Susurluk’ta bir üniversite olsun çabası
epey bir süredir vardı. Susurluğun güney batısını kapatmış bulunan askeri
birliğin çekilmesiyle birlikte Balıkesir yolu üzerinde önemli miktarda bir alan
boş kalmış, bu alandaki binaların onarılarak üniversite olarak kullanılması
düşünülmüştü. Bu nedenle takip eden yıllarda Girne Amerikan Üniversitesi’nin
Susurluğa gelmesi için bazı girişimler oldu. Ancak bunun gerçekleşmeyeceği
anlaşıldıktan sonra bu sefer dümen Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Ziraat
Fakültesi’nin Susurluğa kaydırılmasına döndü.
Şükürler olsun ki yapılan temas
ve görüşmeler henüz kuruluş aşamasında olan Ziraat Fakültesi’nin Susurluk’ta konuşlanması
kararıyla sonuçlanmış oldu. Ardından geçtiğimiz ay 14 Şubatta Susurluk Milli
Emlak'a ait İlçe Sultaniye Mahallesi'nde bulunan 161 Ada 2 Parsel 156.556 m2
arsanın, Ziraat Fakültesi için Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi'ne ek yerleşke
olarak ön tahsis işlemi tamamlandı. Sonrasında da ilgili teknik elemanlar
tarafından fakültenin kurulacağı alanda yapılması gereken bina ve diğer eklentiler
hakkında kapsamlı bir saha çalışması gerçekleştirildi. Böylece bu seferki girişimin
başarıyla sonuçlandığı haberi Susurluk’ta yeniden umutları yeşertmiş oldu. Zira,
son yıllarda Şeker fabrikası, Yörsan ve mola tesislerinde görülen olumsuz
gelişmeler sosyo-ekonomik hayatı olumsuz etkilemekteydi. Kurulacak fakülte ile
birlikte geleceği öngörülen öğrenci nüfusu beklentisi esnafın ve halkın moralini
bir miktar yükseltmiş oldu. Zira, ilçede tarım ve hayvancılığın stratejik önemi
nedeniyle kurulacak ziraat fakültesinin Susurluğun durağanlaşan hayatına önemli
ölçüde bir canlılık getireceği düşünülüyor. Neticede Ziraat Fakültesi
açılmasıyla ilgili gelişmeler olumlu bir ‘dış fırsat’ olarak Susurluğun
gündemine girmiş oldu.
Türkiye’nin halen en genç ve dinamik
üniversitelerinden biri olan Bandırma On yedi Eylül Üniversitesi, “Geleceğe
Açılan Köprü” misyonuyla 23 Nisan 2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazetede
yayınlanan 6640 sayılı Kanun ile kurulmuş. Üniversite, çeyrek asırlık köklü bir
geçmişe sahip olan Balıkesir Üniversitesi’nden devralınan eğitim kurumları ile
akademik hayatına başlamış. 08 Eylül
2015 tarihinde göreve başlayan Rektör Prof. Dr. Süleyman Özdemir’le birlikte de
hızlı bir gelişme sürecine girmiş. Halen toplamda 6 yerleşkede 4 enstitü, 9
fakülte, 1 yüksekokul ve 8 meslek yüksekokulu ile eğitim-öğretim ve araştırma
faaliyetlerini sürdürüyor. Üniversitede şu an ön lisans, lisans, yüksek lisans
ve doktora düzeyinde olmak üzere 13-14 bin civarında öğrenci mevcut. Bünyesinde
yer alan, ancak henüz daha öğrenci ve öğretim üyesi alımı yapılmamış olan
Ziraat Fakültesi’nin önceleri Gönen’e taşınabileceği öngörülmüş. Ancak,
Milletvekilleri ve Büyükşehir’in de desteğini alan Susurluğun mülki idaresi,
ticaret odası, belediyesi, siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte
gerçekleştirdiği başarılı markaj sonucu değiştirmiş ve rota Susurluğa dönmüş. Şimdi
sıra fakültenin ihtiyacı olan altyapı ve inşaatların yapılmasında. Bu arada
Üniversite de YÖK prosedürünü tamamlayıp kadrosunu oluşturarak, hangi bölümleri
açacağını belirleyecek ve eğitim öğretim planlaması oluşacak.
Kuşkusuz Susurluk ve içinde
bulunduğu bölge tarım ve hayvancılık yönünden zengin bir ilçe. Bu nedenle Ziraat
Fakültesi’nin ilçede açılması sadece bizim için değil bölge açısından da uygun düşmekte.
Kuşkusuz Susurluğun sosyal yaşamına hareket katacak ve yapılacak akademik
çalışmalar da tarımsal üretime destek verecek. Bölge ekonomisinin ağırlıklı
olarak tarıma dayalı olduğu göz önünde bulundurulacak olursa, gerek bölgedeki
çiftçi ve hayvan yetiştiricilerine, gerekse tarıma dayalı sanayiye yön verebileceği
düşünülüyor. Bölge ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir gelişme göstermesi bu fakülteden
beklenen en önemli başlık. Bölgenin bilgi ve yeni teknoloji ihtiyaçlarını
karşılayabilecek bilimsel çalışmalar yapmak bu beklentiler arasında. Fakülte
bünyesinde; Bahçe Bitkileri, Bitki Koruma, Tarım Ekonomisi, Tarım Makinaları,
Tarımsal Biyoteknoloji, Tarımsal Yapılar ve Sulama, Tarla Bitkileri, Toprak
Bilimi ve Bitki Besleme ve Zootekni Bölümleri gibi muhtemel bölümler bölge
tarım ve hayvancılığının gelişmesine, çeşitlenmesine ve verimine katkıda bulunacak.
Diğer taraftan mezun olacak gençlerin bölgedeki tarım ve hayvancılık işletmelerinde
istihdam edilebilmeleri konusunda bazı gelişmeler olabileceğini ümid etmek de yanlış
olmaz.
Ülkemizdeki Ziraat fakültelerinin kurulmasındaki temel misyon ve öncelikler
kabul edilmiş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde oluşuyor. Toplumun
ihtiyaçları, kalkınma planları ilke ve hedeflerine uygun, çeşitli düzeylerde
eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayım ve danışmanlık yapmak en öncelikli
konu. Doğal olarak ülkenin bilimsel, kültürel, sosyal ve ekonomik yönlerden
ilerlemesini ve gelişmesini ilgilendiren sorunlarını diğer kuruluşlarla iş
birliği yaparak öğretim ve araştırma konusu yapmak, sonuçlarını toplum yararına
düşünce ve önerileriyle birlikte bildirmek te öyle. Yörelerindeki tarımsal
varlığın gelişmesine ve ihtiyaçlarına uygun meslek elemanlarının yetişmesine ve
bilgilerinin gelişmesine katkıda bulunmak en temel görevleri. Özetlenen bu
faaliyetler sonuçta bölgenin tarımsal üretiminde artış sağlayacak çalışma ve
programlar yapmak, uygulamak ve yapılanlara katılmak, bununla ilgili kurumlarla
iş birliği yapmak ve çevre sorunlarına çözüm getirici önerilerde bulunmak
şeklinde somut katkılara dönüşüyor. Yine
ülkemizdeki Ziraat Fakültelerinde araştırma, uygulama, analiz, deney vb.
hizmetlerin yapıldığı çeşitli merkez, araştırma-uygulama çiftlikleri ve laboratuvarlar
da bulunuyor. Buralarda eğitim-öğretim, araştırma ve uygulama çalışmalarının
yanı sıra, bölgedeki tarım ve tarıma dayalı sanayi sektörlerinin ihtiyaçlarına
yönelik hizmetler de verilmekte. Bu manada eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanı
sıra, bölge tarımına yönelik bilimsel araştırma, uygulama ve deneme çalışmaları
da yapılmakta. Bir Ziraat Fakültesi insanların gelecek beklentileri içinde
aşağı yukarı şöyle bir Vizyona sahip oluyor: “Yerel kaynaklar ve ihtiyaçlar
dikkate alınarak Ziraat Mühendisliği alanlarında bilgi ve hizmet üretmek, üretilen
bilgiyi ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürmek, donanımlı uzmanlar yetiştirmek
ve ilgili sektör ve bölge halkı ile bütünleşecek öncü bir kurum olmak.”
Görüleceği üzere bütün bu açıklamalar Ziraat Fakültesi açılması meselesinin
gelecekte “Susurluğun gelişmesini kolaylaştıracak, hızlandıracak ve
destekleyecek bir dış 'Fırsat’ olduğunu” gösteriyor.
|
|
“Susurluk için ne yapılabilir?” sorusu üzerinde düşünüyor ve Stratejik Plan yaklaşımıyla “Neredeyiz?” sorusuna cevap bulmaya çalışıyorsak, ‘Güçlü’ ve ‘Zayıf’ yanlarımız kadar şu an için yada yakın gelecekte karşımızda duran ‘Fırsat’ ‘Tehdit’ leri de değerlendirebilmeliyiz. Şayet bu yöreye faydalı olunacaksa; ona öncülük yapacak, geleceğine ışık tutacak çalışma ve kurumların takdir edilmesi gerekiyor. Bu anlamda bölgenin ihtiyaç duyduğu tarımsal bilgi, yenilik ve teknolojileri insanların hizmetine sunacak, onlara öncülük yapabilecek bir akademik çalışmanın elbetteki stratejik değeri olacaktır. Dolayısıyla bilimsel çalışmalarını üreticilerin önüne koyacak, besicilikteki problemlerin çözülmesine ön ayak olacak ve ürünlerdeki hastalıkların bertaraf edilmesine yardımcı olacak bir kurumun Susurluğun gelişmesine katkısı olacağını beklemek hayal olmaz. Böylece yörede daha bilinçli bir tarım ve hayvancılık faaliyeti gerçekleştirilebilecektir. Bu akademik çalışmalar üretime destek olacağı gibi pazarlama ve tarıma dayalı sanayi konusunda karşılaşılan problemlerin çözülmesine de yardımcı olacaktır. İşte Ziraat Fakültesi Susurluk için böyle bir ‘fırsat’ olarak doğuyor. Düşünenlere, destek ve emek verenlere teşekkür etmek boynumuzun borcudur.
Ancak, henüz yolun başında olunduğunu da görmek gerek. “Neden Ziraat Fakültesi? Başka seçenek olamaz mıydı?” gibi sorular artık anlamsızdır. Seçilen bu yol, bir ‘fırsat’ olarak Susurluğu kendine göre şekillendirecek, Susurluk da onu biçimlendirecektir. Şimdi bir taraftan büyünün bozulmasından sakınmak, diğer taraftan da inşa zorluklarını göğüslemek gerekiyor. Ayrıca bir üniversite yerleşkesinin içinde bulunduğu toplumsal yapıya sosyo-ekonomik faydaları olduğu kadar riskleri de olabilir. Bunu öngörmemek büyük hata olur. En büyük fayda beklentisi olan ‘bölgenin tarım ve hayvancılığına katkısı’ da bugünden yarına olmayacaktır. Fakülte gelecek denmekle kurulmuş olmayacağı gibi. Hem fiziki hem kurumsal oluşumu en iyi şartlarda 2-3 sene sürebilir. Fakülte binası, derslik ve laboratuvarları bir yana, barınma sorununu çözmeden de öğrenci alınamaz. Gelen genç öğrenci kitlesinin sadece alışveriş edip para harcayan bir kesim olduğunu düşünmek de bir o kadar vahim bir hata olacaktır. O öğrencilere kucak açmak, maddi manevi ihtiyaçlarına destek olmak, gerektiğinde evini kiraya vermekten kaçınmamak ve sebep olabilecekleri bazı asayiş sorunlarına da tahammül göstermek gerekecektir. Bu tür daha birçok olumlu olumsuz etki-tepki sayabilirim. Gerçek şudur ki; artık 2023-2028 döneminde içinde Meslek Yüksek Okulu ve Ziraat Fakültesi olan bir Susurluk hayal etmemiz şart. Pek tabi Stratejilerimiz de ona göre şekillenecektir.
Ancak, henüz yolun başında olunduğunu da görmek gerek. “Neden Ziraat Fakültesi? Başka seçenek olamaz mıydı?” gibi sorular artık anlamsızdır. Seçilen bu yol, bir ‘fırsat’ olarak Susurluğu kendine göre şekillendirecek, Susurluk da onu biçimlendirecektir. Şimdi bir taraftan büyünün bozulmasından sakınmak, diğer taraftan da inşa zorluklarını göğüslemek gerekiyor. Ayrıca bir üniversite yerleşkesinin içinde bulunduğu toplumsal yapıya sosyo-ekonomik faydaları olduğu kadar riskleri de olabilir. Bunu öngörmemek büyük hata olur. En büyük fayda beklentisi olan ‘bölgenin tarım ve hayvancılığına katkısı’ da bugünden yarına olmayacaktır. Fakülte gelecek denmekle kurulmuş olmayacağı gibi. Hem fiziki hem kurumsal oluşumu en iyi şartlarda 2-3 sene sürebilir. Fakülte binası, derslik ve laboratuvarları bir yana, barınma sorununu çözmeden de öğrenci alınamaz. Gelen genç öğrenci kitlesinin sadece alışveriş edip para harcayan bir kesim olduğunu düşünmek de bir o kadar vahim bir hata olacaktır. O öğrencilere kucak açmak, maddi manevi ihtiyaçlarına destek olmak, gerektiğinde evini kiraya vermekten kaçınmamak ve sebep olabilecekleri bazı asayiş sorunlarına da tahammül göstermek gerekecektir. Bu tür daha birçok olumlu olumsuz etki-tepki sayabilirim. Gerçek şudur ki; artık 2023-2028 döneminde içinde Meslek Yüksek Okulu ve Ziraat Fakültesi olan bir Susurluk hayal etmemiz şart. Pek tabi Stratejilerimiz de ona göre şekillenecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder