19 Eylül 2018 Çarşamba

19 Eylül 2018 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı77.....................................Geçmişten geleceğe


Geçmişten geleceğe



TZDK ve Şeker sanayii gibi oluşumlar başlangıçta savaştan çıkan bir ülkenin ayağa kalkmasının temellerini oluşturmak üzere kurulmuşlardı. Bu yola biraz da o dönemin devletçi bakış açısıyla ülke sanayisinin, yetişmiş işgücünün ve sermaye birikiminin nüvesini teşkil etmeleri ümidiyle girilmişti. Sözde birkaç yılda görevlerini yerine getirecek ve özel sektöre devredileceklerdi. Pek bilinmez ama Atatürk’ün de düşüncesi buydu.

Ancak, özellikle 1960’tan sonra neredeyse istihdamın temel aracı oldular.  Verimlilik gözetilmeden yönetildiler. Teknolojileri yenilenmedi, gelişen rekabet dikkate alınmadı ve kendilerini yeni şartlara adapte edemediler. Zararları ya kamu kaynaklarıyla sübvanse edilerek, ya da ürünleri iç piyasaya yüksek fiyatla satılarak gizlendi. Yüksek maliyetler zaten ihracatı da imkansız hale getirmişti. Kapalı ekonomide önemli işlevleri vardı ama duvarları kalmamış bir açık deniz dünyasında birer birer karaya oturdular.

Kısacası elli yıl içinde milletin sırtına yük haline geldiler. Açık bir ekonomide daha fazla destekle yaşatılmaları mümkün görünmüyordu. Artık ülke ekonomisi ve sosyal hayatı için birer ümit değil yüktüler. Zararlarının millete dayatılması ne açık ne de gizli sürdürülemezdi. Nitekim, rahmetli Özal’la başlayan özelleştirme süreci yaklaşık 20 yıl aldı. Zira çok fazla tahribata neden olmadan ve toplumdaki direnci de gözeterek bir şekilde yine ekonomiye kazandırılmaları gerekiyordu. Böylece birer birer elden çıkarıldılar. Şeker fabrikaları gibi çok azında bu süreç hala devam ediyor.

Tabi ki bu kuruluşlar günah keçisi değil. Ama, mumyalanarak da, taşıma suyla da yaşatılamazlar. Onlar görevlerini yaptılar, hatta istenenden daha fazlasını. Sorun onlardan çok zihnen ve fiziken onları aşacak yeni hamleleri yapamayan bizlerde. Konya Torku ‘Ne yapılabilirdi ?’ sorusu için olumlu, somut ve güzel bir cevaptır. Gün ‘Ah o güzel günler !’ nostaljisi yerine bugünden yarına ‘Ne yapmalıyım ?’ ı düşünme vaktidir.

Bugün için geçmişte kalan, artık ‘küçük’ ve önemsiz sayılan şeyler gelecek için aydınlatıcı olabilirler. Zira büyük adımların sağlam bastığı yer, yani ‘Bugün’ kadar, geçmişten alınan ‘dayanak’ yani dersler de önemlidir.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder