Kâküllerine ol
mehin, ey şâne, dokunma
Zencîri kırar bu
dil-i dîvâne, dokunma
(O dolunaya benzeyen
sevgilinin saçlarına sakın dokunma ey sevgilinin tarağı, yoksa deli gönlüm
zincirlerini kırar kıskançlığından…)
Gül-berk misâli
ciğerim pâreliyorsun
Ey bâd-ı seher, ol gül-i handâne dokunma
(Ey seher rüzgarı, goncanın bağrına
sokulup yapraklarını dağıttığın gibi ciğerlerimi paramparça ediyorsun, o benim
gül yüzlü sevgilime dokunma…)
Feryâd-ı ene'l-Hak eder âvâz-ı tanîni
Fâş etmesin esrârını, peymâne dokunma
(Benim gönlüm her neye baksa Rabbini
görür, O'nu anar gizli sırlarla; bu gönül kasesini kırma ki sırları açığa
çıkmasın…)
Bünyân-ı nizâm-ı felek, ol kûy-ı belâdır
Âlem yıkılır bu dil-i vîrâne dokunma
(Ey zavallı Esrar, âlemin nizamı Hak
erenlerinin mahzun gönüllerindedir, onların gönüllerini kırma ki kainat yerle
bir olmasın…)
İçtikleri hep hûn-ı ciğerdir fukarânın
Şeyhâ, kerem et, hâtır-ı rindâne dokunma
(Dervişlerin içtikleri kendi
ciğerlerinin kanı oldu bir nice zamandır; şeyhim, kerem eyle, müridlerinin
gönlüne dokunma…)
Eğlenceleri zülf-ü dil-ârâm-ı elemdir
Dinle, ne siyah gûndur o efsâne, dokunma
(Onların tek zevkleri senin huzur veren
elemlerindir, dinle ne acıklı hikayelerdir onlar, aman acıyıp da o elemleri
bizden alma, dokunma…)
Şâhım, senin Esrâr sadâkatli kulundur
Lûtfeyle, o derviş-i perîşâne dokunma
(Senin derdin bize dermandır, senin kaş
çatışın bize ilaçtır, senin uzak duruşun bize çağrıdır… Eşikteki kalbimdir, bas
da geç şeyhim! Ama ne olur öyle bakma, yanıyor yüreğim sızım sızım...Sultanım,
Esrar senin sadık bir kölendir, lutfeyle bu derviş-i perişane dokunma…)
Galata Mevlevihanesi Sufilerinden Esrar
Dede'den
----------------
(*) Esrar: Sırlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder