülmemişken aşı etkinliği üzerinde bu kadar sansasyon yapılması, ticari
kaygılardan kaynaklanan ve insanları yanıltan ciddi bir sorun.
Gelişmeler Kovid-19 aşısının bazı
ülkelerde yıl sonundan önce başlayabileceğini gösteriyor. Beklentiler Avrupa Birliği, Amerika, Çin, Rusya gibi bir dizi ülkenin 2021’in
ilk aylarında salgını kontrol altına alabileceği yönünde. Buna
karşılık 7,5 milyar dünya nüfusunun tamamı için biraz daha zaman
gerekecek. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), küresel anlamda bir kitlesel aşılamanın
2021’in ortalarında mümkün olabileceğini öngörüyor.
Halen Kovid-19 aşısı geliştirmek için
dünyada 100’den fazla çalışma yapılıyor, bunlardan 11’i belirleyici ve son
aşamayı oluşturan 3. fazda. Yine de bazıları üretime başladı
bile. Mesela AstraZeneca 3 milyar doz aşı üretmeyi planlıyor. Avrupa Birliği
ilk aşı sözleşmesini Ağustos sonunda bu şirketle imzaladı. Maliyet fiyatına 400
milyon doz aşı siparişi verildi. AB üyesi 27 ülkeye nüfuslarına göre
dağıtılacak. Sözleşme ayrıca, kriz dönemi boyunca diğer Avrupa ülkelerine de aşı
dağıtımı imkanı veriyor.
Ama AB başka şirketlerle de aşı
sözleşmeleri yapıyor. Johnson & Johnson ile 400 milyon, Sanofi-GSK ile 300
milyon, Curevac ile 225 milyon ve Moderna ile 80 milyon doz aşı için sözleşme
yapıldı. Bu beş sözleşmeye ilaveten AB başka görüşmeler
sürdürüyor ve toplamda yedi ilaç şirketiyle daha anlaşma imzalanması bekleniyor.
AB’nin nüfusu 450 milyon. Toplam aşı siparişi ise gerekenin hayli üstünde.
Büyük ihtimalle birbirine yakın
tarihlerde birden fazla aşı onay alıp teslime hazır olacak. Ama hangi aşının onay
alacağı, ne kadar etkili olacağı, gerçek yan etkilerinin neler olacağı ve kaç
doz yapılması gerektiği henüz belli değil. DSÖ’ye göre bir aşının etkili kabul
edilebilmesi için en az %50 başarılı olması, yani aşı yapılan iki kişiden
birinin bağışıklık kazanması gerekiyor. Henüz kesin olmayan ilk bilgilere göre,
en azından bazı aşılar bu oranı tutturacak.
Aşı geliştirmeye çalışan şirketler zamana karşı yarışarak olağan dönemlerde 10 yıl veya daha fazla süren işi tek bir yıla sığdırmaya çalışıyor. En etkili ve en güvenli aşıyı kimin üreteceği bir başka rekabet konusu. Elbette hiç kimse sonradan beklenmedik yan etkileri ortaya çıkacak bir aşıyı piyasaya sunan şirket olmak istemiyor. Ülkelerse artık şu sıralarda aşı uygulaması programlarını hazırlıyorlar. Sağlık sektöründe çalışanlar, 65 yaş üstü ve risk artırıcı hastalığı olanlar öncelikli gruplar arasında olacak.
ABD’de Trump yönetimi Çok Hızlı
Operasyon (Operation Warp Speed) adı altında bir kamu-özel kesim girişimi
oluşturdu ve 10 milyar dolar bütçe ayrıldı. Şu ana kadar sekiz ilaç şirketiyle,
AB’ye benzer şekilde, ABD nüfusunun hayli üstünde aşı siparişi içeren
sözleşmeler imzalandı. Aşı dağıtımını Savunma Bakanlığı yapacak.
Rusya’da Sağlık Bakanlığı’na bağlı
Gameleya Enstitüsü dünyanın ilk Kovid-19 aşısını geliştirdiğini açıkladı ve
Sputnik V adı verildi. Rusya’nın yetkili kurumu, iki doz uygulanacak aşıya
henüz 3. faz testler başlamadan önce onay verdi. Rusya bir yandan kitlesel aşı
uygulamasına başlamayı o arada da aşıyı değişik ülkelere ihraç etmek istiyor.
Çin’den gelen haberler sınırlı ve
devletin sıkı denetimi altında. Bazı gözlemciler ilk başarılı kitlesel aşı
uygulamasının Çin’de başlayacağını, bazıları tam tersine, virüsün ilk çıktığı
ülke olarak aylarca geriden geldiğini iddia ediyor. Resmi açıklamalara göre, 3.
faz testlere başlamış dört şirkete sahip ülke olarak Çin küresel yarışın en önünde. Bunlardan ikisine henüz son aşamayı oluşturan 3. faz testler
başlamadan önce resmi onay verildi. Batılıların düşüncesi Çin’in amacının Kovid-19 aşısını küresel stratejik mücadelenin
bir aracı olarak kullanmak istediği şeklinde.
Buna karşılık CanSino Biologics şirketi geçtiğimiz Ağustos’un ilk günlerinde son testlere başladı. Bu aşamaya ilk ulaşan Batılı şirket AstraZeneca, aynı ayın ortasında 3. faz çalışmalara başlamıştı.Gerçekten sıkı bir yarış! Etkili ve güvenli aşının milyarlarca doz üretilmesi gerekiyor. DSÖ, tüm dünya ülkelerinin hakça koşullarda Kovid-19 aşısı edinebilmesi için COVAX adı altında bir mekanizma oluşturdu. Dünyanın en büyük üç ekonomisinden ABD katılmayacağını, AB katılacağını açıkladı.
Kovid-19 aşısı temini için Türkiye ne yapıyor? Nereden, hangi aşamada ve kaç milyon doz alınacak? Hangi teknikle üretilen aşı tercih edilecek?
Aşıda Türkiye cephesi
Türkiye bir yandan uluslararası
arenada hareketlenen aşı çalışmalarını izliyor, bazılarıyla sözleşme imzalıyor,
öbür yandan da yerli aşı çalışmalarına destek veriyor. Öyle anlaşılıyor ki bahara
kadar 2-3 aşı belki de dört aşıyla tanışacağız. Türkiye bu açıdan hem riski
dengeliyor hem de aşı temininde çıkabilecek sorunlara bugünden tedbir almış
oluyor.
Bu konuda ilk anlaşmalar yapıldı.
Öncelikle aralık-ocak-şubat aylarında Çin menşeli 50 milyon Sinovac aşısının
Türkiye’ye gelmesi planlanıyor. Buna göre ilk etap asgari 20 milyon aşıyla Aralık
ayında. Ardından Ocak ayında 10 milyon doz daha. Kalanı Şubat ayında. Bilim
Kurulu aşının öncelikli olarak kimlere yapılması gerektiği konusunda çalışıyor.
Dünkü toplantının da gündemi buydu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim
Kurulu Toplantısı sonrası yazılı açıklama yaparak, Türkiye'deki aşılama
çalışmalarının dört aşamada yapılacağını duyurdu. Buna göre öncelikli gruplar;
ilk aşamada sağlık çalışanları, 65 yaş üstü ile yaşlı, engelli, koruma evlerinde
kalanlar ile kalabalık yerlerde yaşayanlar. Demek ki aşının sağlık
çalışanlarından başlamak üzere riskli gruplar ve enfeksiyonu yayma potansiyeli
yüksek olan kesimlere uygulanması planlanıyor. Aşı için herhangi bir ücret
alınmayacağı da anlaşıldı. Öte yandan, Bakan Koca, sözleşmesi imzalanan ilk
koronavirüs aşısının da 11 Aralık'tan sonra Türkiye'ye geleceğini açıkladı.
Bu arada ilk aşıların geleceği Çin
şirketi Sinovac, Türkiye'de de denemeleri süren CoronaVac adlı aşının birinci
ve ikinci faz sonuçlarının başarılı olduğunu açıkladı. Çinli uzmanlar aşının
acil kullanıma uygun olduğunu söylemişler. Açıklamaya göre Türkiye’de 700
kişiyle yapılan denemelerde aşı, hızlı bir bağışıklık sağlamış.
Aralık ayında 1 milyon doz alınması
planlanan Türk profesörler Uğur Şahin ve Özlem Türeci çiftinin yer aldığı Alman
BioNTech firmasının ABD merkezli Pfizer ortaklığında geliştirdiği Covid-19 aşısının
ise devamında 25 milyona kadar alınması konusu gündemde. 50 milyon Çin aşısı,
25 milyon da Alman aşısıyla birlikte toplam 75 milyon aşının Türkiye’ye gelmesi
söz konusu. Sağlık Bakanı Koca yaptığı son dakika açıklamasında; "Aşıya
aralık ve ocak ayında yoğun bir şekilde başlamak istiyoruz. Yerli aşıya ise
Nisan ayında geçmeyi planlıyoruz. Her şey normal seyrederse aşıya 14 Aralık'ta,
sağlık çalışanlarına yaparak başlayacağız" dedi.
Koronavirüs aşısını bulan BioNTech
şirketinin CEO'su Prof. Uğur Şahin, aşının etkisinin yaz aylarında yoğun bir
şekilde görüleceğini ve hayatın gelecek kış itibarıyla normale döneceğini söylemiş.
Ancak Şahin, aşının vaka sayılarına çok büyük bir etkisi olmaması nedeniyle bu
kış aylarının zor geçeceğini de ilave etmiş. Aşının başlıca yan etkileri ise,
aşı yerinde birkaç gün süren ağrı ve bazı deneklerde yine birkaç gün süren
hafif ateş olacak.
BioNTech ve Pfizer, geçen hafta
yapılan testlerdeki ilk analizlerin aşının Covid-19'a yakalanmayı yüzde 90'dan
daha fazla önlediğini söylemişti. BBC'de yayınlanan bir programa katılan Şahin,
aşının hastalığın bulaşmasını azaltacağına ve aşı vurulmuş bir kişideki
semptomların gelişmesini engelleyeceğine inandığını da söylemiş. Şahin aslında
oldukça temkinli konuşuyor: "Ben
böyle yüksek etkili bir aşıyla insanlar arasındaki bulaşmanın azalacağına
inanıyorum. Belki yüzde 90 değil, belki yüzde 50 oranında. Ancak bunun salgının
yayılmasında büyük bir azalma getireceğini de unutmayalım".
İlk etkili aşının bulunduğu açıklandığında
Oxford Üniversitesi Profesörlerinden John Bell hayatın bahar aylarında normale
dönebileceğini söylemişti. Ancak Şahin, bunun daha uzun süreceğini belirtiyor. Şahin
amaçlarının Nisan ayı itibariyle dünya genelinde 300 milyon doz dağıtmak
olduğunu ve bunun sadece "etkili olmaya başlamak" anlamına geldiğini
de özellikle belirtiyor. Şahin’e göre daha büyük etki enfeksiyon oranlarının
düşmesi, yaz ayları ve gelecek yılın sonbahar/kış aylarında yüksek düzeyde
aşılanma oranı yakalanmasına bağlı. Salgının tamamen önlenmesi dünyadaki tüm
aşılama programlarının gelecek sonbahardan önce bitirilmesine bağlı.
Nitekim uzmanlar tedbirlerle beraber
toplumun yüzde 60'ı aşılandığında salgının ancak durabileceğini söylüyorlar.
Aynı uzmanlar maske, mesafe, el hijyeni ve yayınlanmış olan kısıtlamalara
harfiyen uyulmasıyla aşının toplumun yüzde 60’ına değil yüzde 10’una bile
yapılması halinde salgın için bir fren görevi göreceğini ve yayılımı durduracağını
vurguluyorlar.
Rusya’nın Gameleya Enstitüsü dünyanın
ilk Kovid-19 aşısını geliştirdiğini açıklarken adının da Sputnik V olduğunu
duyurdu. Rusya’nın yetkili kurumu ise, iki doz halinde uygulanacak aşıya henüz
3.ncü faz testler başlamadan önce onay verdi bile. Rusya böylece bir yandan
kitlesel aşı uygulamasına başlarken öte yandan aşıyı değişik ülkelere de ihraç
etmek istiyor.
Bu arada Türkiye'de de yerli aşı çalışmaları sürüyor. Bu konuda Sağlık Bakanlığı tarafından desteklenen toplam 16 aşı çalışması var. Erciyes Üniversitesi tarafından geliştirilen ve gönüllüler üzerinde denenen Covid-19 aşısında şu ana kadar ciddi bir yan etki gözlenmemiş. Yerli aşının Faz 3 çalışmalarının da tamamlanmasının ardından en geç nisan ayında yaygın kullanıma geçmesi planlanıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder