30 Ağustosa doğru
Büyük Taarruz 5 Ağustos 1921'de Mustafa Kemal Paşa'ya Başkomutanlık yetkisi verilmesi ile başlamış, bir yıl sonra 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar'da Başkomutanlık Meydan Savaşı'nda Yunan ordusunun yenilmesiyle birlikte 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılması ile sonuçlanmıştı.
Bu zafer Türk milletinin küllerinden doğduğu, milli birlik ve beraberlik ruhunun ne demek olduğunun tüm dünyaya gösterildiği unutulmaz bir şahlanıştır. Bu 30 Ağustos ruhu milletimizde hep vardı, bu gün de var, yarınlarımızda da olacak. Bu büyük zafer hiç unutulmadı, hiçbir zaman da unutulmayacak.
Büyük Taarruza giden süreci bir yıl öncesinden tekrar hatırlayacak olursak:
19 Eylül 1921'de Mustafa Kemal Paşa'ya 'gazi' unvanı ve 'mareşal' rütbesi verildi ve Türk ordusu, savunma durumundan taarruz durumuna geçmiş oldu. Artık büyük bir taarruzla düşmanı yok etmek için hazırlıklar başlamıştı. İstanbul'daki depolardan gizlice cephane getiriliyor, yeni silahlar satın alınıyordu.
20 Ekim 1921'de Fransa Ankara Hükümeti'ni tanıdı ve Ankara Antlaşması imzalandı.
5 Ocak 1922'de Fransızların çekilmesiyle Türk Ordusu Adana'ya girdi.
26 Ağustos 1922'de Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz'u, Kocatepe'den saat 05.30'da topçu ateşiyle başlattı. Taarruz için yapılan hazırlıklar 1 yılın sonunda ancak tamamlanabilmişti. Topçu ateşi ardından piyadeler hücuma geçti ve taarruz planlanan şekilde sürdü. Beklemediği bir saldırı ile karşılaşan düşman, bozguna uğrayarak ikiye ayrıldı. İngilizlerin "Üç ayda aşılamaz!" dediği istihkâmlar, üç saatte aşılmıştı.
27 Ağustos 1922'de Sabah gün ağarırken Türk ordusu tüm cephelerde tekrardan taarruza geçti. Saat 18:00 olduğunda Afyon kurtarılmıştı. Böylelikle Başkomutanlık karargahı ve Batı Cephesi komutanlığı Afyon'a taşındı.
28 ve 29 Ağustos 1922'de Başarılı geçen taarruz harekatları sonucu 29 Ağustos gecesi düşmanın çekilme yollarının kapatılarak onları teslim olmaya zorlama ve muharebenin sonlandırılması kararı alındı.
30 Ağustos 1922'de Düşman planlandığı şekilde çember içine alındı. Dumlupınar'da ise Yunan Ordusuna son darbe vurularak, muharebede kesin zafer kazanıldı. Böylece bu zafer, Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı.
30/31 Ağustos 1922'de Kütahya kurtuldu. Belediyeye Türk Bayrağı çekildi.
1 Eylül 1922'de Zaferden sonra, kaçabilen Yunan birliklerinin takip edilmesi için Mustafa Kemal tarihi bir emir daha verdi: "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir! İleri!"
2 Eylül 1922'de Yunan askeri birlikleri komutanı General Trikopis ile Digenis esir alındı.
9 Eylül 1922 Sabah saatlerinde Türk birlikleri kilometrelerce yol kat ederek İzmir'e girdi ve İzmir düşmandan temizlendi. Kadife Kale'ye Türk Bayrağı çekildi.
30 Ağustos büyük zafer
30 Ağustos tarihe gömülmek istenen bir milletin, adeta küllerinden yeniden doğuşunun, özgürlüğünün ve bağımsızlığının sembolü büyük bir zaferdir.
Bu yüzden 30 Ağustos, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, düşman işgalinden kurtuluş günü olarak her yıl resmi bayram olarak kutlanıyor.
Büyük Taarruz' un 98. Yıl dönümü vesilesiyle, Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman Türk ordusunu saygı ve minnetle anıyoruz.
Zafer Bayramı, ilk olarak 1924 yılında Dumlupınar'da Atatürk'ün katılımıyla Başkumandan Zaferi olarak kutlanmış. Dumlupınar'ın Çal Köyü'nde gerçekleşen ilk törende Mustafa Kemal, milli ruhun canlı tutulmasının önemini vurgulamış ve ''Meçhul Asker Abidesi''nin temelini eşi Latife Hanım ile beraber atmışlar. Atatürk, burada yaptığı konuşmada milli mücadelenin bağımsızlık, milli egemenlik ve milli ekonomi amacıyla yapıldığını da açıklıyor.
1 Nisan 1926'da kabul edilen Zafer Bayramı Kanunu ile de 30 Ağustos Başkumandan Muharebesi gününün Cumhuriyet ordu ve donanmasının Zafer Bayramı olduğu, her yıl dönümünde ordu tarafından kutlanacağı belirtilmiş.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkumandanlık Meydan Muharebesi olarak da bilinen Büyük Taarruz, Sakarya Savaşı'ndan sonra Türk ordusunun işgalci güçlere kesin darbeyi vurmak için hazırlıkları 1 yıl kadar süren harekât sonrasında kazanılan büyük bir zaferdi.
Büyük Taarruz 26 Ağustos 1922'de başladı. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, muharebeyi yönetmek üzere Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile Afyon Kocatepe'ye geçti. Aslıhan civarında kuşatılan düşman birlikleri Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde imha edildi.
Zafer sadece vatanın düşman işgalinden tamamen kurtulmasını sağlamakla kalmamış 1920'de Meclis'in açılmasıyla fiilen kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet payidar kalacağını da ispat etmiştir.