16 Ekim 2024 Çarşamba

16 Ekim 2024 Çarşamba TORUNLARIMA MEKTUPLAR......................ANILAR; 16 Ekim

 

191 16 Ekim 2014 Perşembe 08:30 ŞİİR VE TÜRKÜ...........................Farkında mısın ?

Farkında mısın ?


Etrafına bir bak, gör nicesini / Gel de çöz, şu insan bilmecesini,
Bazen, ömür bile, tek hecesini / Çözmeye yetmiyor, farkında mısın?

İnsanoğlu varoluşundan beri aslında hep şairin [1] dile getirdiği şeylerin peşinde koşmuş. Çoklukla farkında olmadan. Dünya didişmesi içinde. Biraz durup düşünenler kendi kendisine sorular sormuş. Etrafına bakmış, yaşananları, olup bitenleri anlamaya, insanı tanımaya çalışmış.

Beşerin temeli bir küçük cenin / Can vermeye gücü yetmez kimsenin,
Kâinat denilen, dev değirmenin / Suyu nerden gelir, farkında mısın?

Yıldızlar bir adım yolundan şaşmaz / Dağlar haddin bilir, denizler taşmaz
Karıncanın yükü, boyunu aşmaz / Bunca dengelerin, farkında mısın?

Bu dünya, uzunca bir yolun başı / O mezar dediğin, bir sınırtaşı,
Ömür, iki günlük îman savaşı / Her an bitebilir, farkında mısın?

Hayatın anlamını, amacını, şifrelerini keşfetmeye uğraşan insanoğlu bu gayretin basit bir şey olmadığını da fark etmiş zamanla. Nihayet ayaklarındaki derman kesildiğinde, yolculuğun sonuna gelindiğini de görmüş, yaşamış. Bu yolda kendinden önce nice ömrün tükendiğini, nice canların yitip gittiğini de. 

Ömürler, mevsimler gibi dönerler / Mumlar, yanar yanar, biter sönerler,
Yapraklar, sararıp, yere inerler / Toprağa dönerler, farkında mısın?

Hayatın sırrını çözmek, insanı anlamak, hele de insan olabilmek hiç kolay değil. İnsanlar çeşit çeşit. Çoğu da mal, mülk, servet, mevki, makam peşinde. Gerçek zenginin kim olduğunu bilmek feraset gerektiriyor.
 
"Kimi, kibir denizinde boğulmuş / Kimi, minnet ile, kula eğilmiş / Kimi, bir lokmanın, şükrüne varmış / Kimi, imân eden, kula çatarken / Korkulara düşer, güneş batarken / Kimi, şans ve talih peşinden gider / Durmadan kadere sitemler eder / Kimi, ona buna, akıl satarken / Kendisi muhtaçtır, farkında mısın? / Böylesi kullara, neylesin kader ? / Ekmeden biçen yok, farkında mısın?

Evet, bilmek için bazı şeylerin farkında olmak gerekiyor. En başta da nereden gelip, nereye gittiğimizin. Aslında neyi kazanmanın daha doğru olduğunun. Ne için çabalanması gerektiğinin. Nasıl yapılacağının. Doğru; "Ekmeden biçen yok" çünkü. Ne ekersen onu biçiyorsun.

Gece gündüz, boş hayaller kurarsın / Kendi gafletine ortak ararsın,
Çıkmaz sokaklarda, adres sorarsın / Oysa, adres sende, farkında mısın?

Her insanın bir hikayesi var. Başrolü de kendisine verilmiş. Okumak isteyen, görmek isteyen için yaşamda her türlü örnek var. Bakanlar için onlar sadece birer suret olabilir. İş hakikati "görebilmekte". Anlamanın anahtarı da "aslında ne var ?" sorusunun cevabında gizli. Telaş etmeden acele etmek lazım. Neticede şairin dediği gibi "İnsan ömrü, iki nefes arası / Kaç adımlık yoldur, farkında mısın ? "

Yorgun yüzlerdeki, derin izlerde / Sevgiye susamış, muhtaç gözlerde,
Boğazlara düğümlenen sözlerde / Ne feryatlar gizli, farkında mısın?

Bizi farkındalığa çağıran şair Cengiz Numanoğlu da herkes gibi aynı yolun yolcusu. 1941 yılında Antalya'nın Serik ilçesinde başlayan, Kara Harp Okulu'nda şekillenen, 1982 yılında, Kıdemli Binbaşı olarak kendi isteğiyle emekliye ayrılana kadar da TSK'da asker olarak devam eden bir hayat serüveni var.
 
Fakat o aynı zamanda şiir programları yapmış, müzikle de yakından ilgilenmiş birisi. Hatta uzun seneler sahnelerde trompet çalarak, caz ve dans müziği icra etmiş. Türk Sanat Müziği alanında da güfte ve besteleri bulunan bir sanatkar. 

1988 yılında Kur’ân-ı Kerîm’le gerçek anlamda tanışması hayatını değiştirmiş. 1993 yılında hacı olmuş. O günden bu yana da şiirleri ve kalemiyle kendisi gibi diğer insanları uyandırmaya çalışıyor.

Güçlü bir kalem Cengiz Numanoğlu. Gönlü geniş ve derin bir şair. Bu yüzden bazı şiirleri üstad Necip Fazıl Kısakürek'in, Mevlana'nınmış gibi paylaşılıyor. Bu  kez onu misafir ettik köşemize. Onu tanıtmaya, paylaşmaya, seslenişine ortak olmaya çalıştık karınca kararınca. Yazımızda bazı dizelerini aktardığımız "Farkında mısın ?" adlı şiirinde iki nefes arası dünyaya dalmış insanoğluna sesleniyor var gücüyle. 

Aklı tutsak eden, dar sınırları / Geç de gör, âlemde nice sırları,
Yazan, yazmış amma, bu satırları / Neden, niçin yazmış, farkında mısın?

O insanları düşünmeye, anlamaya ve görmeye çağırıyor. Aklı tutsak eden dar sınırları aşabilmeyi, alemdeki sırları çözebilmeyi yüreklendiriyor. Dünya şehvetinden kurtulup yükselebilmenin sırrı "farkında" olmaktan geçiyor. Sonunda belki yazanın neden niçin yazdığını anlayabilmek mümkün olabilir.


[1] Cengiz Numanoğlu 1941 yılında Antalya'nın Serik ilçesinde doğdu. İlk ve ortaokulu Akseki, liseyi Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nde tamamladı. 1962 yılında Kara Harp Okulu'nu bitirerek ordu saflarına katıldı. 1982 yılında, kendi isteğiyle Kıdemli Binbaşı rütbesinden emekliye ayrıldı. 1988-1993 yılları arasında TRT1 de her hafta yayınlanan “İnanç Dünyası” programında kendi şiirlerini seslendirdi.İlköğretim ve lise din kültürü kitaplarında birçok şiirinden alıntılar yapılmıştır.Cengiz Numanoğlu, müzikle yakından ilgilendi, harp okulu yıllarından itibaren, uzun seneler sahnelerde trompet çalarak, caz ve dans müziği icra etti. Bu arada Türk Sanat Müziğinde güfte ve besteler yaptı, bazı besteleri, bazı ünlü sanatçılar tarafından kaset ve plak yapıldı. O yıllara ait kendi okuduğu bir 45'lik plağı da bulunmaktadır.1988 yılında Kur’ân-ı Kerîm’le gerçek anlamda tanıştı ve hayatı değişti. 1993 yılında hac farizasını yerine getirdi, kendini tamamen şiir kitaplarına verdi ve kalemini insanlardaki mânevi şuuru uyandırmaya adadı. Şairin en bilinen eserlerinden bazıları: Beytullah’ta ben,  Daha Kur’ân Ne Desin,  O Büyük Mahkeme'de, Naat-ı Şerif (O Gece Sendin Gelen),  Ya Kur’ân Ya Hüsrân,  Farkında Mısın?,  Sana Yöneldim,  Secdeden Gayrı,  Ey Azrâil,  Ey Mevtâ
YAYINLANMIŞ KİTAPLARI: 1- Ölüden Mektuplar  2- Sana Yöneldim  3- Farkında Mısın?  4- En Güzel İsimler O’nundur. (Esmâ-ül Hüsnâ)  5- Hazreti Muhammed (s.a.v.)  6- Sabır Sınavıdır Ömür Dediğin  7- İnsan Doğduk Ama… Olabildik Mi?  8- Kur’ân’ı Kerim’e Sor Da Söylesin  9- Kur’ân’ı Anladıkça…10- Beytullah’ta Ben 12- Nesine Güvenir Şu İnsanoğlu? 13- Cehâlet Yangını Kur’ân’la Söner 14- Ne Kadar Da Sabırlısın Yâ Rabbî 15- Bir Daha Düşün 15- O Büyük Mahkeme’de 16- Daha Kur’ân Ne Desin ? 17- İnsan Olmak Bu Kadar mı Zorlaştı ? 18- Kur'ân Olmasaydı Ne Yapardım Ben? 19- Kur’ân’da Şeytan 20- Yorumsuz  (Şairin beyitlerinden oluşmaktadır) 21- Kur’ân Şiirleri 22- “ ŞUUR “ (Şairin bütün şiirleri bu kitapta toplanmıştır)
http://www.cengiz-numanoglu.com
http://www.antoloji.com/cengiz-numanoglu/
https://www.facebook.com/CengizNumanogluSiirleri

16 Ekim 2024 Çarşamba 13:00 ORJAN POSTASI III............................STRATEJİK KARARLAR

STRATEJİK KARARLAR

Orjan kuruluşunun 46.ncı yılı olan 2025’de bir yol ayrımında olacak. Karşısında da kabaca iki tünel. Bunlardan birinin ağzında “1163 sayılı yasaya göre SINIRLI SORUMLU ORJAN TURİZM VE KONUT KOOPERATİFİ olarak yoluna devam et!” yazılı bir tabela var. Diğerinde ise “634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca ORJAN SİTESİne gider” ifadesi var. Bunlardan hangisini tercih edeceğimiz Orjan’ın geleceğiyle çok yakından ilgili. Biri 45 yıldır üzerinde gittiğimiz bir yol, diğeri ise her birimizin büyük şehir yaşamından artık aşina olduğumuz bir yaşam biçimi.

Ama her iki tünel de içine girip geçmediğimiz sürece bilemeyeceğimiz farklı çıkışlara götürecek bizi. Onun için bugünden geleceğimize bakış, tünellerin sonunda bizi nasıl bir manzaranın beklediğini kestirebilmek için hayati önemde. Bugünden o günü görebilmek, hangi yolun bizi daha doğru bir istikamete götüreceğini de şimdiden öngörebilmek demek. Peki, bunu nasıl bilebileceğiz? Bu tünellere ya girilir ya girilmez, birini tercih edip de girdiğimiz zaman yarısında “olmadı, geri döneceğiz” deme şansımız yok. Otoyol için son çıkışta gibiyiz. İyi düşünüp doğru karar vermek zorundayız.

Bu tüneller daha önce de çıktı karşımıza. İlki Kooperatifin süresinin 20 yıldan 40 yıla çıkarıldığı 1997 genel kurulundaydı (1998). O günkü şartlarda konutların tamamı bitmemişti ve süre uzatımı bir zorunluluktu. Ancak ikinci fırsat konutlarımızın tamamına yakını bitip iskân raporlarının alındığı 2000’li yıllarda da kaçırıldı. 2018’de (2017 yılı Genel kurulu) kooperatif sözleşmesi bir kez daha değiştirildi ve 5. Maddedeki süre 60 yıla çıkarıldı.

Oysa o dönem konutların Kat Mülkiyeti kanununun 17.nci maddesi uyarınca kat maliklerine devredilmesi mümkündü. Site yönetimine geçiş için 25.03.1985 tarihi itibariyle Tapuda Kayıtlı Site Yönetim Planımız bile hazırdı. Ama olmadı, olamadı.

Bu oluşum elbette ki Orjanda FERDİLEŞMENİN SONA ERMESİ ANLAMINA gelmeyecekti. Zira Orjan ortaklarının önemli bir kısmı iskan raporunun hemen ardından kat irtifaklı tapularını cins değişikliği yaparak kat mülkiyeti tapularına dönüştürmemişti. Ayrıca da 13 konut hala subasman(!) durumundaydı. Yani kooperatif 1163 nolu yasaya göre hala AMACINI TAMAMLAMAMIŞ durumdaydı.

Ortada ciddi bir durum vardı. Bir yandan savsaklanan bir görev, öbür yandan da ihmal sayılabilecek bir gecikme sözkonusuydu. Bu arada da zaman geçiyor ve 40 yılın sonu yaklaşıyordu. İşletme kooperatifine geçme talebiyle 2013-2017 yılları arasında Bakanlıkla yapılan yazışmalar da 2017'nin aralık ayında olumsuz sonuçlanmıştı. Bakanlık özetle şunu söylüyordu: "BU ŞEKİLDE İŞLETME KOOPERATİFİNE DÖNÜŞEMEZSİNİZ, ÖNCE FERDİLEŞMEYİ TAMAMLAYIN!" Doğal olarak bu seçenek de olmayınca bitmeyen 13 konut bahane edilerek üçüncü 20 yıllık süre uzatması gündeme geldi ve kooperatifin süresi 2038'e uzatılmış oldu.

Ancak görünürdeki bu bahane çok yapay ve çok yanlıştı. 20 yıl içinde rahatça çözülebilecek teferruat bir sorunken, bir yanda binde yedilik (13/1803) bir oran ileri sürülerek 1790 konutun kat mülkiyetine geçişi engellenmiş oluyor, diğer taraftan da kooperatif amacını gerçekleşmesi için süre 60 yıla uzatılıyordu. Bugün 2024 yılında bile, yani aradan geçen 6-7 yıla rağmen bu sorun hala çözülebilmiş değil. Ama bu süreçte kasıtlı olarak site yönetimine geçiş engellendiği gibi, kooperatifin süresi de uzatılarak Orjanda 634 sayılı kat mülkiyeti hukukundan kaynaklı görev ve yetkiler resmen gasp edilmiş oldu.

1978’de kurulan Kooperatifimizin ana sözleşmesi 3.ncü maddesinde Orjan’ın ÜNVANI: “SINIRLI SORUMLU ORJAN TURİZM VE KONUT KOOPERATİFİ” olarak geçiyor. “AMAÇ VE FAALİYET KONULARI” ise “Kooperatifin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamaktır” cümlesiyle özetlenen 6.ncı maddede sayılmış. Maddenin 1.nci fıkrası “….ortaklarına konut yaptırır”, 2.nci fıkrasında “Yaptırılan konutların mülkiyetini bu ana sözleşmede yazılı esaslara göre ortaklarına aktarır” hükmü var.

Görüldüğü üzere hangi nedenlerle yapılmadığı/yapılamadığını hala net olarak bilmediğimiz birkaç konut dışında kooperatifin amacı çoktan sona ermiş durumda. Sadece FERDİLEŞME işlemlerini sıkı tutup, anasözleşmenin “Yaptırılan konutların mülkiyetini bu ana sözleşmede yazılı esaslara göre ortaklarına aktarır” hükmü uyarınca süreci tamamlamaya odaklanması gerekiyor.

Bütün bunlara karşın, iki yasanın da açık hükümlerini dikkate almayarak “1163 sayılı yasaya göre SINIRLI SORUMLU ORJAN TURİZM VE KONUT KOOPERATİFİ olarak yola devam” seçeneğini tercih etmek bile bile çıkmaz sokağa girmek demek değil mi? 60 yılı beklemek bir yana, geçirdiğimiz her sene bizi daha da çıkmaza sokmayacak mı? Coronavirüs gibi olağanüstü hallerin uzatmaları hariç Genel kurullar her yıl yapılacak elbette. Ancak kooperatifin tasfiye sürecine girmesi, şekil değiştirmesi ve site yönetimine geçiş kararları normal genel kurul gündemlerine ilave edilecek basit konular değil.

Kaldı ki böyle bir gündem; ancak bunu vadederek, böyle bir vizyonla seçilerek gelen yönetim kurullarının yapabileceği bir şey. Seçilen yönetim kurulları ana sözleşmenin 42.nci maddesine göre genel kurulca en az bir, en çok dört yıl için seçiliyor. Sık sık da değişmiyor. Bu ne demek? Şu demek: seçilecek yönetim kurulu böyle bir vizyonla gelmemiş ise en az 6-7 yıl “kooperatif tünelinde” zaman kaybetmiş olacağız. Zaten 2017’nin üzerinden 7 yıl geçmiş durumda. Üzerine de kaybedilen 6 yılı koyalım işte gitti 13 yılımız daha. O zaman yine bu tabelalar çıkacak karşımıza ama kimse artık “kooperatif” olarak yola devam etmeyi istemeyecek. “Keşke 10 yıl evvel, 20 yıl evvel bu kararları alsaydık” diyecekler.

“Kooperatifin dağılması hakkında karar vermek, tasfiye kurulunu seçmek” yetkisi ana sözleşmenin “GENEL KURUL Görev ve Yetkileri” başlıklı 23.ncü maddesinin 12.nci fıkrasında geçiyor. Görüşme ve Karar Nisabı 33.ncü maddede. Kooperatifin tasfiye sürecine girmesi“…Ancak, kooperatifin dağılması, diğer bir kooperatifle birleşmesi veya ana sözleşmede değişiklik yapılması ile ilgili kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların 2/3 çoğunluğu ile verilir...” hükmü dolayısıyla üçte iki çoğunluk gerektiriyor.

“DAĞILMA VE TASFİYE” ana sözleşmenin yedinci bölümünde yer alıyor. Kooperatifin “Dağılma Sebepleri” 85.nci maddede sayılmış.”… Ayrıca, kooperatif ana sözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır” ifadesi kat mülkiyetine geçiş (FERDİLEŞME) halinde kooperatifin amacına ulaşmış sayılacağı ve dağılacağını amir. Ancak bu ifadeden hemen sonra “…tescil tarihinden itibaren altı ay içerisinde usulüne uygun şekilde ana sözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının ve türünün değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz” açıklaması gelmiş.

Diyelim ki ancak 2025’te gerekli stratejik kararları aldık. O zamana kadar da tartışıp durduk, ama sonunda yaptık diyelim. Şıp diye ertesi gün site yönetimine geçmiş olamayacağız ki. Bu süreç de ciddi bir hazırlık, alınması gereken stratejik Genel kurul kararları ve zaman gerektirecek. 

Bu arada da kooperatifin görevlerini yapıp; bitmeyen subasmanlar meselesini halletmesi, tamamlanmış konutlarımızın TAMAMININ mülkiyetini 634 sayılı yasa kapsamında kat malikleri olarak bizlere teslim etmesi, geriye kalan ortak alanların devir ve temlikini sağlaması, kooperatifin bir işletme kooperatifine dönüşümünü tamamlaması ve site yönetim planını da güncellemesi gerekecek. Tabi ki bütün bu işlemler sırasında kendisinden beklenen hizmetleri de aksatmadan sürdürmesi lazım.