TRENDE
Geçmişte bir sabah vakti
Sonbaharın altın
renkleriyle
Donanmış bir dağ eteğinde
Demir raylar kıvrılıp
gidiyordu
Dağları aşan yol uzuyordu,
Ama işte tren de durmuyordu
Canını dişine takmış zorluyor
Adeta burnundan
soluyordu
Sabah ılıklığında ışıyan
Düzenli tıkırtılarla
uzayan
Bir metal tırtıl gibi
kıvrılan
Dağa yolculuk sürüyordu
Yolcular uyku mahmurluğuyla
Muhteşem manzaraya bakıyor
Tren adeta bir seyir
ikramıyla
Salına salına akıp
gidiyordu
-----
Ankara/ 04 Şubat 2019 Pazartesi 01:00
YOLCULUK
Yollar var ötelere/
Uzar gider illere
Kimi yeşil çiçekli / Kimi de çilelere
Esas olan yolculuk /
Sağı solu uğruluk
Yoldaşların adı var / Sözlerinde ağuluk
Ey benim iki gözüm /
Olmaz mı buna sözün
Ancak söze öz gerek / İçi akkor har közün
Vefa mı ? O da neymiş / Ne gökte ne yerdeymiş,
Belki yeri gönüllerdir
/ Sığmamış hiç denizlere
-----
22 Eylül 2018 Cumartesi 22:30
Yollar türlü muhtelif
Kiminin şekli lâmelif
Bazısı gider
Hanyaya
Konya'nınki çizer
'elif'
Gurbete çıkar kapıkule
Var ki ötelerde bir şule
Yönelmiş gidiyorlar
Kimbilir hangi meçhule
-----
28 Haziran 2018 Perşembe 17:30
Bir yol gider uzaklara
Sığamam hiç buralara
Bak yüreğime, tutamam
Uzanıp gider peşin sıra
Bizim Yunus ne dobra
Yol odur ki doğru vara
Madem, ardı sıra izinden
Yürü ! olmayalım alabora
----
Ankara/ 23 Mayıs 2018 Çarşamba 14:30
Yürüyüp gidenlere / At
binip gelenlere
Uzayıp ömür gibi /
Kıvrılıp giden yollar
Çoğu ekmek kavgası / Bazen gönül yarası
Kimi umut peşinde / Gurbete çıkan yollar
Kimi tozlu kimi yaş / Aslı toprak üstü taş
Dağ tepe erinmeden / Dönüp tırmanan yollar
Kalplerde bir helecan
/ Güller gibi mis saçan
Belki vuslat muştusu / Sılaya varan yollar
Çaresiz bedenlere /
Daralan gönüllere
Umutsuzluk girdabı /
Dertlere çare yollar
İnsan da su misali / Kavuşmaktır visali
Akar durur sevgiliye /
Tükenip biten yollar
-----
18 Mart 2017 Cumartesi
Bir yol ki ince, uzun,
nazlıca
Kıvrılıp gidiyor oynak
tasasız.
Bir yanı orman; yeşil, karanlık
Öbür yanı masmavi;
dipsiz bucaksız.
Cambazın ipi var sanki
önümde
Şuh sesler duyarım; dertsiz, kaygısız.
İnsanım elbet, cezbeder ruhumu her güzellik
Özgürüm, yürüsem
gitsem derim
ne var ki bu seferde ?
Bir yandan da korkar
ürkerim
her kavis her dönüşte.
Sorarım: Bu davetkar
çağrıya uyup gidenler
Ne oldu ki acep, şimdi nerdeler ?
-------
22 Nisan 2016 Cuma 22:30
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder