29 Ocak 2019 Salı

30 Ocak 2019 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı96.....................................Empati


Empati

'İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır' diye çok güzel bir atasözümüz var. Başkalarını incitebilecek bir davranışta bulunmadan önce o davranışın vereceği olumsuz etkiyi önce kendi üzerimizde hissedebilmekle ilgili. 

Bu söz TDK'nun Güncel Türkçe Sözlüğüne göre başkasına zararı dokunacak bir davranışı yapmadan önce iyi düşün, kendi kendini eleştir anlamına geliyor. Şimdilerde ise bunun adına empati kurma diyorlar.

Yapılan şey bizde nasıl bir tepkiye neden oluyorsa,  karşımızdaki insan da aşağı yukarı aynı şeyleri hisseder. Her insanın yapısı ve ruh hali farklı olsa da incinme ve öfkelenme ihtimali birbirine benzer. Saygı ihtiyacı da öyle. Madem ki ömür denilen şey görece hem çok kısa hem de uzun, o halde saygı beklediğimiz kadar başkalarına da saygı duymayı yaşamımıza kalıcı olarak yerleştirebilmeliyiz. 

'Gülme komşuna, gelir başına' diye çok bilinen, çok doğru bir başka atasözümüz daha var. Genellikle başkaları hakkında konuşmayı, hatta onlara gülmeyi severiz. Bunu bir kötülük olsun diye de yapmayız. Çoğu kez muhabbet, şaka, gevezelik arasında kendiliğinden kayıverir dilimizden.

Başkasının başına gelenin bizim başımıza da gelebileceğini düşünmeyiz. Halbuki hakkında konuşurken 'Ne olacak canım' diye azımsadığımız haller, olur da kendi başımıza geldiğinde canımız acır, dünyamız kararır. En azından moralimiz bozulur. Ama yine de ders almayız işte.

'Gülme komşuna' demek, bu anlamda düşünmeden, etkisini kendi üzerinde hissetmeden bir başkasına incitici bir davranışta bulunma demek. Komşu lafın gelişi; bu bazen arkadaş, bazen dili sürçen ya da ayağı kayan biri olabilir. Bazen başkalarının çocukları, kızı, gelini, damadı, bazen de babası, kayın validesi ya da kayınpederi olabilir. Tanıdık ya da yabancı kim olursa olsun hakkında hoş olmayan kem söz, bakarsınız dönmüş dolaşmış kendi başınıza gelivermiş.

Biz Peygamberimizi (sav) çok severiz. O bizim için en güzel örnek ve en iyi rehberdir. Sade onu değil bütün peygamberleri de hiçbir ayrım yapmadan bilir ve severiz. Bize düşen öğütlerine uymaktır, ki başımıza gelmesini istemiyorsak, onu bir başkasına yapmayalım. Hayatta bazı şeyler birer bumerang gibi dönüp bizi vururlar.

Hep haklı olduğumuzu düşünür, karşımızdakilerden yakınırız. Ya haksızsak ? Zaman zaman diğerleri hakkında yanlış algılara kapılabiliriz. Ya hakikat bambaşka ise ? Eleştirip, söylendiğimiz hatta bazen de hırçınlaşıp insanlara zarar verdiğimiz anlar olabilir. Ama ya bütün bunlar yanlışsa ? 

Düşündüğümüz problem daima karşımızdakilerde olmayabilir. Belki de sorun bizdedir? Çuvaldızı başkasına batırmadan önce az birazcık iğneyi kendimize batırsak belki uyanacağız.

En iyisi kendimiz hakkında, ailemiz ve başkaları hakkında daima 'iyi ve güzel' konuşmak. Duayı kendimiz kadar başkaları için de esirgememek. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder