15 Temmuz 2020 Çarşamba

15 Temmuz 2020 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı170..............................Güçlü ve Zayıf yanlar(X)

Güçlü ve Zayıf yanlar(X)
Bu hafta da Susurluğun "SAĞLIK",  “EĞİTİM ve SPOR” açısından güçlü ve zayıf yönlerini ele alacağız. Daha önce Whatsapp grubumuzda yapılan tarama çalışmasında Susurluk için "SAĞLIK" alanında “Güçlü yön”; “Yakın iki ilde de üniversite hastanesi olması” olarak önerilmişti. “EĞİTİM” alanında “Güçlü yönler”ise ; “Meslek yüksekokulu” ve “Endüstri Meslek lisesi” şeklinde belirlenmişti. “SPOR” la ilgili olarak da “Genç sporcu yetiştiren bir alt yapı” ve “Son yıllarda sağlanan başarılar”ı bu bahse eklemek mümkün. Elbette söz konusu faktörler bugüne ait hususlar, ancak orta vadede de Susurluğun gelişmesini olumlu etkileyebileceği düşünülen avantajlar. “SAĞLIK“ sektöründe tespit edilen “Zayıf yanlar”ımız ise; “Kişi başına düşen yatak ve uzman hekim sayısının düşük olması” ile “Kırsal alanda sağlık imkânlarına erişimde zorluklar” olarak belirlenmişti. Aynı şekilde "EĞİTİM" alanında “Zayıf yön” de; “Çevre Üniversiteler ile bir işbirliği olmaması” olarak tespit edilmişti. Son olarak Susurluk için "SPOR" konusunda “Zayıf yön”; her alanda olduğu gibi bu meselede de “Görüş ve güç birliği olmaması” sayılabilir.
"SAĞLIK" açısından “Güçlü yön”ümüzden ilkinin “Yakın iki ilde de üniversite hastanesi olması” önemli bir avantaj. Gerçekten de hem Kuzey doğumuzda hem de güney batımızda yakın mesafede iki büyükşehir bulunuyor. Bunlardan Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi 57 dakikada gidilebilen 91 km. uzaklıkta. Ayrıca orada bu yıl yeni açılan büyük bir şehir hastanesi de var. Ona da aynı yoldan 53 dakikada ulaşmak mümkün. Her ikisi de günümüzün en önemli ve modern sağlık tesislerinden. Balıkesir Tıp Fakültesi Üniversitenin Bigadiç yolu üzerindeki Çağış Kampüsünde. 60 Km’lik yolu 45 dakikada almak mümkün. Bursa gibi Balıkesir’in de büyük bir şehir hastanesi var. 48 km’lik mesafe 38 dakikada alınabiliyor. Bursa Görükle kampüsündeki 1000 yataklı Tıp Fakültesi 1992 yılından beri eğitim-öğretim ve araştırma hastanesi olarak hizmet veriyor. 2009 yılında faaliyete geçen Balıkesir Tıp Fakültesi ise 200 yataklı Sağlık uygulama ve araştırma hastanesi olarak faaliyet gösteriyor. 2017 yılında 196.071 metrekare kapalı alan ile yeniden inşa edilen Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi 1100 yataklı olarak hizmet vermeye devam ediyor. Kamu Özel İşbirliği modeli ile Temmuz 2019 yılında 470.000 m2 toplam inşaat alanına kurulmuş Bursa Şehir Hastanesi’nin ise 1.355 yatak kapasitesi bulunuyor ve sadece Bursa’ya değil çevre illerine de dünya standartlarında sağlık hizmeti sunabilecek vasıfta.
 Kuşkusuz “Susurluğun diğer il ve ilçelere ulaşım sorununun olmaması” ve “Güçlü ulaşım ağları üzerinde merkezi bir konumda bulunması” gibi avantajlar sağlık açısından ona güçlü bir pozisyon sağlıyor. Yakın dış çevresinde konuşlu bu imkânlar, yıl içinde yapımı planlanan 150 yataklık Susurluk Hastanesi ile orta vadede daha da güçlenmiş olacak. Kaldı ki yapılması öngörülen “Yeni hastane binası”nın ilerde 200 yatak kapasitesine olması yükseltilmesi de söz konusu. Ayrıca ilçemiz termal sağlık açısından da bazı imkânlara sahip. Gerek Ilıcaboğazındaki çamur banyoları, gerekse de Kepekler ve Yıldızdaki jeotermal kaynaklar bu anlamda önemli bir potansiyel. Bu manada geçmişten gelen “Termal sağlık tesisleri”miz ve ülkemizde “Termal tesislere yapılacak yeni yatırım imkânlarının destekleniyor olması” Susurluk için sağlık alanında birer avantaj olarak değerlendirilmeyi bekliyor. Kuşkusuz mevcut güçlü yönlerin yenilenerek büyütülmesi ilçenin orta vadede gelişmesine ve kalkınmasına katkıda bulunacak unsurlar.
