Çaçaron bildiğimiz geveze demek. Karşısındakini
susturacak biçimde ve çok konuşan, çenesi kuvvetli kişiler
için kullanılıyor.
Kelime
kökeni İtalyanca, muhtemelen Romalı hatip Cicero ile bir ilgisi var. İtalyanca
chiacchierare gevezelik etmek anlamına geliyormuş. Venedikçe ciaciarón 'çok
konuşan kocakarı' sözcüğünden alıntıymış. Ayrıca bu sözcük Venedikçe ciaciaràr 'gürültü yapmak, çok konuşmak' fiilinin de
adıymış. Bu sebeple İtalyanların çok konuşan, çenesi düşük, geveze anlamında kadınlar için kullandıkları bir sıfat. Karşısındakini
bastıracak biçimde yüksek sesle ve çok konuşan, çenesi
kuvvetli, kavgacı, şirret anlamında.
Bizde daha öncesinde sözlü olarak günlük hayatta belki yaygındı, ancak
Ahmet Vefik Paşa'nın Lugat-ı Osmani (1876) adlı eserinde ilk defa kayıtlara geçmiş. Çaçaronun; lafçı, lafazan, zevzek, lakırtı
ebesi, ağız kavafı, lakırtı kavafı, sır saklamayan ve boşboğaz gibi eş anlamlıları da var.
Benim bildiğim;
sadece kadınlara değil lafını sözünü bilmeyen, dan dun konuşan ve ağzı
kalabalık kişilere deniyor.
Gangilmek
akşamları evde en çok duyduğum kelimelerden. Yorgun düşüp tv karşısında
kanepede kaykılıp, bir süre sonra da uyuyuvermek anlamına geliyor. TDK Sözlük Anlamı da aşağı yukarı böyle: Olduğu
yerde kendinden geçerek uyumak.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü bu kelimenin
daha çok Isparta, Balıkesir, Edirne ve Kırklarali bölgesinde yaygın olduğunu
belirtmiş.
Gangıldak
çok zayıf insan ya da hayvan için
kullanılan aynı kökenden bir kelime. Aynı şekilde 'Ganguldak' kelimesi de İhtiyarlıktan titreyerek yürüyen insan ya da hayvan anlamına geliyormuş.
Ek yerleri gevşemiş, bozulmuş eşyaya da gangıldayık deniyormuş. Bunun gibi
'gangıldamak' terimi hayvan için; zayıflamak, kemikleri fırlamak olarak
geçiyor. İnsan için çok ihtiyarlamak, bunamak, Eşya için ise eskimek,
işe yaramaz duruma gelmek olarak kullanılıyormuş.
Bunların
ortak noktası 'Gangu (ı) kelimesi. 'Gang' ingilizce karşılıgı gangue olan,
herhangi bir cevherin içindeki değersiz mineraller
demekmiş. Bu anlamda gang mineralleri, üretim yapılmak istenen cevher yapısında veya yanında, onunla
bütünleşik olarak bulunan işe yaramaz mineraller için kullanılıyormuş.
İngilizcede gangster manasındaki 'gang' da bu kökenden geliyor olmalı.
Özetle gangilmek
kelimesinin; olduğu yerde kendinden geçerek uyumak şeklindeki manasında da işte
bu işe yaramazlık, zayıflık ve gevşemişlik var.
Maatteessüf sözcüğü Osmanlıca-Türkçe Sözlükte var. Yazılışı 'maa-t-teessüf' şeklinde. Dilimize arapçadan geçmiş. Üzülme manasındaki teessüf kelimesinin, birlikte manasındaki -maa ekiyle
türetilmesi sonucu oluşmuş. Maalesef, üzülerek söylüyorum ki,
ne yazık ki anlamına geliyor.
Şeddeli kelimeler arasında en gösterişlilerden bir tanesi. Doğru söylenişine de doğru yazılışına da çok az rastlanıyor. Zira Osmanlı Döneminden
kalan ve artık unutulmaya yüz tutmuş kelimelerden.
Bugün
artık pek rastlamadığımız için okuduğumuzda ya da duyduğumuzda tebessüm
ettiriyor olabilir. Ancak sözcüğün kullanıldığı haller pek de komik değil.
Çünkü; üzülerek, üzüntüyle, yazıklar olsun ki,
esefle ifâde edeyim ki, ne yazık
ki denilecek olumsuz durumlarda söyleniyor.
Şimdilerde
böyle konuşan kibar beyefendiler,
hanımefendiler de pek kalmadı ya.
Kuyruksallayangiller
Daha önce “Çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” olarak
hafızamıza kazınan en uzun kelimenin, yerini
“Afyonkarahisarlılaştıramadıklarımızdan mısınız?” kelimesine bıraktığını
zannederken, sivri zekâlı birinin ürettiği "muvaffakiyetsizleştiricileştiriveremeyebile
ceklerimizdenmişsinizcesine”
kelimesini duyduk. İçerisinde tamı tamına 22 tane ek bulunan bu kelime toplam
70 harften oluşuyor. Türkçenin bu en
uzun kelimesini geçebilecek bir
rakip henüz ortada yok.
Ancak ; Türk Dil Kurumu’na
göre yalın haldeki en uzun Türkçe kelime "Kuyruksallayangiller".
Kendisi 20 harften oluşuyor. Şu duyunca tebessüm ettiren komik kelimelerden.
Bunlar
omurgalı hayvanlardan kuşlar (Aves) sınıfının ötücü-kuşlar
(Passeriformes) takımının öz-ötücüler (Oscines) üst-familyasına giren bir tür.
Vücutları, kuyrukları ve gagaları uzun ince yapılı, kuyruk boyu vücut
uzunluğunun 1/3'ünden daha fazla olan, göç eden kuşlar.
Meselâ;
Ak kuyruksallayan (Motacilla alba)
Kuyruksallayangillerden, kanatları ve vücudunun üst
bölümü kül rengi, alt bölümü değişik sarı olan, uzun kuyruklu, incir kuşu gibi küçük ötücü bir kuş. Dağ kuyruksallayanı (M. cinerea), sarı çobanaldatan (M.flava), kır incir kuşu
(Anthus campestris), çayır incir kuşu (A.pratensis), mahmuzlu incir kuşu
(A.novaeseelandiae), dağ incir kuşu (A.spinoletta), ağaç incir kuşu
(A.trivialis), kızıl-gerdanlı incir kuşu (A. cervinus),mahmuzlu incir kuşu (A.
richardi), su incir kuşu (A. spinolette) gibi türleri de iyi biliniyor.
Her ne
kadar 'Kuyruksallayan' halk dilinde davetkâr, işvekâr anlamında kullanılıyor
olsa da, biz bir kuş türü olarak bilelim bu kelimeyi. O zaman 'Kuyruksallayangiller' doğru kullanılmış
oluyor.