Medinede son gün
21 Kasım 2017 Salı: Umre yolculuğumuzda 4. gün
Sabah yağmurla uyandık. Şiddetli bir yağmurdu. Namaza gidip gitmemek konusunda tereddüt ettik.
Ben pardesümü giymiştim, cesaret edip çıktım. Hanım odaya döndü.
Ben pardesümü giymiştim, cesaret edip çıktım. Hanım odaya döndü.
Mescidi nebevinin avlusunda namaz kılmak mümkün değildi. İçeriye girdim. Biraz kur'an okudum. Namaz kıldık ve çıktım. Yağmur kesilmişti.
Otele döndüm, birlikte kahvaltı ettik. Bu havada Abdülhamit hanın tren garına gidemezdik. Zaten iptal olmuştu. Ben üzüldüm ama herşey nasip.

Medine istasyonu 2005 de restore edilmiş. Yanında Osmanlı Ambariye camisi de bulunuyor.
Hicaz Demiryolu, II. Abdülhamit zamanında 1900-1908 yıllarında Şam ile Medine arasında inşa edilmiş. İstanbul’dan başlayan demiryolları şebekesinin bir bölümüydü. Amacı İstanbul’u Mekke’ye bağlamaktı. Ancak Medine’ye kadar yapılabilmiş.
Bu istasyon, peygamberimizi rahatsız etmemek için Medine’nin girişine inşa ettirilmiş ve sadece Müslüman işçilerin çalışmasına özen gösterilmiş. Ayrıca yine efendimizin rahatsız edilmemesi maksadıyla tren yolunun Medine’ye giren raylarına keçe döşendiği rivayet ediliyor.
Bu istasyon, peygamberimizi rahatsız etmemek için Medine’nin girişine inşa ettirilmiş ve sadece Müslüman işçilerin çalışmasına özen gösterilmiş. Ayrıca yine efendimizin rahatsız edilmemesi maksadıyla tren yolunun Medine’ye giren raylarına keçe döşendiği rivayet ediliyor.
Ne acıdır ki bu istasyon sadece 9 yıl hizmet verebilmiş ve sonrasında İngilizlerin işgali sonucu Osmanlının elinden çıkmış. İngilizler rayları da sökmüşler. Ancak demiryolunun Suriye içerisinde kalan bölümü halen kullanılıyor.
Vakit yaklaştığında öğle namazına gittik.
Namazdan sonra eşim arka taraftaki Pazar/alışveriş yerlerini görmek istediğini söyledi. İkindiye kadar vaktimiz vardı.
Otelden çıkıp çevrede bir yarım daire çizerek etraftaki dükkanları ve Pazar yerini dolaşıyoruz.
İkimiz de aslında uzun elbise arıyorduk.
Hanımın pek gözü tutmuyor gördüğü şeyleri. Sentetik şeyleri sevmiyor, pamuklu olmasını istiyordu.
Hanımın pek gözü tutmuyor gördüğü şeyleri. Sentetik şeyleri sevmiyor, pamuklu olmasını istiyordu.
Ben araplar gibi beyaz ve uzun tek parça değil de pakistanlılara benzer iki parçalı açık renk bir şey baktım.
Bir özbek satıcıda uygun açık gri bir elbise buldum ama baktım eşim sıcak bakmıyor vazgeçtim.
İkindiye yetiştik. Namazdan sonra meydanda sabahki yağmurdan eser yoktu. Doğrusu mescidin temizliği konusunda söylenecek hiç bir söz yok.
Bu arada dev şemsiyelerin sadece gölge yapmakta değil suyu toplayıp soğutma merkezlerine aktarma işlevi olduğunu da öğrenmiş olduk.
İkindiden sonra otel yemekhanesinde umre semineri vardı. Umre hakkında bilgi verdiler ve yapılması/yapılmaması gerekenleri anlattılar.
Bugün Medine'de son günümüzmüş. Yarın saat 10'da Mekke'ye yola çıkacakmışız. İhramları otelde giyip öyle otobüse bineceğiz. Mikad (1) yerinde niyet edip namaz kılacağız ve Mekkeye inşallah akşam üstü varacağız.
Mescidde yatsıyı beklerken yanımda birkaç pakistanlı vardı. Biri yaşlıca, diğeri orta yaşlı, öbürü de genç üç kişi.
Konuştular, yaşlı olan diğerlerine bir dua öğretti. Bana dönüp 'Türk ?' dediler. 'Evet' dedim. 'Siz de Pakistanlı ?' Onlar da evet manasına güldüler. 'Türk-Pakistan kardeş' dedim 'ihvan'. 'Friendship' dediler, anlaştık.

Namaz bitiminde derya deniz insan seli arasında eşimle buluştuk. Oğlumuzu aradık, iyiyiz dedik 'bugün Medine'de son günümüz. Yarın inşallah Mekke'ye gideceğiz.' O da iyiymiş. Dua edin dedi. Zaten dua ediyoruz dedik.
Otele dönerken misafirlerimiz için nostaljik bir koku takımı, sürme kalemleri aldık.
Kat komşularımızın küçük kızlarına süslü minik çantalar, torunumuz Yağıza da bir pakistan başlığı bulduk. Bir de iyi kalite küçük seccade alabilsek.
Yemekten sonra da yine küçük bir tur attık otel etrafında. Ben seccade bakıyorum eşim elbise. Beğenmiyor, beni de engelliyor.
Kat komşularımızın küçük kızlarına süslü minik çantalar, torunumuz Yağıza da bir pakistan başlığı bulduk. Bir de iyi kalite küçük seccade alabilsek.
Yemekten sonra da yine küçük bir tur attık otel etrafında. Ben seccade bakıyorum eşim elbise. Beğenmiyor, beni de engelliyor.
Otele döndük.
-----------------
-----------------
(1) Mîkat, ihrama girme yeri ve zamanı demek. Çoğulu mevâkît. Bir terim
olarak, Mekke çevresinde, çeşitli bölge ve ülkelerden hacca gelenlerin ihrama
girecekleri özel yerleri ifade ediyor. Mekke Mükerreme’ye
Hac veya Umre maksadıyla gitmek isteyenlerin, ihrama girmeden geçmeleri caiz
olmayan sınırlar. Kabe-i Muazzama’yı çevreleyecek şekilde beş
tane mikat yeri var:
1.Zü’l-Huleyfe (Abar-ı Ali): Medine tarafından gelenler burada ihrama
girerler. Takriben Medine’ye 11
km, Mekke’ye ise 430 km.
2.Cuhfe:
Suriye tarafından gelenlerin Mikat yeri. Takriben Mekke’ye uzaklığı 185 km. (Ya
da daha güneyde Kızıldeniz’in kenarında bulunan Rabiğ
adındaki yer)
3.Zat-ı Irk:
Irak tarafından gelenlerin Mikat yeri. Mekke’ye uzaklığı yaklaşık olarak 94 km.
4.Yelemlem:
Yemen tarafından gelenlerin Mikat yeri. Mekke’ye takriben 54 km. Mekke’de
olanlar, Umre yapmak istedikleri zaman Tenim’e Hz. Aişe (r.a) validemizin
mescidine giderek ihrama girer.
5.Karnülmenazil: Necid ve Kuveyt tarafından gelenlerin mikat yeri.
Yaklaşık olarak Mekke’ye 96 km.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder