30 Eylül 2024 Pazartesi

30 Eylül 2024 Pazartesi 19:00 ORJAN POSTASI III..............................YOL AĞZINDA

YOL AĞZINDA

Şurası bir gerçek; Orjan kaçınılmaz değişime gebe. Bir yol ağzına yaklaşıyoruz. O yol ağzı ki bir yandan konut kooperatifi olmaktan çıkıp çoktan olmamız gereken hale, yani site yönetimine geçeceğiz. Öbür yandan da kooperatifimizi küçülterek, bir işletme kooperatifine dönüştürmüş olacağız. Biri zorunlu, diğeri Orjan’ın durumuna en uygun tercih.

Varsayalım ki şu an o yol ağzındayız. “NE YAPMAMIZ, HANGİ YÖNE GİTMEMİZ GEREKİYOR?” Bu soru artık her an, hatta en ummadığımız zamanda birdenbire karşımıza çıkabilir. Biz bambaşka gündemler içinde, daha iyi yaşama peşinde uğraşırken o gün adeta bir duvara çarpmış gibi oluruz. Daha önceden hazırlıklı değilsek inanın bu olacak! O şok ve kargaşa içinde de kendimizi toparlayıp yolumuzu bulmamız bir hayli zor. Tabi ki kime denk gelirse ona patlayacak katlamalı maliyetlerden söz etmiyorum bile.

O yüzden “geleceği inşa etmek bugünden başlar!” diyorum. Geç kalmış olsak da, ihmal ya da müteredditlikten sebep bugüne kadar gereğini yapamamış olsak da artık bir şekilde başlamalı. Bugün yarından erken sayılır. Yarın çok daha geç olabilir. Ama adım atmak için o yol ağzını da, sonrasını da iyi bilmek gerekiyor.

Öncelikle kanun maddelerine boğulmadan şunu anlamalıyız: “Konut kooperatifleri ilel-ebed kurulmazlar. Nihayetinde amaç ortaklarına konut yapmaktır. İş bittiğinde de dağılması/ veya şekil değiştirmesi gerekir. Bunun için tanınan süre de öyle yıllarca değil sadece 1 (bir) yıldır. Konutlar bitip iskân raporu alındığında işlemeye başlar. Konutların üçte ikisi fiilen kullanılıyorsa artık site yönetimine geçme bir tercih değil, zorunluluktur!”

Peki, Orjan’da ne oldu? Konutlar tamamlanıp 3-5 tanesi hariç %99,9’u fiilen kullanıldığı halde yaklaşık 20-25 yıldır hem 1163 sayılı kooperatifler yasasına, hem de 634 sayılı Kat mülkiyeti kanununa aykırı olarak bu süreci erteleyip duruyoruz. Bilerek erteleme, ayak direme açık bir suç, ancak ORJAN’DA YAŞAYANLARIN KAÇI BÖYLE BİR DURUMDA OLDUĞUMUZU BİLİYOR?

Elimizdeki kat irtifakı tapularının arsa tapusu ile kat mülkiyeti tapusu arasında geçici bir ara form olduğundan kaç kişinin haberi var? “Arsa üzerindeki inşaata yönelik mülkiyet hakkı” belgesi sahibiyiz. Ancak bu geçici belgenin proje tamamlanıp konutlar bittiğinde kat mülkiyeti tapusuna dönüşmesi gerekiyor. Bu işlem de iskân raporunun alınmasını izleyen bir yıl içinde yapılması lazım. BİLGİMİZ VAR MI?

Oturduğumuz 131m2 lik bina alanı için 277 m2’lik bir tür “hisseli tapu” sahibiyiz. Neden? Çünkü; Orjan arazisinin konut alanı durumundaki 500 bin m2’lik ana gayrimenkulün ortak alanlarında (cadde, sokak, parklar, çarşı, 414, gazino, yönetim merkezi, havuz, spor alanları, cami, sağlık ocağı vb) hepimizin hissesi var. Ayrıca ortaklar olarak, kooperatif mülkiyetinde olan Turizm ve Günübirlik tesis yerlerinde de dolaylı olarak hissedarız. YÖNETİMLERCE BU KONULARDA BİLGİLENDİRİLDİĞİNİZİ HİÇ HATIRLIYOR MUSUNUZ?

Haydi ikinci kez kanalizasyon sistemini, doğalgaz yatırımını, yağmur suyu kanallarını ve devasa üst yapı projesiyle yolları, sokakları, kaldırım ve otoparkları neden bizim yaptırdığımızı biliyoruz diyelim. Çünkü yıllarca bu tür yatırımları cebimizden yapmaya alıştık. Peki başka bir seçenek var mıydı? Elbette vardı ama “Geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye” demiş atalarımız. Onu daha önce düşünecektik. Neden mi?

Doğalgaz altyapısını yapan ilgili firmanın “Siz özel mülksünüz, verin parayı yapalım” demesinden bir şey anlamadık mı? Cadde ve sokaklarımızı imarlı yollar haline getirseydik böyle diyebilecek miydi? İşte o zaman devlet “hık, mık” etmeden, evlerimizin önüne kadar doğal gazı çekmiş olacaktı. BUNDAN BİR DERS ALMAYACAK MIYIZ?

Meselâ elektrik sistemini neden devrettiğimizi hatırlıyor musunuz? Neden, ekstradan ciddi bir yatırım yaparak sistemi baştan aşağı yenilemiş ve öyle devretmiştik? Böylece hem yüksek şantiye elektriği ödemekten, hem de sistemin bundan sonraki bütün bakım, onarım, yenileme ve işletme masraflarından kurtulmadık mı? BU OLAY DA MI BİZE BİR ŞEYLER ÖĞRETMEDİ?

Hiçbir şey için son değil elbet. Şimdi de düşünülecek, yapılması mümkün şeyler var elbette. Meselâ kanalizasyon sistemini komple Baski’ye devretmek gibi. Bitmedi, dahası da var: 1980’li yıllarda hazırlanıp, “Gelecekte Orjan bununla yönetilecek” denilen yönetim planı üzerinde düşünen, uygulayan ya da güncelleyen var mı? Yok. Bırakın uygulamayı, bir kenara konup bilhassa unutulması sağlanmış. Çünkü, üzerinden yıllar geçmiş, güncellenmeden şimdi uygulanmaya kalkılsa adeta kıyamet kopar da ondan. Bunları daha önceki yazılarımda maddeler halinde etraflıca açıkladığım için bir kez daha tekrar etmeyeceğim.

SONUÇ OLARAK ENİNDE SONUNDA SİTE YÖNETİMİNE GEÇECEĞİZ. Kooperatif olarak kalmayı sürdürmenin, kanunlara karşı direnmenin, hatta görmüyor-duymuyor-bilmiyor olmanın hiçbir yararı yok. Peki, “Kooperatifi ne yapacağız?”, “Hisselerimiz olan yerlerden vaz mı geçeceğiz?”, “Burası yol geçen hanı mı olacak?” ve “iki başlı yönetim olur mu?” gibi pek çok sorunun zihninizden geçtiğini görür gibiyim. Ama “korkunun ecele faydası yok” bilirsiniz. Korkularla, tereddütlerle yol yürünmez. Bunlarla yüzleşmek ve ne yapabileceğimizi vaktinden evvel düşünüp ona göre hareket etmek mecburiyetindeyiz.

Gelecek haftaya kadar sağlık ve esenlikte kalın. Orjan postası III devam edecek.