“SAĞLIK“ sektöründe tespit edilen “Zayıf yanlar”ımızı değerlendirirken şu an itibari ile yaşadığımız pandemi süreci gibi salgınların insanımız için ne büyük bir risk oluşturabildiğini unutmamamız gerekiyor. Hele de küresel düzeyde bir salgının ilaveten yaygın ekonomik krizlere, bölgesel ve küresel sosyal-siyasi olumsuz gelişmelere neden olabildiğini de görmüş olduk.  Bu bağlamda daha önce belirlenmiş olan“Kişi başına düşen yatak ve uzman hekim sayısının düşük olması” ve “Kırsal alanda sağlık imkânlarına erişimde zorluklar” baş edilmesi gereken öncelikli sağlık sorunlarımız olarak gözüküyor. “Doktor yetersizliği” ya da “Hastane fiziki şartlarının kötü olması” elbette hayat kalitelerimizi olumsuz etkiler. Bu bağlamda yapılan modern büyük binalar asla sorunu tek başına çözmüyor. Zira “doktor ya da araç gereç cihaz donatım eksikliği” olan hastanelerin bizi bu alanda güçlü yapması beklenemez. Nitekim bütün bu “Yetersizliklerden dolayı çoğu hastanın çevre ilçe ve il merkezlerine gitmek zorunda kalması” sorunun hala devam ettiğini gösterecektir. Öte yandan günümüzde her ne kadar sağlık hizmetleri ücretsiz dense de her durumda bunun böyle olmadığını da biliyoruz.  Bu yüzden “Maddi imkânı olmayanların sağlık hizmetlerine erişmekte yaşadığı sıkıntılar” şimdi de orta vadede de ilçemizin zayıf bir tarafı olacaktır. 
 
 EĞİTİM” alanında “Güçlü yönler”imizden Susurluk’ta kurulu bulunan Süt ve süt ürünleri “Meslek yüksekokulu” geçtiğimiz günlerde bir protokolle Balıkesir Üniversitesinden 17 Eylül Bandırma Üniversitesine devredildi. Bu değişiklik aynı zamanda söz konusu meslek yüksekokulunun kapasitesinin ve Susurluğa katkısının da arttırılması yönünde atılmış bir adım. Özellikle de geçen haftalarda Susurluk’ta açılması düşünülen Ziraat fakültesinin kapatılması kararından sonra bu devrin yapılmış olması konuyu daha önemli hale getirdi. Zira bu okulda Laborant ve Veteriner Sağlık hizmetleri, Gıda Kalite Kontrolü ve Analizi, Süt ve Ürünleri Teknolojisi olmak üzere 3 bölüm yer alıyor. Bilindiği üzere tarımda üreten nüfus giderek azalmakta. Bu nedenle tarım ve hayvancılık sektörünün iyileştirilmeye, geliştirilmeye ve desteklenmeye ihtiyacı var. Bu bağlamda bölgemiz tarım ve hayvancılığın gelişimine ışık tutacak ve katkı sağlayacak çalışmaları bekliyor. Amaç; bölge tarım ve hayvancılığını geliştirerek bölgemiz üreticilerine destek olunmasıdır. Kuşkusuz Ziraat Fakültesi Susurluğun güçlü yönü; Tarım ve Hayvancılık sektörü için gerçekten stratejik ve uygun bir adım olurdu. Ancak konuya pragmatist yaklaşıldığı anlaşılıyor. Neticede olmadı. Niye kaybettiğimize üzülelim ki? Elimize bakmalı, Meslek Yüksekokulunun bu misyonla yeniden yapılanması ve aktif hale getirilmesi daha gerçekçi olmaz mı? Kuşkusuz Ziraat fakültesine ah vah etmek yerine eski kışla arazisinin bir 'yerleşke' olarak 17 Eylül üniversitesine tahsisi üzerine dikkat ve enerjimizi toplayarak ilerlemek daha doğru olacak. Sonuçta Susurluk bir üniversite, daha doğrusu tüketen bir 'öğrenci kitlesi' istiyorsa o gerçekleşecek gibi görünüyor. Hem bu oluşum; sahip çıkılarak hep birlikte destek verilir ve iyi değerlendirilebilirse bir kaç fakülteyi de Susurluğa getirebilir. Olanlardan ders alıp kendimize rehber yapacağımız soru şu: "Biz ne istiyoruz? Susurluğun geleceği için doğru, uygun ve stratejik önem taşıyan adım ne olabilir?" Bir kez daha gördük ki “üniversite gelsin” demekle hemen üniversite gelmedi, gelmiyor. Meslek yüksekokulunun da dahil olduğu ama birkaç fakülteyi de barındıran bir üniversite yerleşkesi Susurluk için hedef yükselten daha stratejik bir hedef olabilir. Hayat devam ediyor. Yine de Susurluk için düşünen, önerisi olan, harekete geçip bir şeyler yapan iktidar-muhalefet herkese teşekkür etmek boynumuzun borcudur.
EĞİTİM“ alanında diğer bir “Güçlü yön” ise “Endüstri Meslek lisesi” şeklinde belirlenmişti. Bugün ilçemiz Mesleki eğitim alanları bölgede faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarına direk öğrenci yetiştirme potansiyeli oldukça yüksek. Bu alanlar aynı zamanda günün teknolojik gelişmelerine (CNC teknolojisi, kaynak uygulamaları, Yenilenebilir enerji vs.) ayak uydurabilme kabiliyetine de sahipler. Ayrıca devletin bu okullara -teknolojik gelişmelere paralel olarak- eğitim teknolojileri alanında yatırım yapma imkân ve isteği de yüksek. Bakanlık olarak sürekli eğitim programları, eğitim teknolojileri konularında İyileştirme çalışmaları güncel tutuluyor. Son olarak bu okul GMKA'na proje yapmada yetişmiş elemana sahip ve onun desteklerinden yararlanma kapasitesi de yüksek. Bunlar ilçemiz Mesleki eğitim alanında Susurluğun gelişmesini ve kalkınmasını destekleyecek oldukça güçlü yönler.
Susurluğun “SPOR” alanında da güçlü olduğu yönler var. Bunlardan akla gelen ilki  “motorkros sporu” konusundaki geçmiş deneyimleri. Çaylak mesire yeriyle bütünleşik olarak yapılan müsabakalar hem spor hem de turizm yönüyle Susurluğa bir katkı getirmişti. Niye geleneksel hale gelmesin ki? Aynı şekilde Karapürçek’te yapılan “Rahvan at yarışları” da Türkiye’nin bu alanda önde gelen sportif etkinliklerinden. Onun da alternatif turizm açısından bir potansiyel olduğu unutulmamalı. Susuzluğumuzun yine geçmişten bu yana yaşatılan “Genç sporcu yetiştiren bir alt yapı”deneyimi var. Bu konuda amatör ruhla ve özveriyle sporcu yetiştiren, adeta tek başına okul olan kulüp ve hocalara sahibiz. Okullarımızda “Son yıllarda sağlanan başarılar” da gerçekten göz dolduruyor. Bu başarıların ardında da kuşkusuz bu işi severek, inançla yapan eğitimciler var.
Susurluk için "EĞİTİM" alanındaki “Zayıf yön”; “Çevre Üniversiteler ile bir işbirliği olmaması” önemli bir zayıflık. Çevrede Bursa Uludağ Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi ve Bandırma 17 Eylül Üniversitesi var. Bu güne kadar söz konusu üniversitelerle herhangi bir işbirliği yapılmamış olması Susurluğun gelişmesi adına kuşkusuz bir eksiklik. Ancak orta vadede en azından kampüsü dolayısıyla Bandırma 17 Eylül Üniversitesi ile bir işbirliği içinde olacağı düşünülebilir. Hiç kuşkusuz "SPOR" konusunda da “Zayıf yön”lerin en önemlisi her alanda olduğu gibi bu meselede de “Görüş ve güç birliği olmaması” sayılabilir. Yöneticiler, okullar, kulüpler ve sporcu yetiştiren hocalar mutlaka işbirliği içinde çalışmalılar. Bu orta vadede telafi edilmesi gereken zayıf bir yön. Öte yandan bütün sportif faaliyetlerin olduğu, başarılar elde edildiği bir ilçede gençlerin spor yapabileceği “kapalı spor salonu” olmaması da gerçekten anlaşılabilir bir şey değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder