1 Temmuz 2020 Çarşamba

01 Temmuz 2020 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı168.............................Güçlü ve Zayıf yanlar(VIII)

Güçlü ve Zayıf yanlar(VIII)
Bu hafta Susurluğun "TURİZM" sektörü alanında güçlü ve zayıf yönlerini ele alıyoruz. Daha önce Whatsapp grubumuzda yapılan tarama çalışmasında Susurluk için "TURİZM" alanında  “Güçlü yönler”i; “Alternatif turizm imkânları”,“ Keşfedilmeye hazır zengin sosyo-kültürel yapı ve değerler”, Termal turizm için Jeotermal potansiyel”,”Geleneksel mola ve dinlenme tesisleri tecrübesi” ve “Ayranıyla meşhur, tost ve ayran için coğrafi konuma sahip olması” şeklinde belirlemiştik. Bu faktörler bugün halen mevcut olduğu gibi orta vadede de varlığını sürdürebilecek, Susurluğun gelişmesini olumlu etkileyecek avantajlar.
TR22 kodlu Çanakkale-Balıkesir Güney Marmara Bölgesi; pek çok alternatif turizm çeşidiyle ülke genelinde ön plana çıkan bir turizm koridoru, kültür turizmi gelişim bölgeleri ile sağlık ve termal turizm alanı olarak tanımlanmış. Ege ve Marmara Denizinde kıyı turizmi oldukça canlı. Öte yandan aynı bölge; içinde jeotermal kaynakları, tarihi ve kültürel değerleri bir arada barındıran yüksek turizm potansiyeline sahip bir merkez. Bu bağlamda turizm çeşitliliği ile birlikte “Alternatif turizm imkânları”açısından da oldukça zengin. Alternatif Turizm kavramı zaten kitle turizminden farklı bir yaklaşım sunuyor. Bu ürün yavaş yavaş gelişen bir turizm hareketliliğini, optimum kârlılığın göz önünde bulundurulmasını, uzun vadeli programlarla turistik gelişme sağlanmasını, değişime karşı direnci, çevre değerlerine saygıyı ve çevreyle bütünleşmeyi ifade ediyor. Susurluk ilçesi İstanbul, Bursa, İzmir hattı üzerinde yer almakla birlikte, halen içinden turizm merkezlerine akan yerli ve yabancı turistler için bir durak yeri değil geçiş güzergâhı olarak varlığını sürdürüyor. Herhangi bir antik kent, müze ve ören yeri bulunmuyor. İnanç ya da kültür turizminde değerlendirilebilecek varlığımız da yok. Buna karşılık doğa turizmi, termal sağlık turizmi, yöresel ürünler pazarı ve sportif turizm gibi alanlarda el değmemiş güçlü yönlerimiz var. Özellikle sıcaklık ve debi açısından zengin termal kaynaklara sahip bir bölgedeyiz. Balya, Bigadiç, Edremit, Gönen, Manyas, Sındırgı ile birlikte Susurluk ilçemizde de güçlü bir “termal turizm” potansiyeli mevcut. İlaveten “dağ ve doğa yürüyüşü, akarsu ve piknik turizmi, motor kros, rahvan at ve yağlı güreş müsabakaları ile sportif olta balıkçılığı ve av turizmi” gibi pek çok alternatif turizm faaliyeti için uygun bir konumdayız. Alternatif turizm faaliyetlerini tercih edenler çevreye daha duyarlı, daha sosyal, eğitimli, meraklı, daha bağımsız hareket edebilen, araştırma ve inceleme ruhuna sahip, gezdiği yerlerde daha çok para ve zaman harcayan insanlar. Bu bağlamda “yayla seni bekliyor”, “köyüne dön”, “tarladan kendin topla”, “dalından kopar ye”, “ormanda kamp” vb. çeşitli aktiviteler farklı zevklere sahip şehirli insanlara oldukça cazip geliyor. Doğa sporları giderek yaygınlaşıyor. Temiz hava ve muhteşem manzaralara karşı günün her saati aktif bir tatil geçirebiliyorsunuz. Meselâ ilçemizdeki coğrafi şartlar, flora ve faunasıyla av turizmine uygun imkânlar sunuyor. Orta vadede belli esaslara uyularak geliştirilecek olan “av turizmi” bir alternatif turizm türü olarak ilçemiz ekonomisine katkıda bulunabilir. Yine, şehir hayatının olumsuzlukları içinde bunalan insanların doğal ortamlara olan özlemleri “çiftlik turizmi” gibi bir türün ortaya çıkmasına sebep olmuş durumda. Bu yüzden son yıllarda şehirlere yığılan insanlarda kırlara yönelik bir ters göç olgusu görülmekte. Bu hareket de insanların alternatif turizm çeşitlerinden çiftlik turizmine yönelmesine sebep oluyor. 
 Göçer Yörüklerle birlikte, yoğun Balkan ve Kafkas göçlerine de yurt olan bölgemizin kültürel çeşitliliği oldukça dikkat çekici. Zira ilçemizde yerli manavlardan, muhacir ve romanlara kadar geniş bir kültürel dokunun izleri bulunuyor. Bu açıdan “Keşfedilmeye hazır zengin sosyo-kültürel yapı ve değerler”söz konusu. Son dönemde deniz, kum ve güneş turizmine alternatif arayışları ve farklı turizm çeşitlerine yönelme gözlendiği için bölgemizin sahip olduğu doğal kültür ve değerler de bu alana ilgi duyan pek çok ziyaretçi için keşfedilmeyi bekliyor. Sadece bunun için atadan nineden yadigâr el işleri, köyden köye değişen farklı özelliklere sahip düğün adetlerimiz, yöreye özgü konuşma biçimimiz, sebze ve meyvelerimiz, et-süt ve süt ürünleri yelpazemizin meraklısı için görgü ve bilgiye açılması gerekiyor. Ayrıca ilçede Çataldağ’da Aygır Çeşmesi, Bıçkı Deresi, Farafat orman içi yerleri gibi gezilebilecek yerler, Çaylak, Yahyaköy Yandım Çavuş ve Günaydın Göleti çevresi gibi de mesire yerleri görülmeye değer yerler.
Bölgemiz jeotermal kaynaklar bakımından ülkemizin önde gelen yörelerinden biri. Termal kaynaklarımız doğal çıkışlı olup içindeki eriyik mineral, tuz ve element yönünden zenginler. Termal Turizm; mineral içeren sıcak su banyosu, çamur banyosu ve içmeler gibi çeşitli kullanım şekillerini içeriyor. Bununla beraber fizik tedavi ve rehabilitasyon, idman, psikoterapi ve diyet gibi destekleyici tedavilerin birleştirilmesi ile yapılan uygulamaları da kapsıyor.  Hatta, bu kaynakların eğlenme ve rekreasyon amaçlı kullanımı da söz konusu. Bu bağlamda ilçemiz Termal turizm için Jeotermal potansiyel” açısından güçlü bir potansiyele sahip. Bu potansiyel hem sağlık turizmi hem de dinlenme amaçlı değerlendirilmeyi bekliyor. Kuşkusuz bunun için öncelikle tanıtım, eğitim ve alt yapıdaki bazı olumsuzlukların giderilmesi şart. Eğer bu alanda uygun stratejik hamleler yapılabilirse, onlar da Susurluğun kalkınmasını çeşitlendirecek birer kaldıraca dönüşebilirler.
Susurluk tarihinden bu yana içinden yolgeçen bir yerleşim yeri. Doğal olarak da geçmişe dayanan köklü bir ”Geleneksel mola ve dinlenme tesisleri tecrübesi”ne sahip. Yıllar boyu birçok irili ufaklı mola ve dinlenme tesisi oldu. 
 Değişen ekonomik ve sosyal dönemler bu tesislerin çoğalıp azalmasına, duruma göre kapanmasına, değişmesine ve farklılaşmasına sahne oldu. Bütün bunlar sektöre hem girişimcilik açısından, hem de yetişmiş eleman yönüyle güçlü bir deneyim kazandırdı. Şu anda otoyolun bu alanda Susurluğa olumsuz etkisi olacağı düşünülüyor. Ancak, gereken değişim, yenilenme ve uyum sağlandığı takdirde bu avantajımızın orta vadede de devam edeceği beklenebilir.
          İstanbul'u Edremit Körfezi'ne, İzmir ve diğer Ege illerine bağlayan güzergâh üzerinde bulunan Susurluk'taki tesislerde mola verenlerin ilk tercihlerinden olan Susurluk Tostu ile Susurluk Ayranı, yurt içinde olduğu kadar yurt dışından gelen birçok turist tarafından da biliniyor. Ünü sınırları aşan bu ürünlerin tescillenmesiyle ilgili coğrafi işaret alınması için ilk başvuru Ticaret Odasınca Şubat 2013'te yapılmış. Kasım 2017’de de "Susurluk Tostu" ile "Susurluk Ayranı"na coğrafi işaret alınmış. Böylece “Ayranıyla meşhur Susurluk, tost ve ayranı için coğrafi konuma sahip” olurken bu ürünlerin bundan sonra her yerde aynı kalitede yapılması da güvence altına alınmış. Yani ayran yağı alınmamış yoğurttan, tuz ve su kullanılarak yapılacağı için daima köpürecek ve taze olacak. Susurluk Tostu da daha çok bölgemiz ürünü tava ekmeğinden yapılacak ve az tuzlu kelle peyniri ya da bilinen adıyla Mihaliç peyniri kullanılacak. Diğer kaşar türü kolay eriyen peynir kullanan üreticiler yaptıkları tosta, Susurluk Tostu diyemeyecek. Artık Malatya'nın kayısısı, Aydın'ın inciri, Ayvalık'ın zeytini gibi artık Susurluk Tostu ve Susurluk Ayranı da coğrafi işaretler listesine girmiş durumda. Kuşkusuz bu tescil, ayran ve tostumuzun kalitesinin devamını sağladığı gibi bu ürünlerin satış garantisi de olacak. Belirlenen standartların dışında üretim yapan tesis ve iş yerleri Susurluk Tostu veya Susurluk Ayranı adını kullanamayacaklar.
Yapılan tarama çalışması ve katkılar sonucu “TURİZM“ sektöründe tespit edilen “Zayıf yanlar”ımız ise; “Nitelikli turizm tesislerine sahip olmama” ve “Deniz turizmi imkânının bulunmaması” olarak belirlenmişti. Susurluk Büyük şehirler ile Turizm bölgeleri arasındaki güzergâh üzerinde. Konaklama noktası değil, daha çok bir duraklama ve geçiş menzili. Bu sebeple yönetmelik kapsamında “Nitelikli turizm tesislerine sahip olmama”sı anlaşılabilir bir durum. Ancak kitle turizmine alternatif olarak gelişen yeni turizm yaklaşımında, grup tüketimi yerine bireysel turlar ön plana çıkmakta, büyük konaklama tesisleri yerine küçük ve orta boy işletmeler öngörülmektedir. Bu anlayış doğrultusunda gelen ziyaretçilerin konaklama ihtiyaçları, yerel ve kültürel öğelerin esas alındığı küçük konaklama birimlerinde karşılanacaktır. Bu nedenle orta vadede hedef alınan alternatif turizm alanlarına uygun tesislerin planlanıp işletilmesi için bugünden gerekli adımların atılması gerekiyor.
Susurluğun bir deniz kıyısı ya da sahili olmaması konumundan kaynaklanan bir zayıflık. Doğal olarak bunun sosyal ve ekonomik anlamda birçok olumsuz etkileri var. “Deniz turizmi imkânının bulunmaması” da bunlardan biri. Elbette ki Susurluğa deniz getirilemeyeceğine ya da Susurluk deniz kenarına taşınamayacağına göre öncelikle buradaki zayıflığı Marmara ve Ege denizine uzaklık olarak algılamakta yarar var. Bugünün ulaşım alt yapısı ve araçları ile 40 dakikada Bandırmaya 1,5 saatte Edremit körfezine ulaşmak mümkün. Bu mesafe büyütülecek bir sorun değil. Kaldı ki ilçemizin konumu Turizm açısından bu bölgelere yönelmiş tatilcilerin geçiş güzergâhında. Çıkarı da duraklanan kısa süreyi ne kadar uzatabilirse, onları yedirip içirerek ne kadar mutlu edebilirse o kadar olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder