13 Eylül 2019 Cuma

11 Eylül 2019 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı126....................................Otoyolun düşündürdükleri


Otoyolun düşündürdükleri
Bir hayaldi. Otuz yıl öncesinden başlayarak zaman zaman ülkenin gündeminde yer aldı. Ondan fazla hükümet, 15 kadar Bayındırlık bakanı geçti üzerinden. Özellikle körfez geçişi için düşünülen köprü ihalesi birkaç kez iptal edildi. Sık sık yolsuzluk iddialarına konu oldu. Hatta bir bakan sırf bu yüzden yüce divanda yargılandı. Devletin proje, yatırım ve bütçe birimleri uzun yıllar üzerinde çalıştılar. Nihayet Ak parti ve Erdoğan ile birlikte bu hayal de gerçekleşme yoluna girdi. 9 Nisan 2009’da ihale edildi, sözleşmesi 27 Eylül 2010 tarihinde imzalandı ve 28 Ekim 2010'da Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla temeli atılmış oldu.  5,5 yıl sonra 1 Temmuz 2016’ da Osmangazi Köprüsü, ondan üç yıl sonra da geçtiğimiz Kurban bayramı öncesi yolun tamamı ulaşıma açıldı .

Tabi ki bu gibi yatırımlar makro planda ülkemiz için son derece iyi şeyler. Ancak, Susurluk için hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak. Zira, ‘Fırt’ olarak adlandırıldığımız zamanlardan beri tarihsel olarak içinden yol geçen bir belde olmak bize çok şey kazandırmıştı.  Bu kez yol güzergâhının şehrimizin dışından teğet geçip gitmesinin elbette bize olumsuz sonuçlar getireceği açık. Bunun en somut göstergesi zaten iyi durumda olmayan dinlenme tesislerimizin birer birer kapanmakta oluşu. 24 saat açık ışıl ışıl tesislerimiz, gece olunca kararıyorlar. Bu şartlarda Özdilek gibi büyük firmaların da yapması beklenen tesisler için yatırım başlatması fazla iyimserlik olur. Yeni otoyol, revaç bulduğu ölçüde Susurluk esnafı daha da zor durumda kalacak.

Üniversite fikrinin hayali bile güzeldi. Gördük ki birkaç iyi adamın çabası yetmiyor. Susurluk; gelecek paraların hayali, emlak fiyatlarının yükseleceği beklentisi ya da siyasi hasımlık adına muhalif söylemler içine girerek bu işin oluruna değil olmazına çalıştılar.  Bu basiretsizlik Susurluğun alınyazısı değil, olmamalı. Susurluk otoyol meselesinde de maalesef bir yirmi yılı gözlerini kulaklarını kapatarak geçirdi. En acısı tarlalarını yok bahasına satarak ne kadar kısa görüşlü olduğunu da göstermiş oldu. Oysa otoyolun Susurluk’tan geçiyor olması birçok yatırımcı için fırsat olarak görülmüştü. Hatta bu o kadar abartılmıştı ki, alınmadık tarla, bahçe bırakmadılar. Susurluk bununla da ayıkmadı. Aksine mülk sahipleri fiyatlar biraz daha artsın diye mevziye yattılar. Tarlasını yok bahasına satan kaloriferli daireye koştu. Talep arzı doğurdu ve bir sürü müteahhit çıktı piyasaya. Ne oldu ? Deniz bitti, bir çok müteahhit karaya vurdu. Yaptıkları daireleri bin türlü reklamla satmaya çalışıyorlar, alıcı yok. Satan daha çok.

Olan oldu...Ders almak isteyen batan akşam güneşine değil, her sabah yeniden doğan güneşe baksın. Evet geçmişten ders alalım ama yaşadığımız bugün ve geleceğimizi heba etmeyelim. Daha da geç kalmamak için bir yerden başlamalı. Meselâ şu lojistik konusunu enine boyuna değerlendirmeli Susurluk. Bu meseleye de Fransız kalmamalı.  Kurulacak lojistik merkezinin, yapılacak tesislerin, canlanacak tarım ve ticaretin geleceği üzerine konuşulmalı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın otoyol hakkında "Bu yol sayesinde turizm, sanayi ve ticari faaliyetler hızlanacak…” sözünü ciddiye alalım.