2 Nisan 2019 Salı

03 Nisan 2019 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı105...................................Millet kazandı

Millet kazandı

Türkiye bir kez daha demokrasi ve istikrardan yana oldu. Yerel seçimler yüzde 83 gibi büyük bir katılım oranıyla ve olgunlukla gerçekleşti. Yarış şimdilik bu alanda sona erdi. Martın başında Partiler arasında ittifaklar sonuçlanmış ve adaylar sahaya çıkmıştı. Bir ay boyunca yarış gibi bir kampanya ve performanslar izledik. Böylece politikacılar söyleyeceklerini söylediler, son söz ise milletindi.

Öyle görünüyor ki Cumhur ittifakı yaklaşık yüzde 52 oy almış durumda. Millet ittifakının aldığı oy ise yüzde 37 dolayında. Tek tek bakıldığında Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) yüzde 45 oy oranıyla birinci parti. İkinci parti yüzde 30 oy oranı ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olarak görünüyor. Onun ardından gelen partiler 7,4 oy oranı ile İyi parti (İP) üçüncü,  6,8 oy oranıyla Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) dördüncü ve yüzde 4 oy oranı ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) beşinci oldu.
Seçimlerde kimin kazanıp kimin kaybettiğini konuşanlar çok olacak tabi ki. Şimdi ne olacağı üzerinde yapılan yorumların da sonu gelmeyecektir muhakkak. Ama bu seçimlerin önceki seçimlere benzemeyen karmaşık yapısı da dikkate alındığında sonuçların herkese göre farklı olabilecek yorumunu bir tarafa bırakıp en başta bu alanda ulaştığımız demokratik erginlikten söz etmenin daha yararlı olacağını düşünüyorum.
Zira milletin her seçimde ortaya koyduğu tablo adeta ‘aşk olsun’ dedirtecek kıvamda bir olgunluk eseri olarak gerçekleşiyor. Bunu her defasında hem katılım oranı, hem de sonuçları itibariyle çok açık bir şekilde gösteriyor. Son zamanlarda yaşadığımız seçimler adeta anket tacirlerine, politika demagogları ve siyaset mühendislerine kapak gibi gerçekleşiyor. Millet kendi iradesi üzerine vesayet kurmak isteyenleri, onları küçümseyen hatta tahkir edenleri mahçup etmeye devam ediyor. Demokrasi ve seçim konusunda olgunlaştığını, sessiz ama etkili gücünde hissedebiliyoruz. Egemenlikte son söz hakkının kendisinde olduğunu her defasında bir kez daha hatırlatıyor dosta düşmana. Helal olsun !..







31 Mart 2019 Pazar

31 Mart 2019 Pazari 15:30 DÜŞÜNCELER..........................................31 MART 2019 YEREL SEÇİMLERİ

31 MART 2019 YEREL SEÇİMLERİ

19 Mart 2019

 Seçim yarışında son düzlükteyiz. Sandık göründü...

31 Mart 2019 Yerel seçimlerine giden süreçte yaşananlar benim gözümle şöyle özetlenebilir:

1. Bu seçim bir ittifaklar yarışı olacak. Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin doğal sonucu bu. Aslında yerel seçimler için yasal bir zemin ve mecburiyet yok, fakat siyasi partiler genel seçimlerle paralel gitmek istiyorlar. Aksi takdirde tek başına seçime girmek büyük risk. Zira artık çıta %50+1'e çıktı bir defa. Bu da doğal olarak ittifakları zorunlu hale getiriyor.

2. Kampanya eskiye oranla nispeten temiz geçiyor. Çirkin komplolar, şok iddialar, iftira, büyük yalan ve hakaretler yok. Olanlar da bir seçim süreci için 'Eh yani…Olmasa daha iyi ama' diyebileceğimiz belli bir sınırlılıkta. Dileriz böyle gider.

3. Belki de bu yüzden heyecan seviyesi ortalarda. Bunu hem siyasi partilerin kampanyalarında hem de sosyal medyada gözlemleyebiliyoruz. Bunda ittifak halinde çalışma zorunluluğunun partileri kontrollü gitmeye mecbur etmesinin rolü de var. Hararet düşük.

4. Seçim tartışmalarının odağında 'Beka' meselesi var. Her iki ana ittifak da aslında bu seçimin sonucunda varlık-yokluk sorunu yaşayacak. Biri Cumhurbaşkanlığı sisteminin geleceği açısından, diğeri de bir kez daha yenilme endişesiyle beka sorunu yaşıyor.

(Devam edecek)

24 Mart 2019 
Seçim yarışında son düzlükteyiz. Sandık göründü...

31 Mart 2019 Yerel seçimlerine giden sürecin dikkat çeken bazı temel özelliklerini benim gözümle özetlemeye devam ediyorum: 

5. Bu seçimlerle birlikte daha önceki seçimlerde yaşanan naylon bayrak süsleme çılgınlığına son verilmiş oldu. Neydi öyle, caddeler ve sokaklarda yer kalmıyordu. Tonlarca naylon parti amblemli bayrak. Hem partilere yüktü, hem de vatandaşa eziyetti. Seçim günü hepsi toplanıp çöpe gidiyordu. Külliyen israftı yani. Üstelik yüz yıldan fazla zaman doğada çürümeden kalabilen bir çevre kirliliği oluşturuyordu. Sıfır atık kampanyası ve naylon poşet sınırlamasının yapıldığı bir ortamda siyasi partiler de bu çirkin ve kirli uygulamaya gönüllü olarak son vermiş oldular. Naylon kirliliği bitti çok şükür.
6. Anketleri artık kimse sallamıyor. Eski seçimlerde anketler adeta kampanyaların bir parçası haline gelmişti. Birkaç seçimdir sonuçlarla karşılaştırıldığında kamuoyunu fena halde yanılttıkları iyice anlaşıldı. Ne kadar kıvırsalar da mızrak çuvala sığmıyor. Parayı bastıranın borazanını çalan, ya da kendilerine sipariş vermeyenleri düşük gösteren anket firmaları nihayet yalancı çoban durumuna düştüler ve kimse kendilerine inanmaz oldu. Bu seçim kampanyasında onları gazetelerde ve televizyonlarda baş rollerde göremiyoruz. Kendi düşen ağlamaz, bindikleri dalı kesmiş oldular.

7. Fark ettiğim önemli bir husus CHP'lilerdeki sessizlik. Geçmişte hem sokakta, hem de sosyal medyada oldukça hareketli olurlardı. Bu sefer dut yemiş bülbül gibiler. Umutsuzlukları hiç bu kadar belli olmamıştı. İçinde oldukları ittifakı pek içlerine sindirememiş görünüyorlar. Adayları da…

8. HDP Millet ittifakında var mı, yok mu ? Bu mesele seçimlerin en belirleyici konusu haline geldi. Ne kadar gizleseler de bazen bir demeç, bazen bir haber ya da olay ittifakı aşikâr hale getiriyor. Bu yüzden tabanda ittifak savunması pek inandırıcı olmadı. Cumhur ittifakı beka söylemiyle birlikte onların bu zayıf noktasını ortaya çıkartıp sürekli dövüyor. Başarılı da oldular, zira ne kadar inkar etseler zihinlerde iz bıraktı bu fotoğraf.

(Devam edecek)

30 Mart 2019 
Seçim yarışında bitiş çizgisine saatler kaldı. Sandık orada...

31 Mart 2019 Yerel seçimlerine giden sürecin dikkatimi çeken bazı temel özellikleri var. Bunlardan son birkaç tanesini daha paylaşıyorum:

9. Nüfusumuz büyüdü, şehirlerimiz kalabalık. Eskinin mütevazi mitingleri artık çok gerilerde kaldı. Bugün küçük bir Anadolu kentinde bile liderler büyük kitlelere seslenebiliyorlar. Özellikle son yıllarda yapılan İstanbul Yenikapı mitingleri süperden öte mega kitleleri topluyor. Erdoğan'ın çok hızlı ve yoğun bir programı var. Zaten kampanyaya çok önceden başlamıştı. O zaman Kılıçdaroğlu daha ittifak labirentinden çıkamamıştı bile. Artık sadece Büyükşehir mitingleri değil ilçelerde de mitingler yapılıyor. Hatta Erdoğan bir günde 8-9 ilçede tertiplenen coşkulu mitinglere katılıyor. TV'lere baktığınız zaman her yerde o var. Böylece tüm ekibini de daima canlı ve koşma vaziyetinde tuttuğu aşikar. Bu yorgunluğa nasıl dayanıyor doğrusu merak konusu. Ama, lider performansı yönüyle çok açık ara önde göründüğü tartışmasız.
10. Teknoloji kullanımı son derece ileri bir noktaya ulaştı. Mesela alanlara kurulan dev platform ve ekranlar eskiye oranla hayal ötesi şeyler. Tv kanallarının fazlalığı bir avantaja dönüşmüş durumda. İyi mi, kötü mü bilmem ama eskinin herkesin kilitlendiği radyo konuşmaları, açık oturum ve canlı yayın karşılaşmaları yok artık. Liderler, hatta adaylar kanal kanal gezerek soruları cevaplıyor, propagandalarını yapıyorlar. Partiler ve adaylar akıllı telefonlar üzerinden video yayınlıyor, hatta canlı yayın yapabiliyorlar. Sosyal medya da yoğun şekilde kullanılıyor kampanyalarda. Liderlerin, adayların fotoğrafları ve sözleri paylaşılıyor, beğeni alıyorlar. Son olarak Erdoğan Twitter üzerinden gençlerle bir araya geldi. Son derece de memnundu aldığı sonuçtan.

11. TV'lerde dönen siyasi parti reklamları film gibi kurgulu ve hikayeli. Bu şekil, eski reklamlara oranla çok daha ilginç, duygusal ve etkin. Ayrıca, bana bunları destekliyor gibi görünen banka reklamları ya da kamu spotları da izliyoruz. Mesela, bazı kamu bankaları ve son iş bankası reklamı gibi örnekler tam da seçim kampanyasına uygun yapımlardı. Ölçüyü kaçırmadıkları sürece sorun değil, hatta güzel bile buldum onları.

12. Son iki haftadır kent Bilboardları son derece renkli ve canlı. Ağırlıklı olarak AK parti, ama diğerleri de yoğun olarak kullanıyorlar. Caddelerde, alanlarda bir afiş bolluğu var ki sormayın. Sadece Liderler değil adaylar, meclis üyeleri ve muhtarlar için bile boy boy afiş var etrafta. Adeta surata bolluğu içinde yüzüyoruz bugünlerde. Liderlerin ve adayların yorgunluğu anlaşılabilir bir şey, ancak bugün baktım da afişlerde de bir yorgunluk var. Kimisi yırtılmış sökülmüş, bazısı rüzgârda per perişan uçuşuyor. Sanki bir maraton koşusunda yorulup dökülmüş gibiler.

13. Son bir iki gündür sosyal medyada yine bazı çirkin paylaşımlar gördüm. Başından beri bu seçimlerde yalnızca Ankara'daki Özhaseki-Yavaş mücadelesinde bu tür paylaşımlar görüyorduk. Her iki taraf ta kendince rakibinin zayıf tarafını bulmuş yumrukluyordu. Fakat son günlerde CHP'lilerde yine eski bir hastalığın nüksettiğini görüyorum. Görüşlerini, partilerinin propagandasını, ya da adaylarının projelerini paylaşmak yerine, yine Erdoğan kini kusmaya başladılar. Hatta bazıları bu işi toptan sağduyulu kitlelere ve inançlı insanımıza alay ya da hakarete vardıracak kadar ileri götürüyorlar. Halbuki bu davranışın onlara göre yanlış yolda olan hiç kimseyi kazandırmayacağını niye anlamıyorlar ki? İnsanlar siyasi görüşle; yalan, iftira ve hakareti ayırd edemez mi sanıyorlar ? Samimiyetle; kibir, kin, hased ve nefreti seçemiyeceğimizi mi düşünüyorlar ? Şayet öyleyse tam bir eblehlik içindeler. Bilseler, böyle hareket ederek tam tersi rakiplerini daha da itip keskinleştiriyorlar. Belki de yine kaybedecekleri duygusuyla panikleyip dengelerini kaybetmiş olmalılar. Malum ya çirkinleşip sövüp sayma hali daima çaresizlik belirtisidir.

14. Seçimlerin en renkli taraflarından biri partilerin kendilerine adapte ederek kullandıkları şarkılardır. Şimdiye kadar çok sayıda güzel, coşkulu seçim şarkısı duydum işittim. Hatta bazı seçimleri şarkılarıyla hatırlıyorum diyebilirim. Bence kampanyanın en güzel şarkısı Rahmetli Kayahan'a ait olan 'bir aşk hikayesi'ydi. Zaten kendisi çok duygulu ve güzel bir şarkıdır. Ama özellikle İstanbul Yenikapı Mitinginde Erdoğan'ın onu milyonlarla birlikte söylemesi çok hoştu. Zihnimde bu seçimlerden geriye kalan nadir şeylerden biri olur herhalde.

31 Mart 2019 
Saat 22.30. Seçim sonuçları hemen hemen belli oldu sayılır. İstanbul ve bazı yerlerde nefes nefese süregelen bir yarış var. 

Millet; siyasette istikrarı, ulusal güvenlikte milli birlik ve bütünlüğü, ekonomide büyümeyi, yerel hizmetlerde gelişmeyi, sosyal alanda gelecek umutları yönünde oy kullandı. 

Nihayetinde bu seçimle ülke olarak iç dış bütün saldırılara rağmen gücümüzü koruduğumuzu, demokrasiye ve geleceğimize sahip çıktığımızı gösterdik.
Sancağımızı yere düşürmedik. Demokrasi ve Millet kazandı. Hayırlı olsun.