22 Kasım 2013 Cuma

074 26 Eylül 2013 Perşembe 14:30 ANKARA HASTALIKLARI..............Torpil bir tür "yolsuzluk" tur !

Torpil bir tür "yolsuzluk" tur !


Adına torpil denilen bu hastalık bir tür "yolsuzluk" tur. Çünkü torpil; haksız çıkar elde etmenin bir başka türüdür. 

Mesela torpil yoluyla elde edilmiş bir menfaatin, bir ihalede şartnamenin iş verilecek müteahhide göre düzenlenmesinden hiçbir farkı yoktur. 

Sonuçta kayırma, haksızlık ve adaletsizlik kamu kaynaklarının çalınmasına neden olur. Bu yüzden “Akraba ve eş dost kayırıcılığı, yani kamu kurumu kaynaklarının akrabaların ve arkadaşların yararına kanunsuz olarak kullanılması, yasal olmayan ve kazanç sağlayacak şekilde adam kayırıcı nitelikteki işe alma” Sayıştay tarafından yolsuzluk türleri arasında sayılmıştır.

Torpil; tarih boyunca, iltimas, adam kayırma, haksız terfi, keyfi ihale gibi adlarla sürekli var olmuş bir tür yolsuzluktur. Bize ithal bir kültür olarak batıdan bulaşmış sonra da içimize yerleşmiş ve gelenekselleşmiştir. Böylece geçmişten geleceğe uzanan ve hiç değişmeyen aşağılık bir çıkar sağlama modeli olarak varlığını sürdürmektedir. 

Elinde güç bulunduranların sosyal statüleri lehine, kimsesiz ama hak sahibi insanların aleyhine bir ayrımcılıktır. Giderek ayrıcalıklı bir zümre oluşturmaktır. Bu durum bazen abartılıp ayrıcalıklı görev ve misyonların babadan oğula geçmesine, hatta bazı kamusal alanların belirli sosyal statülere tahsisine kadar varır. Tabi zor ve düşük statülü görevler daima dürüstlerin sırtına yüklenecektir. 

Dikkat edin, o illet; yeteneksiz ve kifayetsiz insanların iliklerine kadar işlemiş bir hastalık, namertçe kullandıkları bir silahtır aynı zamanda. Çünkü, hak eden birinin hakkını yemeye, göreve biri gelecekse başarılı olanın değil, torpili olanın getirilmesine yarar. İşe, akraba, eş dost, arkadaş yerleştirilmesi uygulamasıdır. Bilgi birikimi, yetenek, proje üretme, dürüstlük, çalışkanlık, başarabilme yetisi gibi kavramları hiçe sayar. Bilgi, tecrübe ve yeteneğin, bilgisizlik, tecrübesizlik ve yeteneksizliğe boyun eğdirilmesidir. Önceliğin kendilerine verilmesi için yetkililere yalvarıp, sonra da en aşağılık diyetleri ödeyenlerin kötü bir alışkanlığıdır.

Bahis konusu “torpil” bazen okul kayıtlarında bile rastlanan kirlenmişliktir. Bazen bürokrasisinin içine düştüğü bataklıktır. Genel olarak gayri meşru anlayışların toplum içinde dal budak salan kanser dokularıdır. Bu anlamda "her işin bir yolu yordamı vardır, adamını bul" yaklaşımı bir tür toplumsal yolsuzluk ve bulaşıcı hastalık çeşididir. Meşrulaştırılması kötülüğe hizmet; varlığı ise adaletsizliktir. Eşitlik düşmanlığıdır. Hakkı yenen insanların hesabının verilememesi, dolayısıyla da bir tür insan hakkı ihlali ve insanlığa fesat karıştırma suçudur. Yüz kızartıcı bir eylemdir. O bir insanlık ayıbı, haksızlık, adaletsizlik ve hatta hırsızlıktır. 

Normalde, yüreğinde insan sevgisi, inanç kırıntısı, beyninde bilgi taşıyan dürüst insanların ihtiyaç duymadığı, yapmadığı ve asla yapmayacağı bir şeydir torpil. Ancak, bu tutumlarında ısrar edenler gözleri önünde olup bitenlerden, görüp duyduklarından yüzleri kızarır, hatta endişeye kapılırlar. Bir evladın "Baba herkes bir yolunu buluyor, bir sen bizim işimizi halletmedin" sözü nasıl etki eder sanıyorsunuz. Sonuç; ya onların da bu hastalığa bulaşmaları, ya da sisteme inançlarını yitirip küsmeleri değil midir ? Dürüstlerin yaşam okulunda sınıfta kaldıkları tek derstir çünkü "torpil".

Bu ve buna benzer pek çok örneği sıralayabiliriz ki torpil olgusu erdemli bir davranış değildir. Ancak bu olguyu salt kötülemek, çöpleri halının altına süpürmek kadar basit ve kolaycı bir yaklaşım olur.

Tabiatıyla insanlar, amaçlarına ulaşmada en pratik ve kestirme yolları tercih ederler. Örneğin hakkın mahkemelerde aranmasını uzun etaplı, karmaşık, sıkıcı ve çoğu zaman maliyeti faydasından fazla olarak değerlendirebilirler. Zaten bu türden çabalar genellikle toplumda “bugün git, yarın gel” duvarı gibi algılanmaktadır. Adaletsizlik gönüllü toplumsal birlikteliklerde bireyin toplumdan çekilmesi ile sonuçlanabildiği halde, zorunlu birlikteliklerde farklı arayışlara ve tepkilere neden olabilmektedir. Genellikle de bu tepkiler; saldırganlık, içe kapanma, kayıtsızlık, kırgınlık, güvensizlik gibi şekillerde ortaya çıkmaktadır. 

Bu yüzden insanlar torpili yalnızca yapılmaması gereken işlerinin yapılması için değil, meşruiyet sınırları içinde olması gereken işlerin doğru, adil ve hızlı şekilde ifa edilmesi için de aramaktadırlar. Çünkü adalet, toplumu oluşturan bireylerin içinde yaşadıkları toplumdan hakkaniyete uygun olarak pay alma istekleridir. Toplumda adalete olan inancın zedelenmesi sonucu oluşan şikâyet etme, torpil bulma, yargısal yollar dışında çözümlere başvurma gibi arayışlar bu nedenlerle hala varlıklarını sürdürmektedirler.


Bu illet, sadece Ankara'nın değil ülkemizin mutlaka kurtulması gereken kötü bir alışkanlığıdır. Maalesef yukardan aşağıya bireye kadar tüm toplumsal dokularımızı sarmış en önemli hastalıklarımızdan biridir. Her katmanda mücadele edilmesi, ayıplanması ve kırılması gereken bir kısır döngüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder