1 Haziran 2015 Pazartesi

232 01 Haziran 2015 Pazartesi 18:30 ZAMAN DURAKLARI................Beraatimiz için bir fırsat daha

Beraatimiz için bir fırsat daha


Kutlu bir zaman dilimi üç aylar. Bugün onun içindeki ışıklı bir zaman durağına daha geldik. 1 Haziran Pazartesi akşamını 2 Haziran Salı gününe bağlayan bu gece Berat Kandili. 

Berat gecesi kameri takvime göre her yıl Şaban ayının 14. Günü ile 15. Günü arasına denk gelen geceye deniliyor. Bu gece aynı zamanda Ramazanın da müjdecisi…Çünkü, kutlu Şaban ayının yarısına geldiğimizi,  gufranla tüllenen Ramazan ayına ise onbeş gün kaldığını haber veriyor.

Af vesilesi olarak görülen Berat Kandili (Beraat Kandili) bu sebeple İslam dininde mübarek/kutsal kabul edilen gecelerden biri.

Berat kelimesinin aslı ''Berâet'' kelimesinden geliyormuş. Berat, Arapça berae-beraet kelimesinin Türkçeleşmiş hali oluyor. Beraat ise sözlükte, '' borçtan, hastalıktan kurtulma, temize çıkıp aklanma, suç, ceza veya sorumluluktan kurtulma, günahlardan arınma, ilâhî af ve rahmete nâil olma, bir zorluktan berî olmak'' demek. Bu nedenle de beraat etmek, kişilerin affedilmeleri, kusurlarının bağışlanması ve serbest bırakılmaları anlamına geliyor zaten.

Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle mübarek gece; günahların affı ve kulların temize çıkarılması sebebiyle Beraat gecesi ve kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle de Rahmet gecesi gibi adlar da verilmiş. Nitekim, bu gecenin kaynaklarda geçen dört adı var. Bunlardan en meşhur olanı ''leyle-i beraa'' yani Beraat gecesi oluyor. Diğerleri de ''leyle-i mübareke'', ''leyle-i rahmet'' ve ''leyle-i sakk'' gibi isimler.

Allah (cc)’ın affı ve bağışlaması ile günahlarından kurtulacağı umularak [1]bu geceye Berat Gecesi denilmiş. Zira bu gece İlâhi rahmetin coştuğu, manevî huzur ve sükunun kalplere doğduğu, coşkun rahmet dalgalarının başladığı mübârek üç ayların ikincisi olan Şaban ayının içerisinde bulunuyor.  [2]

Beraat gecesinin fazileti ile ilgili olarak Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) adına rivayet edilen bir hadisi şerifde [3] bu gecede Allah'ın dünya semasına tecelli edeceği, Kelb kabilesinin koyunlarının kılları adedince (çokluk belirten bir ifade) insanı bağışlayacağı ve kendisine edilen tüm duaları kabul edeceği anlatılıyor.

Şaban ayı ve içindeki Berat Gecesi Müslümanlarca yüzyıllardır kutsal sayılıyor. Osmanlı İmparatorluğu'nda II. Selim'den itibaren minarelerde kandil yakılmasıyla kandil adını almış.

Tefsirlerde Kur’an-ı kerimin, Levh-i mahfuza bu gece indirildiği bildirilmiş. [4] Ayrıca, kıblenin Mescid-i Aksâ’dan Mekke’deki Kâbe istikametine çevrilmesinin hicretin ikinci yılında, Berat Gecesi’nde vuku bulduğunu kabul eden âlimlerin olması da bu geceye daha bir önem kazandırmış.

Her sene, Şaban ayının on beşinci Berat gecesinde, o senede olacak şeyler, ameller, ömürler, ölüm sebepleri, yükselmeler, alçalmalar, yani her şeyin Levh-i mahfuzda yazıldığına [5] inanılıyor. Bu sebeple Resulullah efendimizin (s.a.v), bu gecede, çok ibadet ve çok dua ettiği [6] rivayet edilmiş.

Ayrıca bu gece yapılan duaların geri çevrilmeyeceği [7] Allahü teâlâ’nın Şaban ayının 15. gecesinde rahmetiyle tecelli ederek, bazı kimseler hariç, [8]herkesi affedeceği naklediliyor.

Her gün adım adım daha faziletli bir aya yaklaşmanın habercisi olarak Berat Gecesi bizlere Ramazan’a hazır olmayı hatırlatıyor. Böylece rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan’ın yaklaştığı müjdesini veren berat kandili, aynı zamanda günahlardan arınma için de bir fırsat daha sunuyor. Bereket mevsimi üç aylar içindeki diğer kutlu gün ve geceler gibi Berat gecesi de her birimiz için birer, tefekkür, tezekkür ve yenilenme gecesi.

Berat kandili, Allah'ın ilahi rahmet, lütuf ve mağfiretiyle tecelli ederek, kullarına bağışlanma kapılarını ardına kadar araladığı; müminlerin dualarına icabet ettiği, günahlarını affettiği, yapılan ibadetleri kat kat fazla mükâfatlandırdığına inandığımız [9]ışıklı bir zaman durağı.

O kadar ki, bu gece (Berat Kandili Gecesi) adeta İlâhi rahmet coşuyor.[10] Bu aynı zamanda belki de herbirimizin geleceği şekillenirken insana verilmiş eşsiz bir fırsat. 

Bu fırsatı değerlendirip günahlarını affettirebilen, gönlünden geçirdiklerini bütün samimiyetiyle Cenab-ı Hakka iletip isteklerini Ondan talep eden ve belalardan Ona sığınan bir insan ne kadar bahtiyar. Buna karşılık, her tarafı kuşatan rahmet tecellisinden istifade edemeyen bir insan da ne kadar bedbahttır.

Çünkü, Berat Kandilinin önemi hakkında nakledilen hepimizin bildiği o meşhur Hadis-i Şerifte Peygamber efendimiz (s.a.v) "Ey Âişe, ben şükredici kul olmıyayım mı?”  buyuruyor. [11] Âişe vâlidemizin tekrar "Bu gecenin diğer gecelerden üstünlüğü nedir yâ Resûlallah?" sorusuna ise “Bu sene içinde doğacak her çocuğun, öleceklerin isimlerinin bu gece özel deftere yazılacağı, herkesin rızkının tertip edileceği ve herkesin ameli ve işlerinin bu gece Allahü teâlâya arz olunacağı” cevabını veriyor. [12]

Berat, bir yandan da; kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma fırsatı. Yüce Yaradan’ın affına erebilmek için yaradılanı affetme günü. Her türlü şer, kötülük, zulüm, haksızlık ve adaletsizlikten beri olmayı, onlardan uzak kalmayı hatırlama vesilesi. 

Elbette ki, bu mübarek Berat Kandili gecesini ibadet ve dua ile geçirmenin pek çok sevabı ve feyzi olduğu nakledilmiş. Nitekim, bu gecenin diğer gecelerden daha fazla ibadet ile geçirilmesinin sebebi Hz. Muhammed’ten (s.a.v) rivayet edilen ve İbn Mâce, İkame, 191’de yer alan bir hadise [13] dayandırılıyor.

Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) özellikle Şaban ayında daha fazla oruç tuttuğu biliniyor. Bu ayın ortasında yer alan Berat gecesinde ise efendimiz’in ibadet ve oruçla Allah’a daha yakın olmaya çalıştığı da anlaşılıyor. 

O halde biz de önderimiz Allah Resulü’ne uyarak bu gecenin feyzinden ve bereketinden istifade edebiliriz. Ayrıca bu gayretimiz, Ramazan’a daha hazırlıklı girmek için de bir antrenman olabilir.

Herhalukarda gâfil olmamalı, bu geceyi mutlaka ihyâ etmeliyiz. Ama bilmeliyiz ki böyle gecelere saygı göstermek, elbette ki öncelikle günâh işlememekle olur. 

Kaynakların belirttiğine göre Berat gecesine ait özel bir namaz yok. Fakat gündüzünde oruç tutabilir, sadaka verip hiç değilse birkaç garibi sevindirebiliriz. Gece de kazâ namazı kılabilir, Kur"ân-ı kerîm okuyabilir, duâ ve tevbe edebiliriz. 

Böylece, inşallah rabbimizin ihsân ettiği bütün ni"metlere de şükretmiş oluruz. Yaptığımız hatâ ve günâhlar için getireceğimiz her tevbe istigfâr inşallah cehennem ateşinden kurtulmak için vesile olabilir. 

Madem ki, bu mübarek gecede Cenab-ı Hak kendisine yönelenleri, tövbe edenleri ve dua edenleri geri çevirmiyor, o halde; birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulan bu günlerde Berat Kandili vesilesiyle ülkemiz için, âlem-i İslam için mağfiret ve birlik duası da edebiliriz. 

Bu gece Ramazan’a daha temiz girebilmek için bir ön oda, bir zaman durağı adeta. O odada Cenab-ı Hakk’a yönelmeli ve ondan bağışlanma dilemeliyiz. 

“Yâ Rabbî, bize dünya ve âhıret saâdeti ihsân eyle, bize hidâyet verdikten sonra, kalblerimizi kaydırma” 

Bu kutlu gecede af kapısından giren, Ramazan ve Kadir gecesinin bereketine bugünden uyananlardan olmamız dileğiyle...

Gecemiz kutlu, dua ve tevbelerimiz beraatimiz olsun inşallah.

[1] (Berat gecesi göklerin kapıları açılır, melekler müminlere müjde verir ve ibadete teşvik ederler.) [Nesai, Beyheki, A, Münziri]
[2] Hz. Peygamber (sas) Şaban ayına ve özellikle bu ayın on beşinci gecesine ayrı bir önem vererek onu ihyâ etmiştir. (Tirmizî, Savm, 39)
[3] (Tirmizi, Sıyam, 39; İbn Mace, İkamet, 191))
[4]Apaçık olan Kitab’a andolsun ki, biz onu [Kur’anı] mübarek bir gecede indirdik. Elbette biz insanları uyarmaktayız.) [Duhan 2,3]
[5] Kur’ân-ı Kerîm’in buyurduğu: “Apaçık olan Kitaba and olsun ki, biz O’nu (Kur’an’ı) mübarek bir gecede indirdik.” (ed-Duhân, 2, 3) Bu âyette geçen ‘mübarek gece’den maksadın Kadir Gecesi veya Berat Gecesi olduğu hakkında müfessirler ihtilâf etmişlerdir. Bir kısmı Kadir Gecesi şeklinde, bir kısmı da Berat Gecesi olarak tefsir etmiş ve bu gecede Kur’ân-ı Kerîm’in tamamının levh-î mahfûz (Allah’ın takdirinin, olmuş ve olacak şeylerin yazılı olduğu levha)dan dünya semasına indiği, Kadir Gecesinde de âyetlerin peyderpey yeryüzüne, Hz. Muhammed’e inmeye başladığı şeklinde yorumlamıştır. (Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, VII, 67-69)
[6] Şaban ayında niçin çok oruç tuttuğu sorulduğu zaman Resulullah efendimiz buyurdu ki: (Şaban öyle faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfildir. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçluyken arz edilmesini isterim.) [Nesaî]
[7] (Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib Gecesi, Berat Gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban Bayramı gecesi.) [İbni Asakir] (Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, reddolmaz. Ramazan ve Kurban bayramının birinci gecesi, Berat ve Arefe gecesi.) [İsfehani] (Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.) [Deylemi] (Allahü teâlâ şu dört geceyi hayırla süsler: Kurban Ramazan bayramı gecesi, Arefe gecesi Şabanın yarısının [Berat] gecesi ki, onda eceller, rızıklar yazılır.) [Deylemi]
[8] (Allahü teâlâ, Şaban ayının 15. gecesinde rahmetiyle tecelli ederek, kendisine şirk koşan ve Müslüman kardeşine kin güdenler hariç, herkesi affeder.) [İbni Mace] (Şaban ayının 15. gecesi, rahmet-i ilahi dünyayı kaplar, herkes affolur. Ancak haksız yere müslümanlara düşmanlık besleyen ve Allahü teâlâya ortak koşan mağfiret olunmaz.) [Beyheki] (Allahü teâlâ Berat gecesinde, kâfirler hariç, müminleri mağfiret eder. Kindarları da, bu huylarını bırakıncaya kadar mağfiret etmez.) [Taberani, Beyheki] (Allahü teâlâ, Şaban ayının 15. gecesinde rahmetiyle tecelli ederek kendisine şirk koşan ve Müslüman kardeşine kin güdenler hariç herkesi affeder.) [İbni Mace] (Salih akrabayı terk eden, ana babaya asi olan Berat gecesi affa kavuşamaz.) [Beyheki]
[9] Peygamber Efendimiz HZ.Muhammed (s.a.v) hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur; “Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah'u Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: "Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim" diye buyurur.” (İbn Mâce)
[10] (Allahü teâlâ, Şabanın yarısının [Berat] gecesinde, dünya semasına tecelli eder. Benikelb kabîlesinin koyunlarının kıllarından daha çok kimsenin günahlarını affeder.) [İbni Mace, Tirmizi]
[11] Hz.Âişe vâlidemiz, Peygamber efendimizin Berât gecesinde, sabaha kadar ibâdet ettiğini görünce sordu: "Yâ Resûlallah, Allahü teâlânın en sevgili kulusun! Buna rağmen niçin bu kadar kendini yoruyorsun?" Peygamber efendimiz şöyle cevap verdi:"Ey Âişe, ben şükredici kul olmıyayım mı?”
[12] “Ey Âişe, sen bu gecede, ne olduğunu bilir misin?" Bu sene içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu sene içinde öleceklerin isimleri bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip edilir. Bu gece herkesin ameli ve işleri Allahü teâlâya arz olunur."
[13] Hz. Peygamber şöyle buyurur: “Şaban ayının 15. gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve 'Yok mu tövbe eden, tövbesini kabul edeyim! Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim! Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim!.. Yok mu başka isteği olan ona da istediğini vereyim" (İbn Mâce, Sünen, "İkâmetü's-salât", 191.)