4 Aralık 2017 Pazartesi

281 4 Aralık 2017 Pazartesi 21:10 UMRE GÜNLÜĞÜ..........................Bangladeş'li gençler


Bangladeş'li gençler 

4 Aralık 2017 Pazartesi: Umre yolculuğumuzda 17. gün

Sabah hanımla birlikte tavafa gittik. Bugün Cüneyt için döneceğim inşallah. 

5. şavta kadar eşim bize uydu. Sonra baktım ağırlaştı. Son dönüşü birlikte yaptık.

Tavaf bitince grup hacerül esvedin hizasında arkada konuşlanıyor. Arka tarafta da hanım safları var. 

O kadar dikkat etmeme rağmen tam da döner üfler bir vantilatörün karşısına oturmuşum. Gerçi üstümde hırkam var, boğazımda da tülbent sarılı. Yine de iyi olmadı, kalkıp yerimi de değiştirrmiyorum.

Bu sabah ta gruba zemzem suyunu ben dağıttım. Allah kabul etsin.

Sabah namazı sonrası otele döndük. Kahvaltı ettik ve uyuduk. Amacımız ikindiye yetişmek.

Saat yarım gibi kalkıp öğle namazını kıldık. Saat birde de hanımla birlikte öğle yemeğine indik. 

Tekrar odamıza çıktığımızda traş olup, banyo yaptım. 

Hafıza kartı dolan telefonumu flash belleğe boşaltıp yarınki Taif gezisine hazır olmak istiyorum. Daha öncesinden firma elemanı İbrahimle sözleşmiştik. Laptopunu getirecekti.

Yine de birkaç telefon görüşmesi yapmam gerekti. İkindi yaklaşıyordu. Geliyorum abi dedi. Ben de zaten lobideki masada onu bekliyorum. Eşim daha fazla beklemek istemedi. Gitti.

İbrahim geldi. Makinadakini aktarmak bu defa kolay oldu. Ama hafıza kartındakileri bir türlü göremiyorduk. 

Neyse biraz uğraşıp sonunda onları önce bir dosyaya, sonra da flash belleğe aktarabildik.

Bu arada ikindi de okunmuştu. İbrahim Ensar'ın Mekke sorumlusu. Teşekkür edip hareme yollandım. 

Ancak daha varmadan gelmekte olan insan selinden namazın bittiğini anlamıştım.

Olan oldu bir kere. Eşim anlaştığımız yerdeydi. Onunla gruba katılıp üst kata çıktık. Nedense ikinci bir tavaf daha yapmak istedi. Ben de ona katıldım. Böylece Elif için de tavaf yapmış oldum. Allah kabul etsin. Evlatlarım için hayırlara vesile olsun.

Tavaf sonrası akşam namazını bekledik. Namaz kılındı. 

Grubun kimisi otele döndü, kimi kaldı. Biz de kalanlar arasındaydık. Herkes kendi başına.

Bu sefer üst katta hatimin karşısında bir yere gittik. Yeni telefonla fotoğraf çekmeye çalışıyorum. Birkaç kişiden de destek aldım.

Sonrasında yanımıza iki Bangladeş'li genç geldiler. Birinin adı Arif İslam, diğerininki Muhammed imiş. Çat pat anlaşmaya çalıştık. Adı Arif İslam olan çok iyi teknoloji kullanıyor. Söylediklerimi anında kendi diline çevirip okuyor. Sonra da kendi söyleyeceğini türkçeye çevirtip bana gösteriyor.

Benim birkaç fotoğrafımı çekip Blotoodla telefonuma aktardı. Telefonundaki tercüme programı aracılıyla bayağı konuştuk. Bahreyn'de çalışıyorlarmış. Erdoğan'ı tanıyor, biliyorlar. Sevdikleri de belli. Yalnız kendi memleketlerinden sıkıntıları var galiba. Keşke Türkiye'ye gelebilsem dedi bana.

e-posta adresimi verdim, bana yaz diyerek. Sonra da vedalaşıp ayrıldık.

Yatsı namazını kıldıktan sonra otele dönmek üzere haremden ayrıldık. 

Önünden geçerken Ammar'a hanımla bir kez daha uğradık. Imei'nin nasıl görüleceğini sordum, öğrendim. 

Ayrıca telefonumuzun 2 megapiksel olduğunu söyledi. Bu fotoğraf kalitesinin düşük olacağı anlamına geliyor. 

Çin malı ucuz bir telefon. Bu telefondan ancak bu olur dedi gülerek.

Çok ışıklı ortamlarda ve biraz mesafeli çekilirse iyi sonuç alınabilirmiş. Yakın ve yetersiz ışıkta fotoğraflar kötü çıkıyor. Telefonu biraz öğrenmeliyim Doğum günü hediyesi olarak eşime vereceğim. Küçük bir internet paketiyle ona yeter de artar bile.

Otelde akşam yemeğini yedik. Veysel hoca bir ilahi patlattı. Bir de yemek duası yaptı. Allah var, konuşkan adam. Bana biraz susurluk'tan rahmetli aşık hafız hakkı'yı hatırlattı.

Yarın sabah tavaf var. Saat 10'da da Taif'e gidilecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder