22 Kasım 2018 Perşembe

22 Kasım 2018 Perşembe 11:00 SİNEMA YAZILARI..............................Çalıkuşu

Çalıkuşu

Çalıkuşu, Reşat Nuri Güntekin'in 1922'de yayınladığı aynı adlı romanından uyarlanan 1966 yapımı siyah beyaz bir yeşilçam filmi. 

Senaryosu, yapımcısı ve yönetmeni Osman Fahir Seden. Görüntü yönetmeni ise Kenan Kurt. Yapım şirketleri Seden ve Kemal Film (Yapım), Acar Film (Laboratuar).

Tamamen romana bağlı kalınarak çekilmiş ve seyircisinde iz bırakmış unutulmaz bir uyarlama. 

Sinemaya çok geniş bir oyuncu kadrosuyla aktarılmış. Filmin sinema afişinde 57 ünlü yıldızın filmde rol aldığı yazılı. Bu nerede ise 1960`ların tüm ünlü sinema ve tiyatro oyuncularını kapsıyor. Filmde Feride karakterini dönemin en ünlü kadın oyuncusu Türkan Şoray, Kâmuran karakterini ise dönemin en ünlü erkek oyuncusu olan Kartal Tibet oynamış.

Diğer oyunculardan ön çıkanlar: Bedia Muvahhit (Dam De Sion Okul Müdiresi), Mürüvvet Sim(Kamuran'ın Annesi),  Feridun Çölgeçen (Fransızca Öğretmeni), Kerim Afşar (Yzb. İhsan), Hüseyin Kaşif (Muhtar), Renan Fosforoğlu (Öğretmen), Şaziye Moral (Besime Teyze), Necdet Mahfi Ayral (Maarif Müdürü İbrahim Hilmi), Aliye Rona (Hatçe Hanım), Zeynep Değirmencioğlu (Munise). Bu filmle beraber Türk sinemasında büyük kadrolu filmler dönemi de başlamış.
Feride küçük yaşta annesini kaybetmiştir. Küçük yaşlarda anne ve babasını yitiren Feride’ye babaannesiyle birlikte teyzeleri bakmaktadır.  Subay olan babasının görev nedeniyle uzak kaldığı memleketine tekrar dönememe ihtimali vardır. Bu yüzden kızını Fransız Da me de Sion okuluna yatılı olarak verir.
Davranışları yüzünden çevresindekiler tarafından “Çalıkuşu” olarak anılan Feride, gittikçe serpilip güzelleşir. Bu arada Feride'ye teyzesinin oğlu Kamuran aşık olmuştur.  Çocukluğundan beri çekindiği, teyzesinin yakışıklı oğlu Kamuran’la çekişmeleri sonraları bir aşkı doğurur ve evlenme hazırlıklarına kadar varır. Teyzesinin onayını aldıktan bir süre sonrada bu hayat dolu kızla nişanlanır.
Bu sıralarda Kamuran'ın Münevver adlı bir kızla ilişkisi olduğu ortaya çıkar. Bu haber ile hayalleri altüst olan ve tüm dünyası yıkılan Feride evden kaçar.  Yaşlı süt annesinin yanına sığınan genç kız bakanlığa başvurarak öğretmen olarak Anadolu’da görev yapmak ister
Ancak, öğretmen olarak Anadolunun ücra bir köşesine atanan  Feride'nin güzelliği başına dertler açmakta ve sık sık tayini çıkıp yer değiştirmektedir. 
Son tayinlerinden birinde, yaşlı bir bekar olan Hayrullah Beyle tanışır. Sevimli bir kişiliğe sahip Hayrullah Bey, Feride'yi kızı gibi sevmesine karşın, bazı söylentiler nedeniyle güç durumda kalırlar ve çevrelerindeki dedikoduları önlemek amacıyla evlenirler. Gerçekte ilişkileri bir baba-kız beraberliğinin ötesine geçmez. 
Bir gün Hayrullah Bey, Feride'nin tuttuğu günlükleri ele geçirince onun Kamuran'ı hala sevdiğini öğrenir ve onları kavuşturmaya çalışır.
Aşkına rağmen gururu için evinden ayrılıp Anadolu’da öğretmenlik yapan genç bir kadının yaşamını anlatan dizide ayrıca dönemin toplumsal koşulları değerlendiriliyor. Bir aşk hikayesi üzerinden “yoksulluk”, “cehalet”, “umutsuzluk” temaları ile birlikte dönemin “eğitim-öğretim sistemi” ve “bürokrasideki çarpıklıklar” konularına da ayna olan film insanın idealleri uğruna neler yapabileceğinin de bir göstergesidir.

Bu filmin yönetmeni Osman Fahir Seden 1986 yılında bu kez TV dizisi olarak "Çalıkuşu" `nu tekrar çekti. Bu defa renkli çekilmişti ve TRT kanalında Pazar akşamları 7 bölüm olarak ekrana geldi. 
Bu mini dizide başrolleri Aydan Şener (Çalıkuşu Feride), Kenan Kalav (Kamuran) ve Sadri Alışık (Miralay Hayrullah Bey) paylaşmışlardı. 

Diğer rollerde Eşref Kolçak (Şeyh Yusuf Efendi), Hayati Hamzaoğlu (Binbaşı Nizamettin Bey), Kaya Akarsu (Yüzbaşı İhsan), Tomris Oğuzalp (Hatice Hanım) dı. Bu kez Munise rolü Mine Çayıroğlu’na verilmişti. 
Senaryo, reji ve yapımcı yine Osman F. Seden’di. Görüntü Yönetmeni de  yine  Kenan Kurt, filmin müziği ise Esin Engin tarafından hazırlanmıştı.
Türk edebiyatının klasiklerinden olan Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu romanının üçüncü uyarlaması 2013 yılında yine bir Tv dizisi olarak çekildi. 
Bu kez  Yönetmenliğini Çağan Irmak ve Doğan Ümit Karaca’nı yaptığı dizinin Senaryosu Sevgi Yılmaz’a aitti. Yapımcı ise Timur Savcı,  Tims Productions oldu. Dizide başrolleri Burak Özçivit ve Fahriye Evcen paylaştılar. 
Sinemacı bir aileden gelen Osman Fahir Seden, 22 Mart 1924 tarihinde İstanbul'da doğdu. 

Babası, Türkiye'de ilk sinema salonlarından birini açan ve ilk özel film şirketi olan Kemal Film'in sahiplerinden Kemal Seden'dir. Orta öğrenimini Alman Liseside tamamladı, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.

Yabancı filmlerin dublajında çalışarak sinema dünyasına girdi. 1951de yapımcılık ve senaryoculuğa başladı. İlk senaryosu 1951de 27 yaşında iken yazdığı "İstanbul Kan Ağlarken" ve 1956`da ilk yönetmenlik denemesi "Kanlarıyla Ödediler". 1959`da çektiği "Düşman Yolları Kesti" adlı filmle Türk sinemasının önemli yönetmenleri arasına girdi.

1960lı yıllara kadar dram ve macera filmleri çeken Seden daha sonra güldürü polisiye ve müzikal filmlere yöneldi. Bazı önemli filmleri Berduş(1957), Cilali İbo Yıldızlar Arasında (1959), Düşman Yolları Kesti (1959), Namus Uğruna (1960) ve Çalıkuşu'dur (1966).

Genellikle duygusal filmler çekmesine rağmen ilk dönemlerinde Feridun Karakaya'nın unutulmaz tiplemesi Cilali İbo serisi gibi filmleri de yönettti.

1960-70 yılları arasında pekçok film çekti. Hepsinde de başarılıydı. En başarılısı ise "Çalıkuşu" oldu. 1968′de Kemal Film'in deposu yanınca, birçok film kül olup gitmişti. Ancak 1973te baba yadigarı Kemal Filmi kapattı ve kendi adının baş harflerinden oluşan "OFS Prodüksiyon" Şirketini kurdu. 

Gazi Kadın/Nene Hatun (1973), Batsın Bu Dünya (1975), Beş Milyoncuk Borç Verir misin (1975), Güler misin Ağlar mısın (1975), Nereye Bakıyor Bu Adamlar (1976), Dokunmayın Şabanıma(1979) filmlerini çekmiştir.

80li yıllardan 90lı yıllara türkülü şarkılı filmler modasıydı ve o da bu modaya ayak uydurdu. Arabeskçilerin yükseliş döneminde onun da imzası oldu. "Yakılacak Kadın" "Telekız" "Yeniden Doğmak" "Yolpalas Cinayeti" ve "İki Kadın" filmleri Sedeni 90lı yıllara taşıdı.

Ayhan Işık başta olmak üzere önemli yıldızları Kemal Film'e bağlayarak Türkiye'de star sisteminin öncüsü oldu. Ayhan Işık, Belgin Doruk, İzzet Günay, Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, Fikret Hakan, Eşref Kolçak, Ajda Pekkan, Ahmet Tarık Tekçe, Feridun Karakaya, Vahi Öz, Öztürk Serengil, Sadri Alışık, Münir Özkul, Kenan Pars, Hayati Hamzaoğlu, Nubar Terziyan, Kadir Savun ve Zeki Müren, Necdet Tosun, Zeynep Değimencioğlu (Ayşecik), gibi bir çok oyuncu, onun filmleriyle tanınmıştı ve Kemal Film bünyesinde uzun yıllar yer aldılar.

Yeşilçam tarihinin en önemli isimlerinden biri olan yapımcı, yönetmen ve senarist Osman Fahir Seden, Ayhan Işık'ı keşfedip yıldız yapan adamdır.

Hülya Avşar, Bulvar Gazetesi'nin düzenlediği güzellik yarışmasına katılıp birincilik alınca, Osman F. Seden, onu Haram (1983) ve Yabancı(1984) filmlerinde oynatmış.

Sinema filmlerinin dışında son dönemlerde pek çok TV dizisinin yönetmenliğini yaptı. Türk Halkı'nın beğenilerini zevklerini iyi bilen Osman Fahir Seden, televizyon dizilerinde de büyük başarı kazandı. Ve onun çektiği diziler, bugün televizyonun en önemli yıldızlarından biri olan Aydan Şener'i yarattı.

Yaşamı boyunca 100'ün üzerinde senaryo yazıp, film yönetti. Yönetmenliğini yaptığı filmlerde küçük rollerde yer aldı. Birçok Kemal Sunal filmi O'nun eseridir.

Osman Fahir Seden'in diğer yönetmenlerden farkı ise, kameranın karşısına da ilginç karakterler olarak sık sık geçmesiydi. Kendisini onlarca filmde gördük. Patron da oldu (100 Numaralı Adam), bankacı da (Beş Milyoncuk Borç Verir Misin?), Mafya da oldu (İyi Aile Çocuğu), Meclis Başkanı da (Zübük). Ateş Böceği filmindeki ufak rolü ise bu performansların en unutulmazlarından biri. 

Filmde Necla Nazır kendisinin cüzdanını çalmıştır ve kıskıvrak yakalanmıştır(!). Zengin bir iş adamı olan Osman Seden'in arabasıyla karakola giderlerken, Necla Nazır çocuk gibi özür diler, yalvarır, yakarır. Sonunda Seden dayanamaz, kızı affettiği gibi üstüne para da verir. Şoförün "helal olsun abi, senin gibi erkek görmedim" övgüsüne üstadın cevabı şu olur: "Eksik olma, ne de olsa Beşiktaş'lıyız." Sinema tarihinde bu sahnenin bir benzeri yoktur herhalde.

Sanat yaşamı boyunca pek çok ödül kazanan Osman Seden'e, Kültür Bakanlığı tarafından 1991 yılında Devlet Sanatçısı unvanı verildi.

Osman Fahir Seden, 1 Eylül 1998 tarihinde 74 yaşında prostat kanseri yüzünden hayata gözlerini kapattı.

21 Kasım 2018 Çarşamba

21 Kasım 2018 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı86....................................Kutlu olsun

Kutlu olsun


Cumartesi günü 24 Kasım; Öğretmenler Günü. Hepimizi yetiştiren, emek veren, fedakâr öğretmenlerimizin kutlanması için bir vesile. Onları onurlandırmak ve yılda bir kez de olsa ne kadar özel olduklarını kendilerine ifade edebilmek adına çeşitli etkinliklerle değerlendirilen bir kutlama günü.

Bizim için de onların üzerimizdeki haklarını ve ifade ettikleri kıymeti bir kez daha düşünüp anlamamızı sağlayan bir gün. Ellerinden öpülesi öğretmenlerimizin, hocalarımızın 24 Kasım Öğretmenler günü kutlu olsun

O yüzü, ergen sivilceli at kuyruk saçlı köy öğretmenini ve aydınlık yüzlü şehir öğretmenimi hiç unutmayacağım. Zira ilki köyden çıkmamı, öbürü de daha büyük şehirlerde okumamı sağladı. İkisi de beni yüksek bir duvarın üzerinden aşırtıp uçurmuştular. Onlara minnettarım.

Bugün geriye dönüp baktığımda; kabına sığmayan yaramaz bir çocuk ve o iki öğretmenimi görüyorum. Ondan sonraki seçimlerim ne olursa olsun hayatımın başındaki o iki sihirli dokunuş bugünümü şekillendirmişti.

Elbet Rabbim ne dilerse o olur. Buna inanıyorum. Ancak o iki insan olmasa, sonrasında da kader diyeceğim bir yaşamı önüme örülmüş duvarların gerisinde sürdürüyor olacaktım.